Genel anlamda dünya üzerinde, özelde de İslam coğrafyasındaki istikrarsızlığın temel nedeni; Amerika’nın başını çektiği Batı emperyalizmidir. On yıllardır bu durum devam etmektedir. Çoğu zaman el altından dolaylı yollarla kaos ve istikrarsızlık mühendisliği yapılırken, bazen de alenen yapılan işgal ve saldırılarla, İslam dünyasının istikrarı bozulmaktadır. Görünen sebep ne olursa olsun, ortaya çıkan her düzeydeki kaosun arkasında Batılı güçlerin meşum elleri vardır.
Bu yüzden, yıllardır Müslümanlar arasında çıkarılan fitneler, akan kanlar ve heba olan devasa potansiyel ve kaynak yüzünden bu ümmet belini doğrultamamaktadır. Aramıza cetvellerle çizilen yapay sınırlar, zihinlerimizde aşılmaz surlara ve hendeklere dönüşüyor. Ortaya çıkarılan kaos ve istikrarsızlıkla ümmet olma ruhumuza ve irademize darbe vuruluyor. Halkların bir arada yaşama ve ümmet olma iradeleri ortadan kaldırılıyor. Gerçek düşman orta yerde dururken, Müslümanlar geçek düşmanlarını unutup kamplara bölünmekte ve birbirlerine yönelmekteler. Ümmet olma şuurunu yitiren Müslümanların birbirlerini katletmede kullandıkları silahlar da yine emperyalist Haçlılar tarafından çoğu zaman temin edilmektedir. İslam ümmetinin zenginlik kaynaklarının önemli bir kısmı, birbirlerine çevirdikleri silahların alımı ile heder edilirken, darboğazda olan Batı ekonomisi de böylelikle rahat bir nefes almaktadır. Zalimlerin sonu gelmez katliam ve talanları da bir döngü şeklinde devam etmektedir.
İslam dünyasına bakıldığında bunun birçok örneklerini görmek mümkündür.
En son, Pakistan’da yaşanan saldırılar bunun apaçık örneğidir. Yıllarca Pakistan’da düzenlenen dron-iha saldırılarıyla, aralarında kadın ve çocukların da olduğu binlerce insan katledildi. Düğün konvoyları, köy evleri, medreseler bombalandı. Köylüler tarlalarında bu barbar saldırıların hedefi oldu. Silahsız insanlar, “terörist” denilerek, kendi topraklarında katledildiler. Masum insanlar, ne olduklarını anlamadan Haçlı vahşetinin kurbanı oldular. Bugün İslam dünyası, adeta Kudüs Haçlılarca işgal edildiği zaman yaşadığı felaketin aynısını yaşıyor. O günü anlatan Batılı tarihçiler, Kudüs sokaklarında Müslüman kanının atların dizlerine ulaştığını belirterek, bu katliamın ve canavarlığın ulaştığı boyutları gözler önüne sermektedir. Bu gün de İslam ümmetinin her tarafı adeta o günkü Kudüs sokaklarına dönmüş. Sadece son on yılda Afganistan ve Irak’ta katledilen Müslümanların sayısı milyonu çoktan aştı. Katledilen bu insanlar arasında yüz binlerce kadın ve çocuk var. Görünür işgalin sona erdiğini ve çekildiğini ilan eden Haçlılar, bu defa işbirlikçilerini Müslümanların üzerine salarak Müslümanların rahat bir nefes almalarını engellemektedir. Fitne ve kaosun zayıfladığı yerde yine devreye giren İslam ve insanlık düşmanı Haçlılar, İslam coğrafyasını yeniden ateşe vermektedirler. Alevlenen fitnenin kurbanları, yine mazlum insanlar olmaktadır. Amerika, Afganistan’ı işgal ettiğinde, Pakistan’ı, kendisine destek vermemesi durumunda “taş devrine” çevirmekle ve Pakistan’ı harap etmekle tehdit etti. Bu tehdit karşısında ABD’ye destek veren Pakistan, o günden bu yana kaostan hiçbir zaman kurtulmadı. Yıllardır Amerikan zulmüne karşı başkaldıran mücahitlerle masaya oturacağını ortaya koyunca, büyük şeytan Amerika devreye girdi ve Pakistan Talibanı’nın lideri Hekimullah Mesud’u şehid etti. Barış zemininin yakalanmaması için de iha-dron saldırılarını artırdı. En son gelen bir habere göre; bir medreseye yapılan saldırıda, bazı ilim talebeleri şehid oldu, bazıları da yaralandı.
Kısacası tünelin ucunda bir istikrar gözüktüğünde, Amerika, gizli ve açık her yolla istikrarı sabote etmektedir.
Tüm İslam dünyasında benzer strateji takip ediliyor. Afganistan’da bu gün akan kanın sorumlusu, ABD’dir. Irak’ta yapılan katliamlardan sonra, ekilen fitne tohumları, bu gün Irakta müthiş bir kaosa dönmüş. Yemen’de Müslümanların cepheleşmesinin temel nedeni ve burada akan kanın sorumlusu yine ABD’dir. Somali’de Müslüman halkın iradesine tahammül edemeyerek müdahale eden ve istikrarı yıllardır dinamitleyen yine ABD’dir. Mısır’daki darbenin asıl mimarı ABD ve siyonistlerdir. Bu gün Filistin’de birlikteliğin olmaması ve Filistinlilerin bir araya gelememesinin temel sebebi yine ABD’dir.
Kısacası İslam dünyasındaki kaos ve felaketlerin arkasında ABD ve İngiltere’nin başını çektiği Haçlılar vardır. Bugün özellikle işbirlikçilerinin elleri ile dünyayı Müslümanlar için cehenneme çevirme gayreti vardır.
Artık Müslümanlar asıl düşmanlarına yönelmelidirler. Kuklalar ihmal edilmeden, asıl hedef olan kuklacı gözden kaçırılmamalıdır. Teslimiyetin ve işbirliğinin bir çözüm olmadığı görülmelidir. Teslimiyetçi ve ürkek siyaset, haklarımızla beraber şerefimizi ve haysiyetimizi de bize kaybettirmektedir. Pakistan örneğinde görüldüğü gibi, teslimiyetin sonu yoktur ve asla kafirleri memnun edemezsiniz. Onları memnun edeyim derken de her şeyinizi kaybedersiniz. Aradığınız istikrarı asla yakalayamazsınız, kaos ile yaşamak kaderiniz olur. İslam ümmeti, kendisini korku ile terbiye etmeye kalkışan düşmanlara karşı izzet ve onur sancağını yükseltmeli; tek ses, tek yürek olmalıdır.