Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Dr. Mehmet Şirin Ayiş, 8 Mart kadınlar günü münasebetiyle önemli açıklamalarda bulunarak, cahiliye döneminde köle muamelesi gören kadınların, İslamın gelmesiyle değer kazanarak, ayağının altına cennetin serildiğini söyledi.
“İslam öncesi cahiliye döneminde kadınlar köle olarak kullanılıyordu”
İslam öncesi cahiliye döneminde kadına gereken değerin verilmediğini ifade eden Ayiş, “Cahiliye döneminde kız çocuklarına değer verilmezdi. İlk çocuk kız ise diri diri gömülürdü. Kadın iş gücü olarak veya insanlar için tatmin aracı olarak kullanılıyordu. Bir insan sayısız cariyeye sahip olabiliyordu. ‘Kadınlar bizim için köledir, bizim çocuklarımızı karınlarında taşır ve doğururlar onların görevi budur’ anlayışına sahiplerdi. Cahiliye toplumunda kadının rolü ön planda değil. Daha çok emek, çalışma özeliği ön plandadır. Dolayısıyla kadına değer verilmiyordu. Cahiliye toplumunu iyi bir tahlil ettikten sonra İslam’ın kadına ne denli bir değer verdiği bariz bir şekilde ortaya çıkıyor.” dedi.
“İslamiyet cahiliye döneminin aksine, kadına annelik payesi vermiştir”
Kadının kıymet ve değerini İslam diniyle aldığını belirten Ayiş, “İslam kadını bir birey olarak görür. Erkeği tamamlayan bir yönü vardır kadının. Her bir canlı kendine göre zayıf yaratılmıştır. Sadece kadınlar değil, erkekler de zayıf yaratılmıştır. Kadın olmasaydı erkek tek başına ne yapabilirdi? İslam kadın ve erkeğin bütünlüğünde bir aile ortaya çıkarıyor. Bu ailede kadın ve erkek, anne ve babadır, karşılıklı hakları olan kişilerdir. Sorumluluk sahibidirler. İslamiyet cahiliye döneminin aksine, kadına annelik payesi vermiştir. Kadın, neslin devamı görevini yaptığı için kendisine bu paye verilmiştir. Zira artık kadın annedir. Yaşlılık çağına geldiğinde bile değer verilmelidir. Çünkü Allah Resulü, ‘Cennet annelerin ayağı altındadır’ hadisiyle kadının değer ve kıymetini ortaya koymuştur.”diye konuştu.
“İslam kadının çalışmasına karşı değildir, çalıştığı zaman annelik, eşlik ve evlatlık görevini aksatmaması gerekir”
Ayiş konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kadın fıtratı gereği annedir, eştir, evlattır, hayatın içinden biridir. Günümüzde de olduğu gibi kadınlara her konuda ihtiyaç vardır. Örneğin, Tıp konusunda kadınları engellemiyor. Aksine çalışıp eğitim görmesi gerektiğini söylüyor. Günümüzde kadın çalıştığı zaman sanki iyi anne, eş, evlat olamıyormuş gibi bir anlayış vardır. Bu anlayış olduğu zaman kadın kendini annelikten, eşlikten ve evlatlıktan soyutluyor. Sadece çalışmaya odaklanıyor ve işiyle ön plana çıkıyor. Kadının erkek gibi yaratılmaması, kadın için eksik veya kusur değildir. Kadın ve erkeğin görevi ayrıdır. Neslin devamı için böyle yaratılmıştır. İslam kadının çalışmasına karşı değildir. Çalıştığı zaman annelik, eşlik ve evlatlık görevini aksatmaması gerektiğini söylüyor.”
“Kadını reklam objesi olarak kullanmak onlara en büyük kötülüktür”
Günümüzde kadını cinsel obje olarak görenler olduğunu vurgulayan Ayiş, “Sözde çağdaş anlayış, kadını eşinin yanında kareye almıyor. Ailece bir sofrada eşiyle ve çocuklarıyla oturmuş kadını kareye almıyor. Kadını eşinden, çocuklarından soyutlamış bir cinsel obje olarak sunup, bir arabanın yanında, bir evin yanında reklam objesi haline getirmek, kadına yapılan en büyük kötülüktür. Çünkü fıtratına uygun olmayan bir işte kadını değerlendirmiş oluyorsun.”diye konuştu. (İLKHA)