‘Dünya Kadınlarına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ münasebetiyle PKK'ye yakın STK'ların düzenlediği etkinliklerde bazı çarşafa hakaret edilerek İslam’ın kadını köleleştirdiğinin ima edilmesine tepkiler gelmeye devam ediyor. Konuyla ilgili İLKHA mikrofonlarına konuşan STK’lar, İslam’a yönelik saldırıları kabul etmediklerini belirterek yapılan saldırının kimden geldiğine bakmaksızın tüm Müslümanların birlikte tepki göstermesi gerektiğine dikkat çekildi.
Çarşafın Müslüman olan tüm milletlerin ortak bir giysisi olduğunu dile getiren İHH Yönetim Kurulu Üyesi Ali Acar, “Namus kâbustur’ gibi sloganlar üreten Türk, Kürt ve Arap toplumuna yabancı batılı hayranlarının hevesleri kursaklarında kalacak. Bunu yapanlar da edepsizliklerinin altında boğulacaklardır.” diye konuştu.
“İslam’a saldırı kimden gelirse gelsin karşı koymalıyız”
İslam’ın kutsalına, değerine saldırı yapıldığı zaman bütün Müslümanların birlikte hareket edip karşı koyması gerektiğini belirten Şanlıurfa İHH Temsilcisi Behçet Atilla, “İslam’a saldırı Kürtlerden gelince farklı bir pozisyon almamız doğru değil. İslam’a saldırı Kürt’ten de gelse, Arap’tan da gelse tepkimizi ortaya koymamız gerekir. Yani hangi etnik gruptan gelirse gelsin hangi örgütten gelirse gelsin bütün Müslümanların beraber hareket edip tepkisini koyması lazım ki, buna bir daha cüret etmesinler. Aksi takdirde İslam’a karşı baskılar devam edecektir. Umarız bu yaşananlar Müslümanların uyanmasına beraber hareket etmesine vesile olur.” şeklinde konuştu.
“İslam hiçbir zaman kimseyi köleleştirmemiştir”
Doğu ve Güneydoğu’da özellikle İslam’a başörtü üzerinden hakaret edildiğini ifade eden Ramazan İçen, “Elbette ki bu insanların İslam’ı kabul etmeyebilirler bu kendi tercihleri ama İslam hiçbir zaman kölelik değildir. İslam hiçbir zaman kimseyi köleleştirmemiştir, İslam hiçbir zaman toplumları geriletmemiştir. İslam, daha çok insanlara özgürlüğü getirerek köleliği ortadan kaldırmak için gelmiştir. Ve İslam insanlığa sürekli hayat vermiştir.” diye konuştu.
Müslümanlar olarak İslam’a yapılan saldırıları kabul etmediklerini ifade eden İçen, “Biz sadece Allah’a kul olduğumuz için biz Allah’ın dışında hiç kimsenin kulu değiliz ama birileri Marksist-Leninist düşünceyi savunuyorsa bunun üzerinde de İslam’a saldıramazlar. Saldırmalarını biz Müslüman olarak kabul etmiyoruz. Bizler buna karşıyız özellikle başörtülü, çarşaflı kadınları kelepçelere ve zincirlere vurup ‘işte İslam bizi geriletiyor, bizi köleleştiriyor’ demelerini kabul etmiyoruz. Bu tamamen İslam’a hakarettir, İslam’a karşı olmaktır. Kesinlikle bizlerbunları kabul etmiyoruz.” sözlerini kullandı.
İslam’ın erkeklere tanıdığı her türlü hakkı kadınlara da tanıdığını belirten İçen şöyle devam etti: “Kur’an-ı Kerim her türlü özgürlüğü, her türlü hakkı kadınlara vermiştir. Ki biz bunu Kur’an’ın süreleri içerisine baktığımızda Nisa suresi, Mücadele suresi ve Meryem suresi bunların ismi ile inmiştir. Biz Kur’an-ı Kerimin bütünlüğü içerişinde onların ismi ile onlara hitap edip her türlü hakkı bunlara verdiğini görebiliyoruz. Ve Allah’ın bize vermiş olduğu bu davayı sonuna kadar da savunacağız.” (Osman Gülebak, Mehmet Demir - İLKHA)