Diyarbakır’da 7-8 Mart’ta düzenlenecek olan ‘Kürdistan ve Kürt Meselesine İslami Çözüm Çalıştayı’ ile ilgili İlke Haber Ajansına açıklamalarda bulunan Özgür-Der Batman Şube Başkan Yardımcısı Şefik Sevim, bölge Müslümanların bu gibi toplantılara çok ihtiyacının olduğunu belirterek, bölgede sadece muhatap alınması gerekenlerin laik-seküler güçler olmadığını ifade etti.
Çalıştayda İslami camiaların bir araya gelmelerini anlamlı bulduğunu vurgulayan Sevim, “Müslüman bir bakış açısıyla bölgemizdeki en yakıcı, tabir yerindeyse can evinden vurucu böyle bir sıcak gündemle ilgili bölgedeki Müslümanların, Müslüman kuruluşların, İslami STK’ların bir irade beyanında bulunmaları, ortak bir kanaate sahip olup söylenecek sözümüzün olduğunu sergilemeleri bizce anlamı ve manidardır. Çünkü bu bölgede sadece muhatap alınması gereken laik-seküler güçler değildir. Bu bölgede bir meşruiyet zeminine sahip olan güçlü bir kitlenin varlığı, örfüyle, adetleriyle, kutsallarıyla kendisine özgü bir yaşam biçimini oluşturan bir kitlenin söz konusu edilmesi ve muhatap edilmesi bu çerçevede bizce anlamlı bir imkân ve önemli bir zemin olacağını düşünüyorum.” dedi.
Müslümanların şimdiye kadar bir araya gelmemelerini bir kusur olarak gördüğünü söyleyen Sevim, “Öncelikle bizim İslami kesimde şimdiye kadar belki de adeta bir ihmal, bir kusur ve zaaf olarak görmemiz gereken bir araya gelebilmenin, sorunlarımızı beraber konuşabilmenin ve bu noktada birbirilerimizin farklı yaklaşım ve yorum ve içtihatlarımıza tahammül edebilme inceliğini kazandıracağını düşünüyorum. Biz bu konuda bize düşen incelikleri samimiyetle, güzel niyetlerle, halisane duygularla bütün grupsal hesaplarımızın ötesinde bir anlayışla bakabilirsek inanıyorum ki, bölgede farklı, meşru ve güçlü bir sesin iradenin oluşmasına da vesile olur.” diye konuştu.
“Müslümanların bir araya gelmemesinin ciddi bir sorun olduğunu düşünüyorum”
Bölge Müslümanların bu gibi toplantılara çok ihtiyacının olduğunu vurgulayan Sevim, devamında şöyle dedi: “Müslümanların bir araya gelmemesinin ciddi bir sorun olduğunu düşünüyorum. Çünkü yakıcı bir fitne, yozlaşma ve ifsad var karşımızda. Burada kuşkusuz Müslüman kesimlerin, İslami STK’ların, çevrelerin, vakıfların adını ne koyarsak koyalım bir şekilde bu mütevazi zemini güçlendirip gerçek anlamda aslında bizim bu toplumun meşru bir zemini, adresi, limanı olabilme inceliğini oluşturabiliriz. Bu noktada insan olarak da, moral motivasyon olarak da, psikolojik olarak da ve şuanda sevgiye, ilgiye, samimiyete ihtiyacı olan milyonlarca insanın gerçekliğinden hareketle de bu konuda rabbimizin bizden istediği ilahi bir Murad olarak görmemiz lazım. Çünkü bu noktada hakikaten insanlarımız alabildiğince bireyselci, alabildiğince kendi doğrularını merkeze alan, yer yer ne yazık ki nefislerimizin veya çabalarımızın da riyakârlığın karıştığı bir gerçeği yaşıyoruz. Tüm bunların üstesinden gelerek bir Müslüman olarak bu bölgede bizim üzerimize düşen nedir diyerek, bu noktada ortak bir iradenin, beyanın ve dilin geliştirilmesi anlamlıdır.” (M. Fatih Akgül - İLKHA)