Yeni bir hayatın başlangıcı demek olan evlilik merasimleri yani ‘düğün' adı altında düzenlenen eğlence ve törenlerin, neşe ve sevinç içinde geçmesi, dünyanın hemen hemen her yerinde vardır. Ancak bu merasimlerin gelenek ve âdetleri milletlere hatta yörelere göre değişiklik gösterebilir.
Evlilik gibi mühim bir hadisenin başlangıcı olan düğün konusunda İslâm'ın görüşü sorulagelmiştir. İslam öncesi Arap örfünde bulunan düğün âdetleri, İslam döneminde de düzeltilerek ve İslâm'a uymayan yönleri kaldırılarak muhafaza edilmiştir. Resulullah (s.a.s.) zamanında uygulanan düğün âdeti bizim için en güzel örnektir. O halde bu konudaki sünnetini iyice öğrenmeli ve ona uymalıyız.
Evlenen çiftlerin yeni hayata neşe içinde girmeleri, eş-dost, akraba ve arkadaşlarının, bu sevinçlerini paylaşması ve onlara katılabilmesi için düğün yapıp ilan etmek, gelen davetlilere velime yemeğini yani ziyafet vermek Peygamberimiz (s.a.s.)'in tavsiyesi ve güzel sünnetidir.
Nitekim O, Yeni evlenen Abdurrahman bin Avf'a: “Düğün yap, bir koyunla da olsa ziyafet ver” buyurmuştur. (Buhari)
Şu halde İslami bir düğün nasıl olmalı? Bunun açık bir tarifi var mı? Sorusuna gelince; bunun hudutları hiçbir zaman kesin olarak çizilmiş değildir. Bu nedenle de dünyanın her yanındaki Müslümanlar arasında, İslâm'a uygun düğünlerde bile farklılıklar görülmektedir. Yani Müslümanlar müşterek bir düğün şekline sahip değildirler ve bunda da herhangi bir mahzur yoktur.
Asıl olan düğün olsun başka bir merasim olsun oyun ve eğlence esnasında uyulacak esas; her işimizde olduğu gibi helal ve haram sınırını gözetmektir. Düğünlerimizde harama kaçmamak kaydıyla, kadınlar ve erkeklerin birbirlerine karışmaması gibi haramların işlenmemesi şartıyla eğlenebilirler. Düğünlerde tef çalınması, şarkı söylenmesi de Peygamberimiz (s.a.s.)'in tasvip ve teşvik ettiği şeylerdendir.
Hz. Âişe validemiz (r.a.)'dan rivayet olunan bir hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır: “Ensar'dan bir kadının düğününden döndüğümüzde Allah'ın resulü sallallahu aleyhi vesellem: “Ey Âişe herhalde düğününüzde eğlence yoktu, halbuki Ensar eğlenceyi sever” buyurmuştur.
Bir başka rivayette de: “def çalacak ve şarkı söyleyecek bir cariye göndermediniz mi?” buyurunca Hz. Âişe “(Şarkı olarak) ne söylesin ya Resulellah?” demiş, Resulüllah (s.a.s.): “Size geldik size geldik...” diye başlayan bir kaside okumuş ve “Bunu okusun” buyurmuşlardır. Bir başka hadiste de Hz. Peygamber (s.a.s.): “Helâl ve haram nikâh arasındaki fark def ve ses bulunmasıdır” buyurmuştur. (Tac, 2, 130)
Şu halde düğünlerimizde makul ölçüde şarkıya ve çalgıya izin verilmişse de ihtiyatlı davranmak daha evladır. Zira aşırıya kaçmak insanı harama düşme tehlikesiyle karşı karşıya bırakır. Ayrıca, düğünlerde okunacak parçaların muhtevası inancımıza, ahlak ve örfümüze aykırı olmamalı ve isyana, harama teşvik etmemelidir. Çünkü harama vesile olan, harama yaklaştıran her şey haramdır.
Bu bağlamda günümüzde “İslami düğün ekibi” diye adlandırılan ilahi grupları vardır. İslam'ın ana ruhuna aykırı düşmemek ve haramlara bulaşmamak kaydıyla bunlarla düğünlerimizi yapabiliriz. Geçen sene yine bu mevsimde düğünlerle alakalı birkaç yazı yazmıştım. İsteyen “doğru haber sitesi yazarlar sayfasında onlara ulaşabilir ve istifade edebilir.
Nisan yağmurları kesildi, düğünler başladı. Bu vesileyle yeni yılın düğünler mevsimine girerken hayatınızın her alanında olduğu gibi düğünlerinizde de İslami hayat tarzını, örf ve adetlerini özümseyip benimseyenlerden olmanız dileğiyle Allah'a emanet olunuz.