Türkiye’de en önemli siyasi boşluğun İslâmî Muhalefet boşluğu olduğuna inanıyoruz ve çoktan beri bunu dile getirmeye çalışıyoruz.
Bu ülkede Müslümanca ve etkin bir Muhalif duruşun sergilenemediğini, böyle bir potansiyeli barındırdığı halde sosyal ve siyasi hayata yansıtamadığını söylüyoruz.
İslâmî Muhalefetin, bireysel ve toplumsal anlamda İslam’dan sapmaların, grileşmelerin ve bulanıklığın önündeki en büyük engel olacağı unutulmamalıdır.
İslâmî Muhalefet, iktidara ve koalisyon ortaklığına oynamayacağı için kendisinin İslam’dan taviz vermesi söz konusu olmayacaktır.
Mevcud iktidar, İslâmî Muhalefetin sıcak nefesini her an ensesinde hissedeceği için İslâmî çizgiden iktidar eliyle sapmalar daha az yaşanacak, Müslüman halkın talepleri ciddiye alınacaktır.
Her şeyden önce İslâmî Muhalefet bugünkü iktidarın muhalifi, güçlü olduğu bölgedeki diğer partilerin muhalifi olmaktan ziyade bizzat rejimin, sistemin muhalifi olacaktır.
Aynı zamanda, başta komşularımız olmak üzere İslam Dünyasındaki bütün despot rejimlerin muhalifi olacaktır.
Ve bu muhalefeti, sadece önde gelen yöneticileriyle değil, bizzat gövdenin kendisiyle yapacaktır.
Parti kurucularından edindiğim bilgi, önümüzdeki haftanın başında Hür Dava Partisi kuruluşunu ilan ederek kimlik ibrazında bulunacaktır.
Hür Dava’nın bu anlamda bir umut olabileceğini kendilerinin dışında birçok kalem şimdiden dillendirmeye başlamıştır. Böyle bir misyonu yüklenebilmesi, sürdürebilmesi elbette çok zor bir şeydir, fakat Allah’ın izniyle imkânsız değildir. Mecelle’de bir kural vardır; Bir şey tamamen elde edilemezse tamamen de terk edilemez.
Elbette bu ülkede İslâmî Muhalefeti tek başına Hür Dava, Mustazaflar üstlenecek değildir. Fakat ciddi bir bölümünü oluşturabileceğini söylemenin büyük bir iddia olmadığı inşaallah görülecektir, yeter ki çalışılsın.
Hür Dava erleri bugünden tezi yok kollarını sıvamalı, yerlerinden fırlamalı, yollara düşmeli ve toplumun şu önemli kesimlerine mutlaka ulaşmalıdırlar:
Öncelikle bu ülkede isimleri yıllar yılı İslam’la özdeşleşenlere, aziz İslam davası adına durmadan bedel ödeyenlere, fakat bugüne kadar kendilerine söz hakkı verilmeyenlere, hep geri plana itilerek yerlerine patronların, müteahhitlerin, fabrikatör ve iş adamlarının tercih edildiği şahsiyetlere ulaşmalıdırlar.
Duyarlı insanlara, bu dünyada kendisinden başka insanların da yaşamakta olduğuna inanan, bunun farkında olan, yani başkalarını düşünebilen insanlara ulaşmalıdırlar.
Kalabalıklar içerisinde mazlumları ve mağdurları hemen ilk bakışta fark edebilen ve onları kendilerine tercih edebilen şahsiyetler bulunmalı ve Hür Dava’nın saflarındaki yerleri gösterilmelidir.
Akşamın geç saatlerine kadar çalıştıkları halde yuvalarına yetecek kadar yiyecek getiremeyen kesimlere mutlaka ulaşılmalıdır.
Eşlerinin ve evlatlarının yanında onurları incitilenlere, şahsiyetleri yara alanlara, bundan dolayı başları hep eğik duranlara ulaşılmalı ve onlara Hür Dava haber verilmelidir.
Sadece sosyal yardımlarla, sadakalarla susturulanlara, odunla kömürle avutulanlara varıp ulaşmalıdırlar.
Bu ülkede değerlerin sıfırlandığını, dengelerin alt üst edilmiş olduğunu, hiç bir şeyin kendi asli yerinde olmadığını bu çarpık ve zalim hayat tarzını görebilen ve içinden "Bu niçin böyle?" diye bağırmak gelenlere varıp ulaşılmalıdır.
"Söyleyin Allah aşkına, kimdir bana anamın dilini konuşturmayan, kimdir bana ecdadımın dinini yaşatmayan, kimdir bu coğrafyanın masum yavrularının pırıl pırıl dillerini küfürle kirletenler?" diye isyan edenlerle mutlaka ve mutlaka kol kola girilmelidir.
İslami Muhalefet için Hür Dava bir şanstır. İstanbul ve Ankara merkezli olmayışıyla ayrıca bir şanstır, (her ne kadar İstanbul’u da çepeçevre kuşatacak olsa da). Bazılarının zannettiğinin tam aksine, entellerden oluşmaması yönüyle de bir şanstır.
Hayırlara vesile olması dileğiyle.