Gülen grubuna yönelik olarak yapılan “paralel yapı” operasyonlarında, gözaltına alınan başörtülü kadınların kelepçelenmesine tepki gösteren HÜDA PAR Kadın Kolları Başkanlığı, başörtülü bayanlara yönelik yapılan bu uygulamaların toplumsal değerler açısından izah edilir bir tarafının olmadığını belirtti.
Açıklamada, başörtülü kadınların ellerine kelepçe vuran zihniyet ile çarşaflı kadının ellerine zincir vurup sergileyen zihniyet arasında bir fark olmadığı vurgulandı.
Tesettüre gerekli saygının ve hürmetin gösterilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Önceki gün gerçekleştirilen operasyonda, gözaltına alınan başörtülü kadınların hukuken hiçbir zorunluluk olmadığı, yasaların gerektirdiği şartlar oluşmadığı halde kelepçelenerek gözaltına alınmasını başörtüsüne ve kadına yönelik tahkir edici bir hareket olarak görüyor ve şiddetle kınıyoruz. Müslüman bayanın onurunun bir nişanesi olan başörtüsü gibi İslami şiarları her türlü siyasi çekişme ve husumet alanı dışında tutmalı, tesettüre ve tesettürlüye gerekli saygının ve hürmetin gösterilmesi gerekir.”
“Bu durum biz tesettürlü bayanlara çok büyük bir elem vermiştir”
Tesettürlü bir bayanın azılı bir militan gibi kelepçelenerek medyaya servis edilmesinin örtüye ve tesettüre karşı olumsuz bir algı oluşmasına da sebebiyet vereceği belirtilen açıklamada, “Suçu ve düşüncesi ne olursa olsun bir bayanın yasal zorunluluk olmadığı halde ellerinin kelepçelenip aşağılanması ve ağlatılması hoş karşılanamaz. Bu durum biz tesettürlü bayanlara çok büyük bir elem vermiştir.” denildi.
“Bir daha tekrar etmeyecek şekilde önüne geçilmesi gerekir”
Hangi amaç ve sebeple olursa olsun başörtülü bayanların bu şekilde rencide edilmesinin kabul edilemeyeceği vurgulanan açıklamada, “Yapılan keyfiliği mazur gösterecek bir gerekçe olamaz. Bu olaydan da anlaşıldığı üzere yapılan operasyonlarda kimi kamu görevlilerinin hukuk dışına çıkarak, intikam duygularıyla hareket ettiği veya hükümeti zora sokmak için bu görüntüyü oluşturduğu görülmektedir. Ancak, başörtülü kadınlara yönelik gerçekleştirilen bu onur kırıcı uygulamaların, bir daha tekrar etmeyecek şekilde önüne geçilmesi gerekir.” ifadeleri kullanıldı.
“Başlarındaki örtülerin hürmetine kadınların ellerine kelepçe takılmamalıydı”
HÜDA PAR Camiasının geçmişte, Gülen grubunun eliyle çok büyük mağduriyetler yaşadığı belirtilen açıklamada, “Velev ki, 28 Şubat sürecinde başörtüsüne furuat diyerek başlarını açmış ve başörtüsü mücadelesinde bizleri yalnız bırakmış olsalar da,
O dönemde başlarını açmadan başörtüleriyle okumak için mücadele verenlere terörist demiş olsalar da,
Darbecilere şirin görünme adına başörtülü ve çarşaflı Müslümanları işkencelerden geçirmiş, ellerine kelepçe vurmuş ve hapis yatmalarına sebep olmuş iseler de,
Yasal dernek faaliyetleriyle topluma hizmet ederken kurdukları komplolarla birçok kardeşimizin, bacımızın ve eşlerimizin haksız yere cezalandırılmasına sebep olmuş olsalar da,
Tüm bunlara rağmen; başlarındaki o örtülerin hürmetine o kadınların ellerine kelepçe takılmamalı ve hürmetleri kırılmamalıydı.
Bizler insaf ehli Müslümanlarız. Husumetle değil, İslami ilkelerimizle hareket ederiz. Her Müslümanın da böyle davranmasını bekleriz.”
Çarşaf üzerinden İslam’a yapılan saldırılar alçaklıktır
Son bir yıl içerisinde Müslüman bayanların giydikleri İslami hicapları çarşaf üzerinden çok sinsi bir düşmanlığın yayıldığına dikkat çekilen açıklamada, sırasıyla Silopi, Midyat, Kızıltepe ve Diyarbakır’dan sonra geçen hafta İstanbul’da düzenlenen TÜYAP fuarında çarşaflı bayanların köle gibi gösterilmeye çalışılmasına da sert tepki gösterildi.
Çarşaf giydirilmiş kadınların ellerinin zincirlenerek, İslam dininin güya kadınları köleleştirdiği yönünde izleyicilerin bilinçaltına hitap eden mesajlar verilmeye ve çarşafın kölelik sembolü olarak gösterilmeye çalışıldığına dikkat çekilen açıklamada, “HDP/PKK zihniyeti İslam’a ve İslam’ın şiarlardan tesettürün bir çeşidi olan çarşafa yönelik bu sinsi saldırılarını da sanat adı altında kamufle etmektedirler. Êzidi kadınlarına yönelik bir zulme dikkat çekmek savunmalarını gerçekçi bulmuyoruz. İddialarında samimi iseler, o zaman neden Êzidi kıyafeti giydirilmiş kadınların ellerine zincir vurup sergilenmedi diye sormak gerekir.” ifadeleri kullanıldı.
“Her iki zihniyet aynı amaca hizmet ediyor”
Başörtülü kadının ellerine kelepçe vuran zihniyet ile çarşaflı kadının ellerine zincir vurup sergileyen zihniyetin aynı amaca hizmet ettiği vurgulanan açıklamada, “Bu zihniyet sahiplerini kınıyor, başörtülü ve çarşaflı tesettürlü bayanlardan özür dilemeye davet ediyoruz.” çağrısında bulunuldu.
Açıklamada son olarak; “İslami şiarlara ve Müslüman bayanın şahsiyetine halel getirebilecek davranış veya saldırı kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, kabul etmeyeceğimizi ve karşı çıkacağımızı tüm kamuoyuna ilan ediyoruz.” denildi. (İLKHA)