Kuran'ı Kerim'de insanlığın tek bir nefisten yaratıldığı, ondan da eşinin yaratıldığı bildirilmiştir. Yine bütün insanların yaratılışının hikmeti, Allah'a kulluk için olduğu belirtilmiştir. Bu genel hükmü ile hemen her konuda kadın-erkek aynı emir ve yasaklarla muhatap tutulmuş, aynı günah ve sevaba erişecekleri bildirilmiştir.
Kuran'daki hükümler, kadın-erkek bütün Müslümanlar için aynıdır ve ortaktır. Kuran'da, kadın ve erkek cinsi için “insanlar” diye tabir edilir. Kadın-erkek müminler için “iman edenler” ifadesi kullanılır. “Ey iman edenler!” veya “Ey insanlar!” diyerek ortak hitap edilir.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, kadınıyla erkeğiyle bütün insanlığın peygamberidir. Onun getirdiği hidayet yoluna, sıratı müstakime uyan kadın olsun erkek olsun hepsine tek ümmet tabiri kullanılır ve bunlara cennet vadi vardır: “...İster erkek, ister kadın olsun, mümin olarak kim salih amel yapmışsa onlar cennete girecektir...” (Mümin, 40)
Kuran'da, Kadınlar anlamına gelen ve kadınlarla ilgili birçok hükmü içeren bir sure vardır; “Nisa” suresi. Yine Kuran'ın, 19. Suresi, bir kadın olan “Meryem” adını almıştır. “Nisa” kelimesi Kuran'ı Kerim'de 59 yerde geçer. “İmrae” (kadın) kelimesi ise, 26 yerde zikredilir. Bütün bunlar, Kuran'ın ne derece kadına ehemmiyet verdiğinin ifadesidir.
Kuran'ı Kerim, aile konusuna büyük önem vermiş ve konuyla ilgili ayrıntılı hükümler vaz etmiştir. Kuran'da “zevc-zevce” (eş) kavramı, tam 81 yerde kullanılırken, “nikâh” kelimesi de 23 yerde geçer. Böylelikle Kuran, gerek yaratılış, gerekse hak ve sorumluluklar yönünden erkeklerle eşit konumda olan bir kadın portresi çizmektedir. Kadın, Allah'ın kulu olması bakımından erkekle eşit seviyededir; dini hak ve sorumlulukları da aynı düzeydedir.
“Erkeklerin kazandıklarından nasipleri, kadınların da kazandıklarından nasipleri vardır.” (Nisa, 32)
Bu ayeti kerime, erkek gibi kadının da sadece manevi kazanımları değil; aynı zamanda maddi kazanımları da olduğu vurgulamaktadır. Hukuki ve ticari işlemleri yapma hususunda kadın, erkeklerle aynı konumda kabul edilmiştir.
“Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde birtakım iyi davranışa dayalı hakları vardır. Ancak, erkekler için kadınlar üzerinde bir derece (aile reisliği) vardır. Allah azizdir, hâkimdir.” (Bakara, 228)
“Ben, erkek olsun, kadın olsun -ki hepiniz birbirinizdensiniz- içinizden, güzel amel işleyen hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar. Benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; ant olsun ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu, Allah tarafından verilen bir mükâfattır. Allah, mükâfatın en güzeli kendi yanında olandır.” (Âli İmrân, 195)
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türetip çoğaltan Rabbinizden korkun. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz ki Allah, sizin üzerinizde gözetleyicidir.” (Nisa, 2)
Evet, Allah hükmünü göndermekle beraber onu uygulayıp uygulamamamız noktasında üzerimizde bir gözetleyicidir. Melekleri vasıtasıyla kimin ne amel ettiğinin takibini yapar. Uygulayanlara dünya hayatının mutluluğunu vadettiği gibi ahirette de en güzel cennetlere koyacaktır. Kulak asmayıp es geçenlere ise dar ve sıkıntılı bir yaşam vardır. “kim benim öğüdümden yüz çevirirse onun için sıkıntılı bir hayat vardır.”