Tevhid, İslam'ın en kısa ifade şeklidir. Allah'tan başka bütün ilahların reddedilmesi, Müslümanların bir tek İlah ve Rabb olarak Allah inancı noktasında birleşmesidir.
Ortaya çıktığı günden bu yana Kemalizm de bu ülkede kendisine hiç bir ortak, şirk kabul etmeyen bir inanç ve hayat tarzını dayata gelmiştir.
Hatta Kemalizm de tevhid kelimesinden yola çıkmış, 3 Mart 1924 tarihinde 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat yasasını çıkarmıştır.
İlk bakışta bu yasayla ülkedeki bütün okulları bir tek çatı altında tevhid etmeyi, birleştirmeyi hedeflemiş olsa da daha sonra görülmüştür ki çocuklardan başlayarak insanımızın tamamını Kemalizm ideolojisine kul yapmayı hedeflemiştir.
Öyle ya, kurulduğu günden itibaren ilahlığa yeltenen Kemalizm, ilahlığını çocuklar üzerinden ispat etmeyi en kestirme yol olarak görmüştür. Hiç itiraz edemeyen, kolay ve zahmetsiz hazır kıta milyonlarca çocuk… Aslında yeryüzündeki bütün diktatörler aynı yolu izlemiş, ülkelerinin çocuklarımı kendilerine taptırmaya çalışmışlardır.
Bu ülkede de yıllar yılı her sabah milyonlarca masum yavruyu bir yerde toplayıp Kemalizm adına and içirdiler, müfredatlarının her noktası Kemalizm'di.
Yeni müfredat tartışmalarıyla birlikte Türkiye'nin en hayati meselesi bir daha gündemin baş taraflarında yer almış durumda.
Aslında doğrudan tevhid kelimesi kullanılarak yapılmasa da cumhuriyetin kuruluşundan itibaren yaklaşık yüz yıldan bu yana bu ülkede bu iki tevhidin savaşı verilmektedir.
Bildiğiniz gibi Milli Eğitimin müfredatında bir takım değişiklikler yapılıyormuş, Kemalistler kıyamet koparıyor. Kendi tevhidlerine yavaş yavaş şirk koşuluyormuş.
Müslümanlar önce şunu çok iyi bilmelidir ki çocuklar kendilerinindir yani anne babalarındır. Asla devletin değildir, asla rejimin değildir, rejimin ucuz, kolay ve zahmetsiz kulları değildir. Çocuklarına nelerin öğretileceğine, nasıl bir eğitim verileceğine anne ve babaları karar verir. Özellikle çocuklarının kimi seveceğine, kimin izinden gideceğine, kimi kendisine örnek alacağına, nasıl giyineceğine anne babaları karar verir, rejim bunlara asla karışamaz.
Bunu Kemalistler de iyi bilmelidir. Siz kendi çocuklarınızı istediğiniz gibi yetiştirin, zaten yetiştiriyorsunuz.
Fakat bize de acıyın artık. Çocuklarımız okuldan eve döndüklerinde pırıl pırıl kalplerine bulaştırdığınız pislikleri temizlemekten yorulduk, usandık. Beyinlerine yerleştirmeye çalıştığınız martavalları ayıklamaktan yorulduk, ne olur biraz da bize acıyın.
Çocuklar bizim, eğitim bizim vergilerimizle yapılmıyor mu? Mahkum muyuz sizin bu martavallarınıza?