Son günlerde ABD Milli İstihbarat Konseyinin yayınladığı bir rapor 2030 yılına kadar Ortadoğu’da meydana gelmesi öngörülen gelişmeleri konu alıyordu. ABD ve diğer emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki nüfuzları ve çıkarları hesaba katılarak yapılan bilimsel araştırmalar ve ABD istihbarat örgütlerinin verileri hesaba katılarak hazırlanan raporda bundan böyle Ortadoğu’da Siyasi İslam’ın güçleneceği ve güçlenmekte olan İslami hareketlerin daha etkin hale gelip iktidarları ele geçirecekleri ileri sürülüyordu.
Amerikalı uzmanların yaptıkları araştırmalar Ortadoğu Müslüman halklarının asli kimliklerine yönelmekte olduğunu, gelişmelerin emperyalizmin varlığını tehlikeye sokacağını ortaya koymaktadır. Arap ülkelerinde İslami hareketlerin büyük başarılar göstermesi, raporu hazırlayanların öngörülerindeki tutarlılığı gözler önüne sermektedir.
Emperyalist güçler için vazgeçilmez ülke konumundaki Mısır’da yapılan anayasa referandumunda halkın üçte ikisi yeni anayasa “evet” oyu vererek desteğini ortaya koydu. Mısır’ın yeni anayasasında “İslam Şeriatı”nın ülkenin kanunlarının temelini oluşturduğu açık ifadelerle yer almaktadır.
Ortadoğu’nun önemli ülkelerinden olup Araplardan çoğunun olgu kabul ettiği Mısır’da kanunların İslam Şeriatına dayanması emperyalistlerin korkmakta haklı olduklarını göstermektedir. Bu korkular her gün farklı şekillerde Batı basınında yer almaktadır. Amerika’da yayınlanan Front Page dergisi birkaç gün önce yayınladığı makalede, Mısır’daki anayasa referandumuyla ilgili şunları dile getiriyordu: “Amerika’nın son yıllarda Ortadoğu’da demokrasiyi yerleştirme çabaları liberal olmayan hareketlerin ortaya çıkmasına ve İslami hareketlerin kudreti ele geçirmelerine neden oldu. Bu hareketler, İran gibi İslami hükümet kurmaya çalışıyorlar.”
Amerika ve müttefiklerinin İslam’ın önünü kesmek için 11 Eylül saldırılarıyla başlattıkları İslam’ı engelleme projesi büyük bir çöküş yaşıyor. Terörizm ile mücadele adı altında Müslümanlara dayatılan savaşta, birkaç yıl içinde indirecekleri büyük darbelerle İslami mücadeleyi yok edeceklerini ya da etkisizleştireceklerini tasarlıyorlardı. Ancak İslam’ın her geçen gün daha güçlü şekilde yükselmesiyle bütün çabaları boşa çıktı. New York Times gazetesine göre Amerika ve dostlarının Irak ve Afganistan’a ordularıyla çıkarma yapıp işgalde bulunmaları bile İslam’ın önünü alamadı. Önümüzdeki yirmi yılda İslam’ın daha da yükseleceğiyle ilgili rapor emperyalist güçlerde büyük endişelerin yaşanmasına neden olmaktadır.
Ortadoğu’da İslami hareketlerin güçlenmesi, Mısır’da “İslam Şeriatı”na dayanan kanunun halkın büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmesi, emperyalist güçlerin Ortadoğu halklarına dayattığı sekülerizm/laiklik projesinin de iflas ettiğini ortaya koymaktadır.
Son on yıldır askeri güçlerinden de istifade ederek İslam dünyasında tahakkümlerini derinleştirmeye çalışan emperyalist güçler, sekülerizm projesi kalıbında Batının demokrasi modelini halka dayatmaya çalışıyorlardı. Sekülerizmin yerleşmesi ve laik hükümetlerin vücuda gelmesi için İslam’ın; sosyal, siyasi, ekonomik ve eğitim alanlarından dışlanması demokrasi savunucularının en önemli söylemlerini oluşturuyordu. Bölgedeki Arap rejimleri emperyalist güçlerin menfaat kaleleri konumunda bulunduklarından halklara dayatılan farklı projelere rağmen bunlara yönelik en küçük bir girişimde bulunulmadı. Her platformda emperyalist güçlerin kirli hesaplarına karşı çıktıklarından bütün projeler Müslüman halkları hedef alıyordu. Ne pahasına olursa olsun Ortadoğu halklarının İslam’dan vazgeçmeyeceğini anladıklarından kimi zaman “ılımlı” ya da “hoşgörülü” diye isimlendirdikleri seküler/laik bir İslam modeli sunmaya çalıştılar. Bütün bu çabalara ve emperyalist güçlerin uzantıları durumundaki diktatör rejimlerin dayatmalarına rağmen hiçbir emperyalist proje Müslüman halklar nezdinde karşılık görmedi. Dayatmalar arttıkça Müslüman halklarda ABD ve Batı düşmanlığı daha fazla gelişmeye başladı.
Bugün bölgede yaşanan gelişmeler, halkların İslam şeriatına yönelişi ve bunu kanunlarının temeli saymaları Ortadoğu’da emperyalist projelerin iflas ettiğini göstermektedir. Dünya tarihinde hiçbir zaman görülmediği kadarıyla emperyalist güçlerin emrindeki medyanın zihin yıkama, gerçekleri gizleyip yalanları hakikat olarak sunma ve milletleri aldatma çabalarının da İslami hakikatler karşısında varlık gösteremediği ortaya çıkmaktadır.
Emperyalistlerin en güçlü savaş mevzisini oluşturan medya cephesi, Mısır seçimlerinde “İslam Şeriatı”nı temel alan anayasaya halkın ret oyu vermesi için büyük çaba harcadı. İslam’ı korkunç ve tehlikeli gösterip Mısır halkını aleyhte oy vermeye çağırdı. Ancak, halkın inanç ve kararlılığı bütün bu oyunları boşa çıkarttı ve referandum Müslümanların zaferiyle neticelendi.
Emperyalist güçlerin bütün çabalarına rağmen özüne dönmeye başlayan Ortadoğu halkları “İslam Şeriatı”nı tek alternatifleri kabul ediyorlar. Beyin yıkama araçları olan Batının propagandaları halkı etkileyemiyor. Mısır’dan harekete geçen İslami kıvılcım bütün bölgeyi kuşatmaya aday görünüyor. Bu aşamadan sonra İslami uyanış dalgaları başka sahilleri de hareketlendirecek ve inşallah bölge adım adım İslam’ın boyasıyla boyanacak.