Kudüs'ün işgali söz konusu olduğu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunanistan ziyareti; şimdi ziyaretin ve Lozan'ın zamanı mı? Sorusunu akıllara getirmiştir.
Son zamanlarda Akdeniz'de yaşanan hareketlilik israil ve Kıbrıs Rum Cumhuriyetinin enerji alanında yaptıkları işbirliği, üretimin artık dağıtım sürecine geçişini gerekli hale getirmiştir. Kıbrıs Rum kesimi, Yunanistan ve Mısır Akdeniz'de enerji paylaşımı ve Avrupa'ya transferi hakkında 5. enerji zirvesini gerçekleştirdi. Doğu Akdeniz'de enerji paylaşımında Rum lideri Anastsisdis'in söylemiyle bölgede katalizör işbirliği oluşturulmaya çalışılmaktadır. Doğu Akdenizde sanayide sık kullanılan hidrokarbonun da bulunmasıyla bölge enerji havzası haline gelecektir.
Doğu Akdeniz kesiminin güvenli bir enerji havzası olması için Filistin'deki sorunların israil lehine çözümü ve Sina Çölünün etkisiz hale getirilmesi gerekmektedir. Sanafir ve Tiran adalarını Suudi'ye satıp israil'e Kızıldeniz'de güzergâh açan Sisi, ekonomik buhrandan kurtulmak için Sina Çölü'nde büyük araziler almak isteyen israil'e toprak satmak isteyebilir. Tüm plan ve projeler adım adım ilerlemekte…
israil Doğu Akdeniz enerji sahasında daha çok Rum kesimini ön planda tutuyor. Oyun çok büyük en büyük engel Kıbrıs sorunu… israil kendi sahasında doğalgaz çıkarmaya devam ediyor fakat güvenli enerji koridoru oluşturması gerekmektedir bunun için Kıbrıs sorununun çözümü şart. Kuzey kesiminde Türk askerinin bulunması başlı başına bir problemdir. Katar ve Somali'de asker varlığı önemli bir adımdır fakat Kıbrıs göz ardı edilmemelidir. ABD'nin EXXON, Fransa'nın TOTAL, İtalya'nın ENİ, israil'in NOBEL petrol arama şirketleri Rum kesimiyle sözleşmeler yapıp bölgeyi paylaşmış durumdalar. TPOA ise Kuzey Türk kesimiyle petrol arama konusunda anlaşmıştır fakat arama sahalarında çakışmalar söz konusu olmaktadır. Tüm bölge Kıbrıs çözümünü beklemektedir. Kıbrıs'ın çözümü Türkiye'yi batı kıyısında çevreleyen Yunanistan'ın elini güçlendirecek güney sahilleri Rum kesimince yani bir Avrupa devleti tarafından çevrelenmiş olacak, Türkiye ise yeni enerji ekseninde, çok önemli bir üssü kaybetmiş olacak ve üç tarafı denizlerle masalı bitmiş olacaktır.
Yıllardır Karadeniz ve Akdeniz'de arama yapan Piri Reis ve Barbaros Hayrettin neden herkesin bulduğu petrolü bulamaz?
Ekim ayında EASTMED projesi mevcut ülkeler ve İtalya arasında imzalandı. Cumhurbaşkanı'nın alelacele Yunanistan'a gitmesi bu sebeptendi. Yunan Cumhurbaşkanı tarafından Lozan ile sabote edilmeye çalışıldı ve kısmen de başarılı oldu. Kıbrıs sorunu çözülürse EASTMED aktif olur TANAP ve Türk Akımı büyük darbe alır. Bölgeye çullanan leş yiyiciler yeni kuyular ve yeni güvenli bir enerji koridoru oluşturacaklar. EASTMED ile Yunanistan ve İtalya üzerinden tüm Avrupa'ya, Türkiye koridoruna ve Rus enerjisine ihtiyaç duymadan enerji tedarikinde bulunabilecek. Musul'a, Kerkük'e plaka verenlerin Kıbrıs'a vermeleri daha stratejik bir hamle olurdu. Türkiye'nin Kıbrıs'ı kaybetmesi Lozan'ı gölgede bırakacak bir olay olur. Yunanistan Dışişleri Bakanı'ndan sıcak mesajlar geldi fakat Batının sıcak mesajları hep belaya alamet olmuştur, bakalım süreç neyi gösterecek.
Türkiye'nin Kıbrıs sorunu hakkında takındığı tavır oyalamaktan ibarettir; fakat kendisi de oyalanmaktadır bölge devletleri oyalamayı fırsata çevirmişlerdir. Akdeniz enerjisinde geç kalacağından etkisiz olacaktır. Türk kesimi Dışişleri Bakanı'nın ortaya attığı Monaco Modeli ve Cebelitarık Modeli Batıyı telaşlandıran bir tartışmadır.
Türkiye Kıbrıs'ın statüsünü belirleyip etki alanını genişletmelidir. Petrol aramalarında elini çabuk tutmalı paydan Kıbrıs hakkını kaptırmamalıdır.
Bor madenleri için Türkiye'nin büyük bir atılımı hayata geçer mi?