israil bir işgal devletidir. Filistin yurdunu, sakinlerini katlederek, dışarı atarak işgal etmiştir. Böylesi bir yapı nasıl meşru görülebilir? İşgalci, hangi kanun ve adalete göre devlet ve ülke olarak kabul edilebilir? Evet, gerçek İslam ve Müslümanların söz sahibi olmadığı bir dünyada böylesi şeyler ne yazık ki oldu ve oluyor. Kuruluşunun ve dünyaca tanınmasının üzerinden daha yarım asır geçmişken bu korsan ve terörist yapı çoğu Arap ülkelerince bile kabul edilmiş. Kabul edilme bir yana, bu yapı ile siyasi ekonomik ve hatta stratejik anlaşmalar yapılmış.
Bugün Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Ürdün, siyonist israil’in Gazze’ye yaptığı barbar saldırının destekçileri durumundadırlar. Yine bu devletler İran’a karşı israil ile stratejik ilişkiler kurma gereğinden bahsedebiliyorlar. Halklarının düşmanı bu uydu devletler ABD ile beraber Gazze’de çocukları ve sivilleri vahşice katleden bir orduyu ‘meşru(!) savunma hakkı’ ile aklarken, saldırgana karşı savunma yapan kahraman direnişi ‘terörist’ olarak görebiliyor.
Şu noktayı hiç unutmamak gerek: israil’in en büyük destekçisi Batı dünyasıdır. İkinci önemli destekçisi ise uzlaşmacı Arap rejimleridir. Bölgede israil’e destek sağlayan bu gerici uydu rejimler yıkılmadığı sürece israil’in yıkılmasından söz edilemez.
Gaybı bilen Allah’tır; lakin destekler yıkıldıktan sonra yapının çökmesi de ilahi bir yasadır. Batı desteğini kestiği gün israil diye bir şey olmayacaktır. Batı dünyası bugüne kadar israil’e desteğini kesmedi.
Ancak bu, Batı’nın israil’in yükünü ilelebet taşıyacağı ve taşıyabilecek durumda olacağı anlamına gelmez elbette. Bölgedeki Arap rejimleri de sağlam bir temele dayanmıyorlar. Yakın bir gelecekte yıkılacaklarına kesin gözüyle bakılıyor. Bölgeye bir tusunami gibi yayılan IŞİD’in bile bu rejimler için bir son olabileceğini düşünenler var. Her şeyden önce Müslüman halk bu ağır yükleri sırtında daha fazla taşıyamaz bence.
Bölgedeki bu rejimlerin kendisi için önemini anlayan siyonist yapı, bu sebepten dolayı Mısır’da askeri darbeyi planladı ve gerçekleştirdi. Eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’i israil’in çıkarlarına hizmet eden ‘stratejik hazine’ olarak gören siyonistler, Arap Baharı süreciyle Mısır’da meydana gelen olaylarla beraber oluşan değişikliklere hemen müdahale ettiler.
Halkın oylarıyla seçilen Muhammed Mursi’yi darbe ile indirip hapse attılar ve Mübarek’in ikizi Sisi’yi başa getirdiler. Böylece siyonistler Mısır’da Sisi’yi başa getirerek kaybettikleri ‘stratejik hazineyi’ tekrar ele geçirmiş oldular.
israil’in yıkılmasından bahsederken işin özünden sapmamak gerekir. israil’i yıkacak tek ana, esas güç direniştir. Filistin halkının direniş hakkı 1993’de imzalanan Oslo Anlaşması’yla rafa kaldırıldı. Mahmut Abbas’ın başkanlığındaki Filistin Yerel Yönetimi (sulta) israil’le görüşme adı altında direnişi bitirdi. Oysa siyonistler barış süreci adı ile Filistin halkını asimile etmeyi planladılar.
Filistin halkı laikleştirilerek eritilecek, israil’in yenilemez bir güç olduğu hikayesi ile direnişten vazgeçirilecekti. Veya yaşlılar ölüp gidecek, gelen yeni nesil de Filistin sorununu unutacak, kendisine sağlanan maddi iyileştirmelerle iktifa edecekti. İşte Gazze merkezli direniş bütün bu İsrail planlarını bozdu. Zaten bu hesapları bozduğu için vahşice saldırılara maruz kalıyor. Ve şimdi Kahire’deki görüşmelerde siyonistler aynı şeyi dayatıyorlar: Direnişi ve silahı bırakırsanız Gazze’yi Singapur’a çevirmeye hazırız diyorlar. ‘Gazze eğlencenin, paranın ve modern yaşamın merkezi olsun’ vaatleriyle direnişi tuzağa düşürmeye çalışıyorlar.
Oslo sürecinden bu yana işgalci israil, Filistin halkına karşı saldırılarını ve katliamlarını durdurmadığı gibi Yahudi yerleşim birimlerini de gün geçtikçe genişletmeye devam ediyor ve Kudüs’ü bir Yahudi kenti haline getirmek için elinden geleni yapıyor. Bütün bu olup bitenlere karşı Mahmut Abbas ne yapıyor? Abbas ve arkasındaki uzlaşmacı Arap rejimleri taviz üzerine taviz vermekten başka bir şey yapmadılar, yapamazlar da.
İşgalci israil’i def edecek ve Filistin’i özgürleştirecek yegâne yol, direniş ve mücadeledir. Askeri, ekonomik, psikolojik mücadele.. Yeni nesillerin Filistin ideali ve bu uğurda cihat etme aşkı, siyon bayrağını indirecek tek yoldur. İşte Hamas ve İslami Cihat yeni nesle bu yolu açıyor.
Direniş bugün artık rüştünü ispat etmiş durumdadır. Bütün Filistin halkına ve İslam ümmetine kurtuluşun mesajını ulaştırabilecek kadar olgunlaşmış ve daha da olgunlaşacaktır inşallah.