Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü verilerine göre tarım dışı işsizlik oranı Ağustos 2016 döneminde bir önceki döneme kıyasla 0,2 yüzde puan artarak yüzde 13,5 olarak gerçekleşti. Bu dönemde istihdam tarımda 57 bin, hizmetlerde 15 bin artmış, sanayi sektöründe ise 30 bin azalmış. Bu gelişmeler doğrultusunda tarım dışı işsiz sayısı 55 bin artarak 3 milyon 404 bine ulaşmıştı. Nisan 2016 döneminde yüzde 11,8 olan işsizlik son dört dönemde yüzde 1,7 puan artarak Ağustos 2016'da yüzde 13,5'e çıkmıştı.
Son dört dönemdir işsizlikte yaşanan yüksek artışın dikkat çekici özelliği işgücü artışında yavaşlamaya rağmen gerçekleşmiş olmasıdır. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre Aralık-Nisan döneminde 344 bin olan tarım dışı işgücü artışı son dönemde 269 binle sınırlı kaldı. Buna karşılık tarım dışı istihdamda sert bir azalma söz konusudur. Aralık-Nisan döneminde 426 bin artan istihdam Nisan-Ağustos döneminde 191 bin azaldı. Tarım dışı işsiz sayısındaki artış yavaşlamakla birlikte devam etmektedir. Nisan-Temmuz döneminde ortalama yaklaşık 135 bin artan tarım dışı işsiz sayısı Ağustos 2016 döneminde işgücünün 32 bin artması, istihdamın ise 23 bin azalması sonucu 55 bin artmasıyla 3 milyon 404 bine ulaştı.
Türkiye'de işsizlik en yüksek düzeye, istisnai birkaç yıl dışında hep Ocak ayında çıktı. Aralık, Ocak ve Şubat ortalamasını gösteren işsizlik, öyle anlaşılıyor ki 2017'de de rekor kıracağa benziyor.
Bu yılın Ağustosundaki gerçekleşmenin yüzde 11.3'ü bulması ve gidişatın hiç de umut vermemesi 2017'nin Ocak ayında yüzde 12.5 ile yüzde 13 arasında bir işsizlik göreceğimize işaret ediyor.
Ocak aylarındaki işsizlik oranının daha önce en yüksek düzeye yüzde 14.1 ile 2009 ve yüzde 13.6 ile 2010 yıllarında çıktığını da hatırlatalım.
Peki, işsizliği artıran ve istihdamı azaltan sebepler nelerdir?
Asgari ücretin yılbaşında yüzde 30 artırılmış olması en başta gelen etkenlerden. Her ne kadar bu artışın istihdamı olumsuz etkilemeyeceği ileri sürülmüşse de sonuçlar bunun tersini gösteriyor.
Yatırımlar neredeyse durdu. Özel sektör yatırım yapmıyor ve bunun sonucu olarak da istihdamda yeterince artış sağlanamıyor.
Geleceğe duyulan güvensizlik, özellikle iş dünyasının güvensizliğidir. Ekonomik olarak önünü tam göremeyen iş dünyası, yeni eleman istihdamından kaçınıyor.
Çok düşük ücretle ve kayıt dışı çalışmaya razı binlerce Suriyeli var.
Giderek artan bir başkanlık tartışmasının içindeyiz. Bunun için Anayasa değişikliği zorunlu ve referandum olasılığı da güçlü görünüyor.
İdam konusu ve bu konunun referanduma götürülmesi de gündemde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki gün dile getirdiği AB ile müzakerelerin kesilmesi olasılığı. Erdoğan, bu konunun da referanduma götürülebileceğini ifade etti. Türkiye'nin AB ile ilişkileri herhalde son dönemde hiç bu kadar gerilmemişti, şimdi bir de bunun etkileri yaşanıyor.
Diğer yanda ABD Başkanlığına Trump'ın seçilmesiyle birlikte başlayan kaotik ortam... Türk Lirası'nın çok hızlı bir şekilde değer yitirmesi ve bu yüzden iş dünyasının önünü görememesi... Böyle bir ortamda yatırım yapmak ve istihdam oluşturmak çok zor görünüyor.
Piyasaların ateşi sönmüyor. Dolar tırmandıkça tırmanıyor. Neredeyse bir devalüasyon söz konusu, bu da yatırımcıyı ciddi manada endişelendiriyor.
En vahim durum gençliğin işsiz kalması ve sokaklarda boş boş dolaşmasıdır. Bu durum gençlerin kötü yollara sürüklenmesine sebep oluyor. Maneviyattan yoksun işsiz bir gençlik, ilerde ciddi sorunlar oluşturabilir.