Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılı Ekim ayı İşgücü İstatistikleri'ni açıkladı. Buna göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2016 yılı Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 500 bin kişi artarak 3 milyon 647 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,3 puanlık artış ile yüzde 11,8 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 1,5 puanlık artış ile yüzde 14,1 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 1,9 puanlık artış ile yüzde 21,2 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 1,3 puanlık artış ile yüzde 12 olarak gerçekleşti.
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2016 yılı Haziran döneminde 3 milyon 127 bin kişi idi. İşsizlik oranı yüzde 10,2 seviyesinde idi. Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12,2 olarak tahmin edilmişti. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı yüzde 19,4 iken,15-64 yaş grubunda bu oran yüzde 10,4 olarak gerçekleşmişti.
Haziran ayından Ekim ayına doğru işsizlik seyrini izlediğimizde, gerek 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusta ve gerek genç nüfustaki işsizlik oranlarının yükseldiğini görüyoruz.
İşgücü 2016 yılı Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 911 bin kişi artarak 30 milyon 914 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,8 puan artarak yüzde 52,4 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,2 puanlık artışla yüzde 72,1, kadınlarda ise 1,3 puanlık artışla yüzde 33,1 olarak gerçekleşti.
İşgücüne katılma oranlarında devamlı kadınlar ile erkekler arasında bir fark olduğunu ve kadınların daha çok iş gücüne katılmaya çalıştıklarını görüyoruz. Kadınların daha çok çalışmaya meyletmesinin geçim derdinden olduğunu zannetmiyorum. Çünkü kadınların hiç çalışmadığı ailelerde geçim derdinin pek olmadığını ve huzurlu bir yaşamın olduğunu, geçimin daha kolay gerçekleştiğini görüyoruz.
Kadınların çalışması eve olan ilgilerini azaltıyor. Çocuklar anne şefkatinden mahrum yetişiyor. Boşanmalar iki katına çıkıyor. Bununla beraber ekonomik rahatlama da tamamen gerçekleşmiyor. Çünkü çocuk ya kreşe ya da bakıcıya bırakılması gerekiyor. Araç bir iken iki olması gerekiyor vb. birçok masraf birbirini takip ediyor.
Elbet kadın hiç çalışmasın demiyorum. Kimi alanlarda kadınların çalışması neredeyse farzulayndır. Örneğin kız öğrencilerin eğitiminin tamamında baştan aşağı işi yürütmesi gereken kadınlardır. Ana sınıfların tamamında istihdam tamamen kadınlardan oluşmalıdır. Çünkü anasınıfı yaşındaki çocuğa en iyi bakacak kadındır. Erkekler değil.
Sağlıkta, hastanelerde, kadınlara bakacak doktor, hemşire ve hasta bakıcıların tümü kadınlardan oluşmalıdır. Hastanelerin çoğunda kadın doğumcular erkeklerden oluşuyor. Bu bir rezaletten öteye bir şey değildir. Sorarım bu kadın doğumcu doktorlara, sen başka bir alan mı bulamadın da geldin kadın doğumcu oldun. Kadın doğumunun erkekler tarafından yapılması yasaklanmalı ve bunların yerine tamamıyla kadınlar yerleştirilmelidir. Tıp fakültelerinde erkeklerin kadın doğum bölümlerini tercih etmesi yasaklanmalıdır. Hala çoğu hastanede, bayanlara erkek hemşirler tarafından iğne yapılıyor. Buna karşı çıkan hastalar ise gericilik ve yobazlıkla suçlanıyor.
Kadın iç giyim vb. birçok alan vardır ki kadınlar tarafından yürütülmesi toplumun maslahatının bir gereğidir. İslami olarak da uygun olanı budur. Ancak ne yazık ki istihdam da seçicilik yok ve kadın istihdamında, sadece istihdamdan öteye bir ölçü ve kıstas getirilmemektedir. Bu da beraberinde birçok toplumsal sorun, problem ve boşanma getirmektedir.
Allah'a emanet olun.