Kamuoyunda "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilinen sözde "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi"ne yönelik tepkiler sürüyor.
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan, 14 Mart 2012 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve 1 Ağustos 2014 tarihinde de yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi toplumun en temel yapısı olan aileyi hedef almaya devam ediyor.
Batılı değerlerin temel alındığı ve toplumsal dinamiklerin göz ardı edildiği İstanbul Sözleşmesi’ne imza atılmasının akabinde; aile kurumunun ciddi oranda zedelenmesi, kadın cinayetleri ve boşanma oranlarının artış göstermesi, eşcinsel sapkınların gayri ahlaki fiillerini dayatmak için manevra alanı kazanması dikkat çekiyor.
Konuya ilişkin İLKHA muhabirine açıklamalarda bulunan Gazeteci-Yazar Burhan Bozgeyik, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesinden bu yana tahribatın “elle tutulur, gözle görülür” hale geldiğini belirtti.
“İstanbul Sözleşmesi’ni bünyemizde muhafaza etmenin manası kalmamıştır” diyen Bozgeyik, “Bir an önce İstanbul Sözleşmesi iptal edilmelidir.” dedi.
“İstanbul Sözleşmesi bizim inancımıza uymayan bir hayat tarzının kapısını araladı”
İstanbul Sözleşmesi’nin kabul edilmesinin çok aceleye getirildiğinin 26 dakikada kabul edilmesinden belli olduğunu belirten Bozgeyik, “Atalarımız, ‘Acele işe şeytan karışır’ demiş. İstanbul Sözleşmesi’nden sonra ortaya çıkan gelişmeler bir kere daha atalarımızı haklı çıkarmıştır. O tarihten bu yana yüzlerce yuva dağılmış, yüzlerce insana evden uzaklaştırma cezası verilmiştir. Bu işin bir yönüdür. Bunun yanı sıra bu sözleşme, bizim inancımıza, örfümüze, an’anemize uymayan bir hayat tarzının kapısını aralamış ve yasak olmaktan çıkartmıştır. Zinanın serbest olması ve zina fiilini işleyenlere ceza verilmemesi, kadın kadına, erkek erkeğe evliliklerin de yapılır olması cemiyetimizin ahlaki yapısını tahrip etmektedir.” diye konuştu.
“İstanbul Sözleşmesi etraflıca incelenmeden kabul edilmiştir”
Bozgeyik, İstanbul Sözleşmesi’nin toplumun temel değerlerine aykırı bir sözleşme olduğunu ifade ederek, “Avrupa nicedir sosyal yapı, aile yapısı ve ahlak cihetiyle çürümüştü, kokuşmuştu. Onlar mevcut statükoyu kanunlarla meşrulaştırmak istedi. ‘Olmaya oldu, erkeklik bizde kalsın’ dediler. Gayr-ı meşru iş çevirenlerin, vicdanlarını rahatlatmak için aynı işi yapanların adedini çoğaltmak istemeleri gibi Avrupa Birliği de yaptıkları düzenlemeleri bize dayattılar. Bu dayattıkları ve adına sonradan ‘İstanbul Sözleşmesi’ denilen mevzuat bizim bünyemize, karakterimize, örf ve adetlerimize, inançlarımıza tersti. Ancak işte her yönüyle ortadadır ki bu mevzuat etraflıca incelenmeden kabul edilmiştir.” ifadelerini kullandı.
“İstanbul Sözleşmesi’nin 15 dakikada iptal edilmesi bu ülkenin hayrına olacaktır”
İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi çağrısında bulunan Bozgeyik, “Ortada bir vakıa var. Meclisteki iki muhalefet partisi temsilcileri, İstanbul Sözleşmesi’nin devamından yana olduklarını ortaya koymuşlardır. Dolayısıyla bu yanlış uygulamayı sona erdirmek iktidarı meydana getiren iki partiye düşmektedir. Atalarımız, ‘Hayırlı işte acele ediniz’ demektedir. Zararı ve tahribatı ayyuka çıkmış olan İstanbul Sözleşmesi’nin 15 dakikada iptal edilmesi bu ülkenin ve bu milletin hayrına olacaktır. İktidar mensubu sayın milletvekillerinden bunu gerçekleştirmelerini bekliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni tenkit ederek hakperestlik gösteren Sayın Cumhurbaşkanı'mızdan da bu hayırlı teşebbüse öncülük yapmasını bekliyoruz.” şeklinde konuştu.