İmralı’dan gelen mesajlar aslında birer saldırı emrinin şifreleridir de biz mi bilmiyoruz?
Öyle ya, son zamanlarda PKK/BDP çevrelerinin yaptıklarına baktığınızda ister istemez böyle düşünüyorsunuz.
Yirmi bir Mart’ta Abdullah Öcalan’ın gönderdiği Nevruz meydanında okunan mektupta İslam Kardeşliğine işaret etmiş, son olarak kendisini İmralı’da ziyaret edenlere ”Derhal bir İslam Konferansı toplansın” emrini vermişti.
Bu mesajlar aslında “İslami derneklere ve kuruluşlara saldırın, İslami faaliyetleri engelleyin, mütedeyyin ailelerin evlerine baskınlar düzenleyin!” demekti de biz mi anlamadık?
Veya Müslümanlara şunu mu demek istiyor PKK/BDP/KCK ve İmralı;
Eğer bölgeye bir Şeriat gelecekse onu da biz getiririz, İslamî bir toplum oluşacaksa onu da biz yaparız, siz de kim oluyorsunuz?
Hani Kemalist rejim de öyle söylemişti bir ara; Ankara’da eylem yapan bir gurup komünist/sosyalist öğrenci zamanın valisi Nevzat Tandoğan’ın karşısına çıkarılır, vali gençlere ne istediklerini sorar. Gençler de sosyalist, komünist bir rejim istediklerini söyleyince:
“Eğer bu ülkeye Komünizmin gelmesi gerekiyorsa onu da biz getiririz, siz de kim oluyorsunuz?” diyerek gençleri fırçalar ve dışarı atar.
Ne de olsa PKK de Kürtlerin Kemalizm’i olmaya özeniyor.
İşin şakası bir tarafa PKK/BDP/KCK çevreleri özellikle son zamanda ciddi şekilde İslam’la imtihandan geçiyorlar, bakalım nasıl çıkacaklar işin içinden, bu imtihan nasıl sonuçlanacak.
Onlar imtihanlarını vere dursun biz kardeşlerimize diyoruz ki: Şu anda derneklerimize, yardım kuruluşlarımıza, yardım faaliyeti yürüten kardeşlerimize ve dindar ailelerimize saldıranları, İslam ve Şeriat aleyhine slogan atanları bir numaralı düşman ilan ederek hedef tahtasına koymayınız, kendinize rakip olarak görmeyiniz.
Biraz uzun vadeli düşününüz, şöyle bir tahayyül ediniz, o gençlerin bir gün sizlerle birlikte omuz omuza namaz kıldıklarını, İslami etkinliklerde yer aldıklarını, kısaca artık hep sizinle birlikte olduklarını tahayyül ediniz.
Olmayacak şey mi bu söylediklerim, şu anda bile olmuyor mu? Şöyle bir çevrenize bakın ve sekiz on yıl içerisinde gerçekleşen katılımları bir düşünün. Şu anda bizlere saldıran gençler Allah’ın izniyle en kısa zamanda bizlerle beraber olacaklardır.
Durum böyle olunca, ufkumuzu geniş tutalım, uzun vadeli düşünelim, duygularımızı ve öfkemizi ölçülü kullanalım, sağduyu ve sükûnetimizi elden bırakmayalım, özellikle bize saldıranların bize geliş yollarını kapatmayalım, onlara açık bir yol bırakalım. İslami davetin asıl bu noktada başladığını unutmayalım.
Hiçbir şey insanımızın akın akın İslam’a katılmasına şey engel olamayacaktır, şahitlik ettiğimiz üzere olamıyor da. Bu saldırılar da aynı neticeyi verecektir.
Hatta bunu önlemek için birilerinin aldıkları ve alacakları tedbirler, bu akışı hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Son olarak bu çevrelerce ortaya konulan HDP projesi büyük bir hüsranla neticelenecektir.
Siz bir taraftan mütedeyyin Kürd halkını hedefinize alacaksınız, onların faaliyetlerine tahammül edemeyeceksiniz, saldırılar düzenleyeceksiniz, öbür taraftan Türkiye’nin batısındaki Türk soluyla, Türk komünistiyle birliktelikler kuracaksınız, kader birliği yapacaksınız, güya BDP’nin ulaşamadığı, kabul görmediği yerlere, Türk soluna HDP ile ulaşacaksınız.
O Türk solu ki, şu ana kadar bu ülkede insaniyet adına hiçbir olumlu puan alamamış.
En büyük özellikleri İslam düşmanlığı olan, Müslüman düşmanlığı olan, bu ülkenin insanıyla hiçbir ortak özelliği olmadığı için bugüne kadar halka karışamamış, halka inememiş, halka tepeden bakan bu bir avuç çığırtkan Türk solundan medet uman bir PKK/BDP ve KCK…
İşte Kürtler bunu asla affetmeyecektir, mayasında İslam olan Kürtler, İslam sevdasıyla her fırsatta meydanları dolduran Kürtler buna asla göz yummayacaktır.
Tepelerindeki bir avuç ateist ve Marksist yapacaklarını yapadursunlar, hiç de kendilerine benzemeyen tabanları çok hızlı bir şekilde İslamî hareket saflarında yerlerini alacaklardır.