17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul’un Beykoz ilçesinde bir evde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşanan çatışmada hayatını kaybeden Hizbullah Cemaati kurucu lideri Hüseyin Velioğlu’nun vefatının 15. yıldönümü nedeniyle İsviçre'nin Basel şehrinde düzenlenen 'Şehitleri Anma ve Anlama' programında anıldı. Yapılan konuşmaların yanı sıra, Velioğlu’na atfen bestelenmiş ezgi ve şiirler okunarak, sinevizyon eşliğinde Velioğlu’nun hayatından bazı kesitler sunuldu.
Velioğlu’nun İslam’a yaptığı hizmet ve fedakârlıkların anlatıldığı programda bir konuşma yapan Araştırmacı Yazar Zülküf Er, sohbetine Hüseyin Velioğlu'nun vefat ettiği 2000 döneminde yaşananları anlatarak başladı.
2000 yılından sonra, çok büyük baskılar yaşandığını belirten Er, konuşmasını şöyle sürdürdü: “17 Ocak'ın hemen ertesinde öyle bir korku estirildi ki, en yakınlarımız bile bizlere selam vermekten korkar hale geldiler. Yaşanan keşmekeş esnasında her gün onlarca Müslüman tutuklanıp zindanlara konuluyordu. Polis ve çevredekiler sürekli olarak Hizbullahi Müslümanlara, siz bittiniz, sizi bitirdik türünden tacizlerde bulunuyorlardı. Onlara göre Rehber'in şehadetiyle, Cemaat tamamen bitmiş oluyordu. Ama yanıldıkları bir şey vardı ki; o da Şehit Rehber hiçbir zaman kendi şahsını davasının önüne koymamıştı. Her fırsatta Cemaat gerçeğini işleyerek müntesiplerinin kendisine değil davaya bağlanmasını başarmıştı. Böylece de o şehid olduktan sonra da yolunu sürdürenler sonuna kadar davayı sahiplenmeye devam etmişlerdi. Bu da Cemaat Rehberi ve arkadaşlarının davanın temellerini ne kadar sağlam attıklarının göstergesidir.” dedi.
Veloğlu’nun hayatının aynı zamanda Hizbullah Cemaati’nin geçmişi ile eş anlamlı olduğu vurgusunda bulunan Er konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aslında elimizde Şehid Rehber'in hayatıyla ilgili yeterince bilgi yok. Ama onun eseri olan koca bir Cemaat var. Rehberi tanımak isteyen onun bina ettiği Cemaate bakmalıdır. Şehid Rehber, Risale-i Nur'dan Hizbullah bir hareket çıkararak Bediüzzaman'ın hedefini de gerçekleştirmiştir aslında. Çünkü Hizbullah olmak, aynı zamanda Bediüzzaman'ın da hedeflerinden biriydi. Çünkü Bediüzzaman, başlarına gelen kimi musibetleri anlatırken, hakiki anlamda Hizbullah olamadığımız için başımıza bunlar gelmiştir, diyor.”
Hizbullah Cemaatinin ismini Kur’an-ı Kerim’den aldığına dikkat çeken Er daha sonra, “Şehid Rehber'in tesis ettiği Cemaat'in isminin Hizbullah olması Kur'ani bir müjdedir. Çünkü Hizbullah, Kur'an-ıKerim'de galibiyeti müjdelenen tek topluluktur.” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında Şehid Hüseyin Velioğlu’nun en büyük özelliğinin, gayretli oluşu olduğunun altını çizen Er, “Eğer biz onun yolundan gittiğimizi iddia ediyorsak en azından onun kadar gayretli ve çalışkan olmalıyız, özellikle Avrupa'da yaşayan Müslümanlar olarak biz bu konuda gayretli olmak zorundayız.” ifadelerine yer verdi.
Velioğlu'nun hayatından kimi pasajlar aktararak devam eden Er, Hizbullah Cemaati'nin hiçbir grup ve hareketin devamı olmadığını belirterek konuşmasını sonlandırdı.
Programında Halil Evsen Velioğlu üzerine bestelenen ezgileri seslendirirken Hasan Kuyuldar ise “Ey Rehberim” isimli duygu yüklü şiirini seslendirdi. Program, sinevizyon eşliğinde gösterime sunulan Velioğlu’nun hayatından kesitlerle sona erdi. (Hamza Korkut – İLKHA)