1 Kasım seçimleri sonrası kaybettiğini düşünen cenahtan kısık sesle dile getirilen özeleştiriler gittikçe daha yüksek tonda seslendirilmeye başlandı.
CHP ve MHP'de kurultay çağrıları yapılırken HDP'de seçim sloganlarının aksine şeyler söyleniyor, bazı isimler tarafından “Başkanlık sistemi”ne kapı aralanıyor. Meksika ve Amerikan modelinin konuşulabileceği belirtiliyor.
Altan Tan'ın da bir şeyler söylemesini bekliyorduk, o da bizi fazla bekletmedi.
Cumhuriyet Gazetesinin sorularını cevapladı Altan Tan:
“PKK'nin, YDG-H'nin savaşı şehir merkezlerine taşıması, demokratik özerkliği sadece öz savunma ve hendeğe indirgeyen davranışı yanlıştı. Halk buna ilk günden tepki verdi. Ancak bu yanlışta ısrar edildi. HDP'nin gücü ise maalesef bu yanlışı önlemeye yetmedi. Sonuçta PKK'yi HDP yönetmiyor. AKP ve devlet HDP'ye her türlü baskıyı, tutuklamayı, şiddeti vs. kullandı. PKK de “Ben, senin bu savaş oyununda yokum” demedi. HDP demokratik özerkliği hepimizin istediğini; ama bunun bir ilanla değil inşayla, zaman ve birikim isteyen bir demokratik mücadele ile olabileceğine PKK'yi ikna edemedi. Bazı arkadaşlarımız bunu kamuoyuna defalarca ve samimi bir şekilde söyledi, ancak toplumdaki algı değişmedi.”
Siz bu açıklamadan ne anladınız?
“Pkk'nin tutumu yanlıştı”, derken “askeri amaçlı barajlara karşı” ilan ettiği savaşı, yaktığı araçları, kestiği yolları, kapattırdığı kepenkleri, infaz ettiği sivil kişileri ve devlet görevlilerini eleştirmiyor Altan Tan.
Ne diyor biliyor musunuz?
“Pkk çok mutedil bir hareket; ama devletin savaş dayatması karşısında bu mutedil tavrını koruyamadı.” demek istiyor eski İslâmcı vekil.
7 Haziran'dan hemen sonra Aytaç Baran'ın şehid edilmesinin izlemeyi düşündükleri imha ve infaz siyasetlerini ele verdiği konusunda da bir şey söylemiyor.
Tan, “PKK'den “Bizim izlediğimiz stratejiyi izleseydiler HDP'nin oyları yüzde 20'ye çıkabilirdi” açıklaması geldi, ne demek isteniyor?” şeklindeki bir soru üzerine şunları söyledi: “Böyle ciddi bir dönemde kimse ile polemiğe girmek istemiyorum.”
“Kimse ile polemiğe girmek istemiyorum” dediğine bakmayın, sadece Pkk'ye laf atmak istemiyor.
Bu kadarcık bir eleştiriye rağmen HDP tabanından Altan Tan'a bir tepki bombardımanı söz konusu oldu. Sosyal medyadan birkaç örnek alıyorum buraya:
“Altan Tan gidip önce özsavunmanın ne olduğu öğrensin sonra eleştiri yapmasını! Amed'te Akp'ye oy veren esnaf gibi konuşmaktan vazgeçsin!”
“Altan Tan yakarak yıkarak devrim olmaz demiş, Devrim nasıl olur Altan bey? Dua ile mi?”
“HDP bir an önce bu burjuva artıklarından, Altan Tan gibi İslâmcılardan kurtulmalı, partiyi sola açmalı”
Pkk'den gelen eleştiriler yapının ne kadar “demokrat” olduğunu göstermesi açısından ibretlik bir tabloyu meydana çıkardı.
Med Nuçe'de program yapan Zana Azadi kod adlı biri ise işi eleştiriden tehdide kadar vardırdı:
“Binlerce şehid var, seni milletvekili yapmışlar sen gidip onların direnişine laf mı söyleyeceksin? Cumhuriyet gazetesine röportaj veriyorsun, kalkıyorsun Kürtlerin işgalciye karşı direnişini karalıyorsun. Açık ve net söylüyorum; Altan Tan'ın yaptığı sömürgeciliğe, katliamcılığa hizmettir.”
Zana Azadi kod adlı kişi daha da ileri gitti ve Pkk zihniyetini net olarak yansıtan şu sözleri sarf etti:
“Kürdistan'da direnişe (Pkk) karşı tek laf söyleyenin yaşama hakkı yoktur. Eğer sömürgeciliğe karşı direnmiyorsan, katliamlarını eleştirmiyorsan, üstelik kalkıp direnen ve şehit düşenleri eleştiriyorsan senin Kürdistan'da hakkın yoktur.”
Yaşam hakkını korumak isteyen itaat edecek ve Pkk'ye “tek laf” söylemeyecek.
Altan Tan, hükümeti eleştiriyor ve savaşı dayattığını söylüyor. Pkk'nin bu savaş oyununa gelmesinin hata olduğunu söylüyor. Dikkatli bir dil kullanıyor ve “polemiğe girmek istemediğini” söyleyerek duruşunu gösteriyor; ama “Kürdistan'da yaşam hakkı yok!”
Klasik “Apoculara” göre Pkk eleştirilemez bir harekettir ve HDP üzerinden Pkk'ye eklemlenen “Türk solcuları” bu zihniyete pek yabancı olmadıkları için sorunsuz bir şekilde siyaset yapıyorlar.
Ama Altan Tan bazen bunu gözden kaçırıyor. Ankara'nın zincirleri tutuyor onu ve ayarı bozuluyor. Bilen ve özgür (Zana Azadi) biri tarafından ayar çekilmesi gerekiyor.
Altan Tan da “yaşam hakkı”nı korumak istiyorsa “itaat” etmesini öğrenecek.