GAZİANTEP - İtikâf ibadetinin önemine değinen Gaziantep İl Vaizi Cengiz Dere, itikâfın, insanın kendisiyle hesaplaşması ve Allah’a yönelmesi için bir fırsat olduğunu ve Ramazan’ın son 10 gününde itikâfa girmenin sünnet olduğunu belirtti.
Ramazan ayının son 10 gününde, gece gündüz bir camiye kapanıp ibadet etmeye itikaf denildiğini belirten Dere, “İtikaf Arapça manasıyla fıkhi tarifiyle düşündüğümüz zaman bir erkeğin veya bir kadının cemaati olan bir camide ibadete çekilmesidir. Hanefi mezhebine göre bir kadın evinin bir odasını ev işleriyle uğraşmadan niyet edip ben bu odamı kendime mescit edindim diyerek evinin odasında itikafa girebilir. Yine itikaf ibadetini yapmak sünneti müekked yani güçlü olan sünnettir. İtikâf kısaca Allah (cc) ile baş başa kalmaktır.” İfadelerini kullandı.
İtikâfın, insanın kendisiyle hesaplaşması ve Allah’a yönelmesi için bir fırsat olduğunu belirten Dere, "İtikâf bir fikir ve zikir anteramanıdır. İtikâf bir tefekkür deryasıdır. Caminin 4 duvarı arasında tüm dünyalıklardan sıyrılıp Allah (cc) ile baş başa kalmaktır. İtikâf hicrettir. Dünyadan ahrete hicrettir. İtikâf bedenden ruha hicrettir. Aslında itikâf halvettir. Halvet ne demektir. İnsanın özel olarak zamanını sevdiğin bir zata ayırmaktır. Bundan dolayı itikâfın sevabı büyüktür. Ancak herhangi bir zamanda camiye namaz kılmak için girerken yapılan bir niyetle bile itikâf sevabına kavuşmak mümkün. İş hayatı, aile hayatı, günlük koşuşturmalar derken insanın dönüp de kendine bakmaya, Rabb’iyle buluşmaya fırsatı olmuyor. Her seferinde yoğunluk bahane edilerek farz ibadetler bile tam olarak yerine getirilmiyor. Tam da bu noktada insanın kendisini hesaba çekmesi, manevi hayatına çeki düzen vermesi için unutulmaya yüz tutmuş bir sünnet olan itikâf iyi bir fırsattır.” diye konuştu.
"İtikâf bir nefsi tanıma, ruhu arındırma yani kalbin derinliklerine yolculuktur" diyen Dere, “İbadet amacıyla belli kurallar çerçevesinde insanın camide kalarak gerçekleştirdiği bu sünnet daha çok Ramazan’da akıllara geliyor. İtikâfa giren lisanı hal ile der ki, 'Rabbim beni bağışlayıncaya kadar ben buradan çıkmayacağım. Senin mescidine, senin evine senin kapına geldim' diyerek bütün ruhanetiyle kendini cenabı Allah’a hasreder. İtikâf kalbin derinliklerine yolculuktur. İnsanlar uzayda aya çıktılar. Ayı keşfettiler. Dağların zirvesini aştılar. Denizlerin dibine indiler. Nice nice madenler buldular. Ama hala ruhları tanımadılar. Ruh dünyaları hala karanlık nefsini bilen Rabbini bilir. İtikâf bir nefsi tanıma, ruhu arındırma yani kalbin derinliklerine yolculuktur. İnsanın kendisini bilmesi bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın en güzel ortamı bir büyük zatın evinde tefekkürle, teheccüdle, secdeyle, rukuyla ve zikirle geçirilen bir süreçtir. Dolayısıyla âlimlerimiz itikâfa amellerin en faziletlisi demişlerdir.” şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)