Siz bu soruyu daha değişik şekillerde de sorabilirsiniz. Mesela; bu ittifak sonunda hangi parti daha kazançlı çıkacak?
Biz bu konuyu sadece bir noktadan ele alarak muhtemel gelişmeleri görmeye çalışalım.
AK Parti'nin saklanamayan en büyük açıklarından birisi, onun bir mgv veya agd'sinin olmayışıdır. Bu AK Parti'nin bize göre zayıf karnı idi. Malumunuz milli görüşün temelini, mayasını oluşturan Anadolu Gençlik dernekleri veya önceki adıyla MGV'ler, Saadet Partisi'yle birlikte kaldı.
AK Parti her ne kadar son on beş yıl içerisinde referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu kesimin birazcık desteğini görmüş olsa da böyle bir tabana sahip olmamanın bedelini ödeye gelmiştir.
AK Partinin bunu telafi etmek için bir takım yurt ve öğrenci vakıf ve dernek çalışmaları yaptığını biliyoruz.
Aslında AK Partinin ilk dönemlerde Hizmet hareketine verdiği tavizlerin arka planında da böyle bir gençlik tabanına sahip olamaması yatmaktadır.
Evet, FETÖ camiasının ilk dönemlerde çılgınca yayılmasına göz yummasının en önemli nedeni budur. Siz buna bir de İslami camialara karşı iyi niyet beslemeyi de ekleyebilirsiniz. Zaten biz bunları eleştiri olsun diye söylemiyoruz.
Gelelim bundan sonrasına. AK Parti kendisine ait ciddi bir MGV, AGD tabanının olmayışının bedelini bundan sonra nasıl ödeyecek ve sadece kendisi mi ödeyecek bu bedeli yoksa bütün bir ülke mi? Yani ittifakın rengi daha çok ne tarafa kayacak ve toplumu nasıl etkileyecek?
Bal tutan parmağını yalayacağı için ittifakın MHP kanadı ve gençliği elbette bunun semeresini görecektir ve biz bunu yadırgamıyoruz ve ittifakın doğal bir neticesi olarak görüyoruz.
İttifakın tarafları bu ülkenin tamamını düşünerek sağduyu ve basiretle hareket ettiklerinde inşaallah korkulanlar olmayacaktır.
Şurası unutulmamalıdır ki bir zamanlar doğu ve güneydoğunun büyük bir kesimi belediye başkanları ve milletvekilleriyle rahmetli Erbakan hocayla birlikteyken daha sonra girdiği ortaklığın neticesinde hepsini kaybettiği gibi işin daha da kötüsü PKK tırmanışa geçmiştir.