İTTİHADUL ULEMA'dan yapılan açıklamada itikafın; "bir Müslümanın belirli bazı şartlar altında beş vakit namaz kılınan bir mescit veya camide ibadet etme niyetiyle bir süre durması" anlamına geldiği aktarıldı.
İtikafın Kur’an ve sünnetle sabit olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, "Nitekim Allah Teâla '…Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken...' (Bakara: 187) buyurarak direkt olarak bu ibadete işaret etmiştir. Yine Hazreti Âişe (radiyallâhu anhâ) İtikaf ibadetiyle ilgili Efendimizin (aleyhissalâtu vesselâm) fiiliyatını şu şekilde aktarmıştır: 'Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ramazan'ın son on gününde itikâf yapardı. Bu durum vefat zamanına kadar bu şekilde devam etmiştir.' (Buhârî, İtikaf, 1; Müslim, İtikaf, 1-5)."
Kadınlar itikafı evin mescidinde geçirebilirler
Mescid veya camilerde yapılan itikafın erkeklere mahsus olduğuna işaret edilen açıklamada, "Kadınlar bu ibadeti yapmak istediklerinde evlerinde mescid ettikleri bir odayı bu ibadete tahsis edebilirler. Ancak bu konuda Şafiî mezhebi, kadınların da erkekler gibi bir mescid veya camide İtikafa girmelerini benimser." diye belirtildi.
Açıklamada, "İtikaf; vacip, sünnet ve müstehab olmak üzere üç kısma ayrılır. Vacip olan, adak/nezir olarak yapılan; sünnet olan, Ramazan ayının son on gününde yapılan; müstehab olan ise herhangi bir zamanda yapılan itikaftır." ifadelerini kullandı.
Şartları
Açıklamada itikafın şartları şöyle sıralandı:
"Müslüman, akıllı ve baliğ olmak.
Niyet getirmek: Her ibadette olduğu gibi İtikaf ibadetinde de niyet şarttır.
Taharet: İtikafa giren kişinin cenabet, hayız veya nifas halinde olmayıp temiz olması gerekir.
Oruçlu olmak: Vacip olan İtikaf için oruç şarttır, sünnet olan ise zaten Ramazan ayında yapıldığı için oruçlu olunur. Şafiî mezhebine göre bu şart yoktur.
Mescid veya camide olmak: Yukarıda da zikrettiğimiz gibi itikaf ancak içerisinde beş vakit namaz kılınan mescid veya camilerde olur. İtikaf‘ın en faziletlisi Mescid-i Haram’da, sonra Mescid-i Nebevî’de, sonra da Mescid-i Aksa’da olandır."
Sebepsiz yere çıkmak itikafı bozar
Kişinin, itikafa girdiği mescid veya camiden sebepsiz yere çıkması halinde itikafı bozulacağına dikkat çekilen açıklamada, eğer vacip değilse bu durumda tekrardan niyet getirerek başlayacağı ancak zarurî, tabiî veya şer’i sebeplerle çıkarsa bozulmayacağı kaydedildi.
Açıklamada, "Zarurî olarak kişinin kendi malından veya evinden/ehlinden endişe etmesi, mescidden zorla çıkarılması vb. örnek olarak verilebilir. Kişinin küçük veya büyük abdest için çıkması tabii ihtiyaçtır. Bulunduğu camide Cuma namazı kılınmıyorsa başka camiye gitmesi de şer’î ihtiyaç olarak sayılır. Kişinin ayrıca yemesi, içmesi, uyuması veya ihtiyacı olacak şeyi tedarik etmesi gibi tabiî ihtiyaçlarını mescid/camide giderebilir." bilgisine yer verildi.
Tavsiyeler
Açıklamanın sonunda itikaf adabına ve tavsiyeleri hakkında şunlar kaydedildi:
"İtikafa girilmeden önce günlük program çıkarmalı ve tavsiye ettiğimiz şekliyle yapabileceğimiz derecede programımızı dolu dolu geçirmeliyiz.
İtikafa girdiğimiz camide öncelikle mekânın, bedenin ve elbisenin temizliğine dikkat etmeliyiz.
İtikaf zamanını yapabildiğimiz kadar uzun tutmalı hatta yapabiliyorsak Peygamber efendimizin (aleyhissalâtu vesselâm) terk etmediği bir sünnet olan Ramazan ayının son on gününü tamamen bu ibadete ayırmalıyız.
İtikafta öncelikle varsa kaza namazlar yoksa çokça nafile namazlar kılmalıyız.
Özellikle Kur’an-ı Kerîm okuma noktasında elimizden gelen tüm gayreti sarf etmeli, mealine veya tefsirine müracaat etmeliyiz.
Çokça dua etmeli, Rabbimize yalvarıp yakarmalı ve azameti karşısında gözyaşları dökmeliyiz. Yaptığımız hataları tekrar etmeme noktasında tövbe ederek Rabbimize söz vermeliyiz.
Zikir ve virdler noktasında önceden bir program çıkarmalı ve kelime-i tevhid gibi fazileti yüksek zikirleri dillerden düşürmemeliyiz.
İtikaf ibadeti esnasında boş konuşmalardan kaçınıp, vakti tamamıyla ibadete ayırmalıyız.
İtikaf esnasında yapılabilecek en güzel amellerden biri de ilimle iştigaldir. Özellikle Kur’an, Hadis ve Fıkıh okumaya çalışmalıyız.
Hayatımızı gözden geçirip yıllık muhasebemizi yapmalıyız.
Peygamberimizin de buyurduğu gibi Kadir gecesini son on gecede aramak gerekir. Bu geceyi yakalama ümidiyle on günlük İtikaf süresi içerisinde özellikle geceleri daha fazla ibadet, zikir, dua, tefekküre ayırıp bin aydan daha hayırlı olan bu geceyi bu ibadetlerle ihya etme çabası içinde olmalıyız."