Aile, İslam binasının atılan ilk temel taşıdır. Bu taşın sağlamlığı kurulacak binanın uzun ömürlü olmasını sağlayacaktır. O halde öyle sağlam taşlardan bir bina oluşturalım ki, bu bina kalplere sürur, kimsesizlere yuva, aç insanlara aş evi olsun. Öyle bir bina oluşturalım ki, oraya giren selamette olsun. O halde gelin, hep beraber oluşturacağımız binanın ilk taşlarından olan ailemizi oluşturalım. Öncelikle şunu iyi bileceğiz: Her ne yapacaksak onu Rabbimizin isteğine göre şekillendireceğiz.
Bir ailenin en temel fertleri karı-koca’dır. Karı-kocanın ilişkileri İslam akidesinin temelleri üzerine bina edilmişse zaman zaman dalgalanmalar olsa bile, o aile Allah’ın razı olduğu iyi bir ailedir. Karı-kocanın arasının iyi olması ise şu ilkenin kabul edilmesi ile mümkündür: “Her birimiz diğerimiz için Allah’ın helallerine, dolayısıyla cennetine ulaşmak için basamak hükmündeyiz. Hakeza cehennem çukurlarından uzaklaştırıcı birer el hükmündeyiz.” İşte bu düşünceyi kendimize her hal ü kârda ilke edinirsek zaman zaman kavga da etsek, aramız da açılsa sorun çözülür. Yani her biri diğeri içindir. Birinin açlığı, diğerinin yemeğe el uzatması, susuzluğu diğerinin pınarın başına koşması anlamına gelir. Birbirini tamamlayan iki unsur. Biri hastalandığında diğeri başucundan ayrılmayacak, acıyı onunla birlikte hissedecek, yanlış adımında onu doğrultacak emin bir yoldaş... “Allah sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir...” (A’raf S:189)
İyi bir aile öncelikle Allah’ın razı olduğu bir ailedir. Allah’ın rızası da Allah’ın dilediği şekilde elde edilir. Allah’ın rızasını elde etmenin en temel ölçüsü Allah Resulünün dilediği şekilde imkanlarımızı zorlayarak hareket etmektir. O halde eşlerin aralarındaki ilişkinin temelinde Allah Resulü (sav)’nün sünneti vardır.
Peygamber Efendimiz (sav)’in eşleri ile ilişkileri nasıldı acaba? Onlar ne yaptılar da iyi bir aile oldular. Peygamber Efendimiz (sav)’in Hz.Hatice annemizle evliliğinden tutun da son nikahladıkları Hz.Meymune annemize kadar tüm ilişkilerinde esas aldığı ölçü; şefkat, sevgi, hoşgörü oldu. Nitekim O (sav): “Kadın, eğe kemiği gibidir. Onu düzeltmeye kalkarsan kırarsın. Şayet ondan yararlanmak istersen, onda eğrilik varken de, kendisinden yararlanabilirsin” buyurmakla ‘iyi bir aile’nin oluşumunda etkin olan kadınlara karşı davranışlarımıza şekil vermiştir. (R.Salihin-Sağlam Y. Sy:213) Çok nadir de olsa hanımlarının kimi uyumsuzluklarına karşı sert tavırlar da koydu. Buna mukabil annelerimiz de hep onu savundular. O yalnızken Hz.Hatice (r.anha) annemizin ona en büyük kuvvet olması, Hz.Aişe (r.anha) annemizin henüz çok genç olmasına rağmen Peygamber Efendimizle evlenmesi, Ümmü Habibe’nin Peygamberimizin yanında, o zaman henüz müşrik olan babası Ebu Süfyan’a karşı takındığı tavrı okuduğumuzda “bir evlilik ancak bu kadar mükemmel olur” demekten başka bir sözümüz kalmıyor.
O halde burdan da şu sonucu çıkarabiliriz. Onun hayatını hayatımıza aksettirmek istiyorsak öncelikle Onun (sav) hayatını muhtelif kaynaklardan ailece öğrenmeye gayret edeceğiz. Bunun yanında şüphesiz Onun kaynağından beslenen diğer güzide insanların evlilik hayatlarının nasıl olduğunu da öğrenirsek mutlaka onlardan da alacağımız güzel örnekler vardır.
Ailede bütünün diğer parçaları çocuklardır. İyi bir ailenin bir ölçüsü de salih evlatlara sahip olmaktır. Ruhen ve bedenen iyi yetiştirilmiş evlatlar ailelerinin huzurlarında büyük pay sahibidirler. Anne karnında başlayan süreçten, iyiyi kötüden ayıracak anlayışa gelinceye kadar verilen öğretiler çocuğun tüm hayatı boyunca etkin olacaktır. Çocuğun Allah’ın rızasına mutabık bir yaşam sürdürmesi üç ayaktan biri olan aile eğitimi ile mümkündür. Okul içi ve okul dışı çevresi de tabiki çok önemli. Ancak çocuğun en çok güven duyduğu ve kalıcı etkilerin elde edildiği okul dönemine kadar elde edilenlerin çok önemli olduğu kabul edilen bir gerçektir. Yani bu aşamada elde edilenler çoğunlukla dış çevrenin şekillenmesine etki edecektir.
Özetlersek: Öncelikle ‘iyi bir aile’ olmanın beraberinde getirdiği dünya ve ahiret saadetinin şuurunda olmak gerekir. Bu şuur elde edildikten sonra atılacak adımlarda Allah ve Resulünün bizden istediklerini iyi bilmek lazımdır. Bildiklerimiz ve öğrendiklerimizle çocuklarımıza vereceğimiz iyi bir ahlak ve eğitim, bizim iyi bir aile olmamızı neticede de Allah’ın kendisinden razı olduğu bir aile, bir toplum ve devlet olmamız kaçınılmaz olacaktır.
Allah’ın istediği gibi ‘iyi bir aile’ olmamız dileğiyle...
İnzar Dergisi