İZMİR - Halil Atlan Konferans salonunda düzenlenen program, kurs öğreticilerinden Merve Tokyürek'in okuduğu Kur'an-ı kerim tilavetiyle başladı.
Programın açılış konuşmasını Halil Atlan Kur'an Kursu Öğreticisi Zeynep Canpolat yaptı. Canpolat konuşmasına, "Muharrem ayının İslam tarihinde 3 önemli özelliği vardır. Birincisi oruç, ikincisi Hicrî takvimin başlangıcı olması, diğeri de Hz. Hüseyin ve evlatlarının Kerbela'da şehit edilmesidir. Muharrem ayının onuncu günü Aşure günüdür. Muharrem ayı, Kur'an-ı Kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Allah Teâlâ, birçok duaları Aşure günü kabul etmiştir. Hazret-i Âdem' in tövbesinin kabul olması, Hazret-i Nuh'un tufandan kurtulması, Hazret-i Yunus'un balığın karnından çıkması. Yine Hazret-i İbrahim'in ateşte yanmaması, Hazret-i İdris'in canlı olarak göğe çıkarılması, Hazret-i Yakub'un oğlu Hazret-i Yusuf'a kavuşması, Hazret-i Yusuf'un kuyudan çıkması, Hazret-i Eyyüb'un hastalıktan kurtulması, Hazret-i Musa'nın Kızıl denizi geçmesi gibi önemli tarihi olayların Aşure gününde gerçekleştiği bildirilmektedir. İşte bizde bu kadar önemli ve özellikli bir zaman dilimini hatırlamak ve programlar zincirini bu noktadan başlatmak istedik. İyi ki geldiniz, hoş geldiniz sefalar getirdiniz" dedi.
Zaman Mümine Verilmiş En Büyük Nimetlerden Biridir
Daha sonra konuşma yapmak üzere kürsüye gelen Vaiz Hülya Akbulut, sözlerine mümin olmanın insan hayatına olan yansımalarını anlatarak başladı. Akbulut "Mümin, hayatının her safhasını, ulvi hedefi olan Rıza-i İlahi yörüngeli kamil insaniyete ulaşabilme gayret ve şuuruyla sürdürmeye çalışır. Bu bağlamda şahsi, içtimai ve dünyevi her hareketinin uhrevi yansımalarının olacağı farkındalığı ile gayesinden sapmamak adına gereken hassasiyeti yaşar. Kendisine lütfedilmiş olan nimetleri istikamette kullanmaya ayrıca özen gösterir. Zaman mümine verilmiş en büyük nimetlerden biridir. Zamanı gerektiği şekilde değerlendirebilenler hem dünyada hem de ahrette huzuru yakalayacaklardır. Yüce dinimiz İslam'da da özel gün gece ve aylarda feyzin, bereketin, rahmetin coştuğu zaman dilimleri vardır." dedi.
Kerbela Bir Yerde Değil, Kıtalarda Yaşanıyor
Kerbela şehitlerini de rahmetle anan Hülya Akbulut "Muharrem ayı içersinde yüzyıllardır anınca yeni olmuş gibi hüznünü yangınını tüm acısıyla yüreğimizde hissettiğimiz Hz Hüseyin (ra)'in şehit edildiği Kerbela yaşanmıştır. İslam'da yas tutmak yasaklanmıştır. Hüznümüzü dua etme boyutunda yaşamalı Hz Hüseyin'i ve ehli beyt'i rahmetlerle anarak, isyanvari söz ve halden uzak durmalıyız ve ellerimizi açıp boynumuzu bükerken ilahi dergâhta 'Ya Rabbi! Hz Hüseyin ve aile efradı Fırat'ın kenarında susuz şehit edilirken yanlarında değildik… Olsaydık eğer Yemame Savaşındaki Ensar'dan Ebu Akil misali canımız siper ederdik, Resulullah (SAV)'in gözünün nurunun önüne.. Lakin bugün yanı başımızda Suriye'de, Filistin'de Myanmar'da kerbelavari masumlar şehit ediliyor. Yine bir şey yapamıyor, uzatamıyoruz ellerimizi. Aciziz, fakiriz duamızdan başka çıkar yol bulamıyoruz. Ey Rabbi Rahim Allah'ım, yanan yüreklere su gönder, rahmetini gönder, Ümmet-i Muhammedi selamete kavuştur, zalimlerin zulümlerinden kurtar…' diye dua dua yalvarmalı, zafer ve kurtuluş dilemeliyiz tüm Müslüman kardeşlerimize" dedi. (Yunus Şani-İLKHA)