Siz ey malum muhataplar! Hem kadın cinsinin aşağılandığını, cinsi üzerinden eşitsizliğe maruz kaldığını, cinsiyeti nedeniyle güçsüz bırakıldığını iddia edeceksiniz, hem de kadını bu durumdan kurtarmak için, onu yine cinsiyetinden vuracaksınız!
Bu nasıl bir tezattır, Allah aşkına!
Sanki kadının güçlü olması, kendi ayakları üzerinde durabilmesi, sağlam bir şahsiyetle yaşamını devam ettirmesi için, illa erkeğe benzemesi gerekiyor!
Son zamanlarda reklamlarda, kamu spotlarında, billboardlarda hasılı tüm mecralarda pes artık dedirtecek mesajlar almış başını gidiyor...
Senaryo, prodüksiyon aynı. Mesajlar yine aynı klişede; iç bayacak türden...
Neymiş?
Çok güzel futbol oynuyormuş! Şaşılacak şey! Hem de ‘o bir kadınmış’...
Oto tamirciliği yapıyormuş, hem de üzerinde erkek tulumuyla, erkek gibi!
Oh ne ala, ‘üstelik kadın haliyle!’
Şoförlük yapıyormuş.. Görenler şaşırıyormuş, ama sonra takdir ediyorlarmış...
Çünkü bir erkeği hiç aratmıyormuş- ‘adam gibi kadınmış(!) , ‘hem de kadın başına!’
Vay be! Ne başarı ama!...
Bu ibretlik örnekler böyle uzayıp gidiyor.
Bu nasıl bir bakış açısıdır ki, bir taraftan ‘erkek cinsinin, kadın cinsine karşı bir üstünlüğü olmamalı' diye, sözüm ona feminizm naralarıyla ortalığı birbirine katacaksınız, bir taraftan da kadınların güçlü olmasına, başarılı olmasına, kendini ispatlamasına yol olarak, kadın kimliğinden soyutlanarak, erkek kimliğine bürünmesini, erkek cinsine benzemesini, hatta taklit etmesini empoze edeceksiniz.
Soruyoruz:
Bu kadını alt kimlik olarak görmek değil de nedir?
Neden kadın kendini ispatlamak için, sizin bilinçaltınızda tabu haline ve saplantı haline getirdiğiniz ‘erkek üst kimliği' paranoyanızın kurbanı olup, erkek gibi olmak zorunda olsun ki?
Çok uzun yıllar ve hâlâ, önce kadını, kendine en çok yakışan fıtri özelliklerinden soyutlamaya çalıştınız..
Haya, iffet, merhamet, nezaket, hassasiyet vb. gibi.
Şimdi ki planda ise, insanlığa sunduğunuz kurgusal kimlikler; ‘erkek gibi kadın', ‘kadın gibi erkek' şeklinde...
Unutmayın!
Fıtrat düşmanlığı, fıtratı yaratıp, ona uygun olanı takdir edene- alemlerin Rabbine apaçık bir isyandır...
Fıtrat bozulursa ortada ne erkek ne kadın kalır...
Yani nesiller ifsat olur, insanlık helâk olur...
Mesnevi’de geçen bu küçük hikâyede ki şahin, günümüz insanını içine çektiğiniz acınası durumu ne güzel özetliyor:
“Yaralı şahin, yaşlı bir kadının bahçesine kondu. Kadın şahini yanına aldı.
Aç şahinin önüne çocukları için hazırladığı hamur bulamacını koydu. Şahinin, önüne konan tasa gagasını daldırdığı gibi başını sallayarak geri çekti. Çünkü şahin et yerdi, hamur bulamacını yiyemedi.
Kadın, şahinin bu hâlini görünce üzüldü:
Vah! dedi. Gagan uzamış, kıvrım kıvrım olmuş. Yumuşacık bir hamur bulamacını bile yiyemez olmuşsun. Senin önceki sahibin hiç mi Allah’tan korkmazdı ki, şu gaganı düzeltmemiş hiç!.. dedi ve eline aldığı kör makas ile şahinin gagasını kesmeye çalıştı.
Şahin kadının elinden kurtulmak için çırpınsa da nâfile, kaçamadı. Kadın şahinin gagasını kesti.
Şahin çırpınırken, kadın, şahinin kanatlarını gördü:
Vah!..Senin eski sahibin sana hiç bakmamış, şu kanatların ne hâle gelmiş, kimi uzun, kimi kısa kalmış!.. diyerek, şahinin o güzelim kanatlarını elindeki makasla düzeltmeye başladı.
Şahin acı ile kıvrandı, çırpındı... Çaresizce pençelerini kadının koluna attı ve tırnaklarını koluna geçirdi. Kadın, şahinin kanatlarını güya düzeltirken koluna batan tırnakları gördü:
Vah vah! Önceki sahibin nasıl merhametsizmiş ki, bir kere bile tırnaklarını kesmemiş. Tırnakların ne de çirkin olmuş diyerek, elindeki makas ile şahinin avlanmakta kullandığı pençelerini söküp attı.
Cahil kadının elinde rezil olan şahinin gözleri doldu. Kadın, şahinin bu hâlini görünce hiddetlendi:
“Kimseye iyilik yaramıyor ki!..” “Ben iyilik yapıyorum, kuş ağlıyor.” diye söylendi. Sonra da elindeki kuşu:
“Git hadi, bildiğin yere!..” diyerek kaldırdı havaya attı.
Şahin çırpındı uçmak için… Ama kanatları kesikti, uçamadı… Acı ile yere inmek istedi, tırnakları sökülmüştü yere de konamadı… Kendini yan üzeri bir kulübeciğin arkasına attı.
Koca avları, gökyüzünde süzülerek avlayan cesur şahin, cahil kadının elinde korkak bir kargaya dönüşmüştü.
Rabbimiz, tüm insanlığı ve cümle alemi, beşeri ve sapkın ideolojilerin fıtrata aykırı kalıplarından kurtarıp, fıtratları üzere özgürce yaşamayı lutfetsin!