Dünya’nın neresinde bir Müslüman bir başarı sağlasa, güzel bir iş yapsa, bir zafer elde etse küfür cephesi aynı akort ayarlarıyla tek telden çalmaya başlar. Taliban’ın Afganistan’daki zaferi ve ABD’nin hezimeti küfrün tek bir millet olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. Cehalet, vahşet, geri kalmışlık, kadın gibi ne kadar argüman varsa bir kez daha tedavüle koyuldu. İç dış, yerli yabancı fark etmiyor hepsi aynı kin, hazımsızlık ve iftira mızıkacısı kesildi.
Birkaç gün önce İzmir’de HDP’li birkaç kadın müsveddesi sözüm ona Afganlı kadınlara destek vermek adına bir çarşaf giyme çıkarma mizanseni sergilediler. Aynı mizanseni biz yıllar önce Silopi’de de gördük. Güya, Afganlı kadınların yanında kadın hakkını koruyacaklar. Peh peh… Siz önce ‘özgürlük, hayat, şiddet, barış’ gibi süslü sözlerle sizi zevklerine, şehvetine gönüllü köle yapan kapital ve solcu ağababalarınızdan kurtulun, iffet ve tesettür olgusu içinde gerçek kadın kimliğinizi kazanın sonra ‘kadınlar meydan bizimdir deyu!’ meydana çıkın! İslam’ın kadına verdiği yücelikten anlamaktan yoksun cephenin İslam’a ilk saldırısı hep ‘kadın ve tesettür’ üzerinden başlamıştır.
Böylesi saldırganlık ve rezillikler yeni değildir. Kimileri emperyal aklı, kimileri devlet gücünü, kimileri de örgütsel desteği arkasına alarak yıllarca çarşafa ve örtüye `Kölelik Simgesi` adı altında hakaret etti, ediyor. Bu dün de böyleydi bugün de böyledir. ‘Çağdaş kadın, özgür kadın, kadına hayat’ gibi sloganlara sarılanlara dikkatlice bakılırsa, hayat anlayışları irdelenirse kadını kadınlık üzerinden en çok bunların vurduğu, sömürdüğü ve süslü hayallerle aldattığı görülecektir. Biz bu gerçeği, hep böyle bildik ve bileceğiz; ama bazen doğruyu savunma, hakikati ilan etme ve gerçekleri gösterme adına bunları yazıyor ve tekrarlıyoruz.
Herkes rolünü oynuyor. HDP ve benzeri kurgulanmış, arka plandan ayarlı yapılar bazen kendini 'mazlum(!), özgürlük(!), hak arayıcısı(!)' ilan etse de hepsinin değişmeyen yüzü İslam düşmanlığıdır. Fırsatını bulduğu an huyunu kurutmayan akrep misali hemen zehrini zerk ederler.
Evet, Kemalistler, HDPKK ve İslam’ın kazanımlarına hazımsız tüm güçler fırsatını buldukça tesettüre/çarşafa saldırıyor. Bu devşirmeler bilmiyorlar ki, aslında üzerinden çıkardıkları çarşaf onlar için kölelik değil, köleliğin zincirlerini koparan bir hürriyet kılıcıdır. Yüce Allah(c.c) tesettürün/çarşafın kadın için izzet, iffet ve onur simgesi olduğunu Ahzap Süresi'nde nasıl beyan buyuruyor:
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: Bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında örtülerini üstlerine alsınlar, vücutlarını örtsünler. Bu onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir."
Eşitlik adı altında kadının sokağa çıkarılıp ucuz bir mal gibi pespaye edildiği,
Mağazalarda müşteri çeken bir cazibe vitrini olarak asgari ücrete köle edildiği,
Geçimsizlik adına mahkeme kapılarının en çok feminist, demokrat, laik ve özgür geçinenlerle dolup taştığı,
Sizin ve ağababalarınızın kadının özgürlüğünü değil kadına ulaşmanın özgürlüğünü istediğiniz bilindiği,
Anne olarak cennetin ayaklarına serildiği kadını bize idrak ettiren İslam’ın kadına bir fiske vurmayı bile zulüm olarak gördüğü,
Tarafınızca adınız gibi bilindiği halde hala hangi yüzle ve cüretle 'çarşaf, kadını köleleştiriyor' hezeyanıyla kadınları pis emellere, şeytanî sırıtışlara, nefsi arzulara alet etmek de nereden çıktı?