Ardında bıraktığı “Enkaz kadın” tiplemeleriyle meşhur malum sözleşme nitekim kaldırıldı.
Enkaz ki, ne enkaz!
Sözleşmeyi rally zeminine çeviren ideolojik çevreler…
Kadını öne çıkarıp sapkınlığı “Yönelim özgürlüğü” diye pazarlayanlar…
“Namus” kavramını yaylım ateşine tutarak kadını küresel cinsiyetsizleştirme operasyonlarının oyuncak bebeklerine dönüştürenler…
Deforme edilmiş kadın tiplemesini cinayetler için açık hedef haline getirenler…
Cinayetler üzerinden sözleşmeyi “Vazgeçilmez Hint kumaşı” haline getirmediler mi?
Sözleşme parlatıldıkça kadın cinayetleri arttı; cinayetler arttıkça sözleşmenin önemi vurgulanıp sosyal hileler üretildi.
Keşke savcılar, sözleşme-kadın cinayetleri ilişkisi üzerine soruşturma açsalardı…
Hangi sosyal çevrede ne kadar kadın cinayetleri işlendi?
Cinayete kurban giden kadın profilleri nasıl şekillendi?
Kuşku: Kimi cinayetler sözleşmenin Hint ineği olarak kabul görmesi için mi işlendi?
Bakmayın siz bunların “Demokratik, özgürlükçü” çığlıklar attıklarına!
Satanizm en demokratik toplumlarda türeyip kabul gören bir sapkınlık değil mi? Kutsal ayinlerinde insanlar kurban edilmiyor mu? Kan donduran ayin sahneleri sıradanlaşmadı mı?
Sözleşmeye, sağlanan şaibeli fonlarla sözleşmeyi arpalık haline getiren kliklere, kliklerin hizmet ettiği küresel baronlara kadınları kurban seçmediğiniz ne malum?
Hani malum çevreler protestolarında sakız çiğner gibi tekrarladıkları bir sloganları var: “İstanbul Sözleşmesi yaşatırrrr!” diye.
Hayır efendim, Yalan. Gösterilerde cinsiyeti ayırt edilemeyen eşhas bangır bangır bağırıyor ya. “Bizi sokaklardan alamayacaksınız!” Bir de ekliyorlar, “Ev ortamı en güvensiz yer” diye. Sözleşme kadınları karanlık sokaklara mahkum ediyorsa, ya da sözleşmeden “sokak kadını” peydahlama peşindeyseniz… Yalan efendim, yalan! Amacınız kadını yaşatmak değildir. Hatta amacınız kadın bile değildir.
Bakın istatistiklere. Sözleşmenin yürürlük tarihinden bugüne kadar kadın cinayetleri endeksine bir bakın. Düzeltme, gerileme, düşüş emareleri bile göstermeden yukarı doğru ivmeleyen düpedüz grafikler sizi yalanlamaya yetiyor.
Peki kadın cinayetleri eskiden de yok muydu? derseniz, buyurun tartışalım. Sadece kadın cinayetleri mi? Erkek, çocuk, yaşlı cinayetleri yok mu bu toplumda? Cinayetlerde, hasseten kadın cinayetlerinde bir artış varsa, ki vardır, bunun bir SONUÇ olduğu aşikardır. İdeolojik argümanlarında “SONUÇ”lara masum kılıfı giydiren kesim, “Ama bunların sebeplerine eğilmedikçe, sebepler ortadan kaldırılmadıkça…” deyip imza attıkları katliamları bile savunmuyorlar mı? Kundaklardaki bebekler bile yakılırken sebeplere dikkat çekerek “SONUÇ” diye masum gösterme çabalarına az mı rastladık bunların?
Evet, kadın cinayetleri vardır, inkar edilemez. Son on yılda bu cinayetlerde hızlı bir artış olduğu da doğrudur. Sözleşme üzerinden “Kadın bezirganlığı” yapan bu kesimin kadın cinayetlerinde sebeplere dikkat çektikleri vaki olmuş mudur? “SONUÇ”tur diye kadın cinayetlerini masum göremeyiz. Mutlaka sebepler irdelenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır. Ama kadın cinayetleri üzerinden sebepleri sümenaltı ederek, birkaç kadın güzellemesi cümle dizdikten sonra “Cinsiyet, yönelim, trans, eş bilmem ne”den girip siyasete ayar çekmeye varan meydan okumalar birbirini izlemiyor mu?
Öyleyse kadınları yaşatmaya kafi gelmeyen İstanbul Sözleşmesi acaba kimleri yaşatıyor?
On yıllık cinayet endeksi, sözleşmeyi kadınlar açısından hazin bir duruma getiriyor. Doping yaptırılan cinsel sapkınlık ise bu sürecin kazanan tarafı.
Sapkın kişilikler toplumda parlatılıyor, şatafatlı yaşam tarzları ön plana çıkarılıyor, lüks ve şa’şaanın dibine vuran “Örnek sapkınlar” rol model olarak topluma sunuluyor. Her bir kadın cinayeti ise “Örnek sapkınlık” için birer meşruiyet basamağına dönüştürülüyor.
Kadınların bu işte YEM olarak kullanıldıkları sır değil. Sözleşme ise tam bir YEMLİK!
Formül basit! Sözüm ona “Proje” geliştir! AB’den Amerikasına kadar habis odaklar FON adı altında Euro/Dolar yağdırsın! Euro/Dolar yağmuru eşliğinde sapkınlık cilalansın. Özgürleşeceğini sanan zavallı kadın bunların ağlarına düştükten sonra potansiyel maktul adayı haline gelsin. Öldü/rüldü/ğünde ise ölü bedeni cinsel sapkınlık için yeni “Proje”lerin alt yapısı işlevi görsün.
İstiyorlar ki, kadın-cinayet ilişkisi hep sürsün, oluşan bumerang FON’ları daim kılsın.