Tokat’ta faaliyet yürüten Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim Ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD) haftalık seminerlerinde bu hafta “İslam’da Kadın ve Kadına Şiddet Olgusu” üzerinde durdu.
Seminere konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Şinasi Uludoğan, İslam’da kadına verilen değerin İslam dışındaki hiçbir dinde, hiçbir sistemde ve hiçbir ideolojide mevcut olmadığını, Allah katında değerli olanın cinsiyet değil kulluk ve takva olduğunu belirtti.
Uludoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İslam, kadını hayatın merkezine yerleştirerek; onu toplumdan dışlayarak sadece çocuk doğuran, ev işlerini yapan, söz verilmeden konuşmayan adeta bir köle gibi gören ataerkil toplumların bu yanlış ve zulüm dolu anlayışını yıkmıştır. Kur’an’da müstakil olarak Meryem ve Nisa surelerinin bulunması başlı başına İslam’ın kadına verdiği değerin zirveye taşındığını göstermekte, onların üzerinde erkeklerde olduğu gibi tek söz sahibinin onları yaratan Allah olduğu vurgulanmaktadır.”
Konuşmasının devamında “Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin velileri, yardımcılarıdır. Onlar iyilikleri teşvik edip kötülükleri menederler. Namazı hakkıyla yerine getirir, zekâtı verir, Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte onları Allah geniş rahmetine mazhar edecektir. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir/ üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir.”(Tevbe, 9/71). ayetini okuyan Uludoğan, kadınla erkeğin, yani iki eksik parçanın birbirini tamamlayan iki ana unsur olduklarını vurguladı.
İslam’daki ilk şehit bir kadındır.
Hz.Resulullah’ın hayatında da en başat unsurun erkekle beraber kadın olduğunu ve Resulullah’ın neslinin kızları üzerinden devam ettirilmesinin de buna delalet ettiğini vurgulayan Uluduoğan İslam’da ilk şehitlik mertebesine ulaşanın da bir kadın (Sümeyye Validemiz) olduğunu hatırlattı.
Günümüz İslamcılarının da kadına bakış açılarının sorgulanması ve sahih bir konuma kavuşturulması gerektiğini belirten Uludoğan, ilmin kadın erkek herkese farz olduğunun altını çizdi.
Kadına şiddet meselesinde Hz. Muhammed’in kadına göstermiş olduğu yaklaşımın, son zamanlarda Türkiye’de sıkça görülen kadına şiddet meselesinin çözümünde temel referans olduğunu belirtti.
Kadına şiddet uygulamanın acziyetin göstergesi olduğunu belirten Uludoğan, şiddetin hayatın her alanında ve her kesiminde yok edilebilmesinin yegane yolunun vahyi terbiyeden ve Resullerin örnek yaşantısından geçtiğini ifade etti.
Son olarak günümüzde küfür ve şirk düzenlerinin yani emperyalist ve kapitalist egemen güçlerin, toplumları ifsat için sözde kadına özgürlük adı altında onların cinsiyetlerini vitrine ederek, manevi anlamda onları diri diri gömdüklerini belirten Uludoğan, asıl hüsranın bu olduğunu belirtti.
Uludoğan sözlerine Ahzab Suresinin 35. ayeti olan "Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, boyun eğen erkekler ve boyun eğen kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazı erkekler ve mütevazı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler ve Allah'ı çok anan kadınlar; işte Allah bunlar için bağış ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. " ayetini okuyarak son verdi. (İLKHA)