Pkk ve uzantıları olan yapılar, Kürt halkını katletmeye ve terör estirmeye devam ediyor. Kurulduğu zaman, batıda faaliyet göstermeyi hedefleyen, ama aradığı zemini bulamayan Pkk, yüzünü Kürdistan'a çevirdi ve Kürtlerin mazlumiyetini emellerine alet etti. Kürdistan'a yönelmenin bir tercih değil, zorunlu bir yönelim olduğunu, bizatihi PKK'nin lideri dile getirmiştir. Yani Pkk'nin hedefi, Kürt halkını ezilmişliği değil, bu ezilmişliği emellerine alet etmedir. O günden bu yana Pkk teröründen en fazla Kürtler zarar görmüştür. Bu terör dalgasında ölen Kürt kadın ve çocukların haddi hesabı yoktur. Anne karnındaki bebeler bile katledilmiştir. Hiçbir kutsalı ve değer yargısı olmayan, uluslararası güçlerin av köpeği olan kan ve savaş baronları tarafından idare edilen terör şebekesi, her geçen gün katliamlarına yeni bir boyut katıyor. Sivil yaşam alanlarında yapılan bombalı saldırılar, her gün yeni canları hayattan koparıyor. “Devrimci halk savaşı” adıyla, kirli bir savaş evlerimizin içlerine kadar taşındı. Pkk'nin azgın tekke sendromuna müptela olup Kandil'de kız kovalamaktan beyni sulanmış kan ve savaş baronlarının bu stratejisi neticesinde, binlerce insan öldü; şehirlerimiz harabeye döndü. Daha sonra, “Bağdat harap olduktan sonra”, “yanlış yapmışız”, dediler. Bu sefer, bombalı arabalarla Kürt halkına kan kusturuluyor. Özellikle sivillerin olduğu yerlerde bu eylemler yapılmaktadır. Sivil yaşam alanlarında yapılan bu eylemler, masum insanları bir bir aramızdan almaktadır. Kör terör ve şiddete tapan bu yapı, iş savaş çıkarmak ve uzun vadede de olası bir darbeye zemin hazırlamak için, bombalı araba eylemlerini sürdürüyor. Diyarbakır, Van, Elazığ ve diğer şehirlerimiz... Birer birer bombaların hedefi olmaktadır. Bir de yakalanan bombalı arabalar düşünüldüğünde, bu zalimlerin halkımıza cehennemi yaşatmaya çalıştığı gerçeği ortay çıkmaktadır. Kendi tabirleriyle, “devrimci halk savaşı” hezeyanına destek vermeyen halkımız cezalandırılmaktadır.
Darbe konusunda hezimete uğrayan ABD'nin Türkiye'yi rahat bırakmaya niyeti yoktur. İçeriden yapılacak hamlelerle, kendisi ile uğraşmak zorunda kalan Bir Türkiye, Ortadoğu'da ve özellikle Suriye'deki gelişmelere fazla müdahale edemeyecektir. Pkk'nin bombalı araba eylemleri, Türkiye'nin Rusya ile yeni ittifak zemini inşa etmeye çalışmasından bağımsız düşünülemez. Bombalı arabalar dizisi, ABD'nin bu yakınlaşmaya verdiği cevaplar dizisinden bir parçadır. Şu an Suriye'de çok önemli gelişmeler olmaktadır. Türkiye'nin içişleri ile uğraşması ve bu hayati süreçte Suriye'ye gereken ağırlığı verememesi ve dikkatleri dağıtmak için şehirlerimizin göbeğinde katliam eylemleri düzenlenmektedir. Yavaş yavaş Türkiye Suriyeleştirilmek istenmektedir. Türkiye'ye açık bir mesaj verilmektedir. Özellikle Suriye sahasındaki aykırı hamlelerin Türkiye'ye pahalıya mal olacağının mesajı verilmek istenmektedir. Bu mesaj da uluslararası güçlerin gönüllü taşeronu Pkk'nin eylemleri ile verilmektedir.
IŞİD ile mücadele bahanesi ile her hamlesine meşruluk kazandırma gayretinde olan ABD, Membic'in IŞİD'den alınması için PYD'ye destek verdiklerini ve PYD'nin, burası alındıktan sonra geri çekileceğini söyledi. Asli yapısı Arap ağırlıklı olan bu şehrin demografik yapısının korunacağı kesin bir dille taahhüt edildi. Membic düştükten sonra, bu sefer ABD dile değiştirdi. PYD'nin Membic'i terk etmesini umuyoruz, dedi. Oysa ABD istemedikten sonra PKK/PYD tek bir adım bile atamaz. PYD ise, Membic alındıktan sonra, burada terör estirdi. İlk işi, insanların sakal ve çarşaflarına saldırmak oldu. Birçok insan tutuklandı. Niceleri Pkk'nin teröründen dolayı kaçtı. Muhalifler baskı altına alındı. En önemlisi tapu ve nüfus kayıtları yakıldı. Bu saatten sonra kimin buranın yerlisi olduğu, hangi kritere göre, nasıl belirlenecek? PYD, Afrin'e doğru ilerleyişine devam ederken ve bu hatta büyük oyunlar dönerken, işte Türkiye'nin bunlara engel olamaması için saldırılar artmış bulunmaktadır. Zaten darbe sürecinde, Türkiye, Suriye'deki önemli gelişmeleri sadece seyretmek zorunda kaldı. Ve süreç bu aşamaya geldi.
Hükümetin, OHAL çerçevesinde, terör ve şiddet konusunda gereken etkin tedbirler alması lazımdır. İç savaş zemininin hazırlanmaya çalışıldığı bu dönemde, vatandaşını koruma refleksini ortaya koymalıdır. Vatandaş silahına sarılmak zorunda kalmadan, devlet gereken tedbirleri almalıdır. Türkiye, atacağı adımlarla, “Abd'ye mesajını geri iade etmelidir.”
Halka gelince, artık Pkk'nin bu kör terörüne “dur” denmelidir. Bombaların her gün içimizden kimleri alacağını beklemek yerine, bu canilere “dur” demek içi ayağa kalkmalıyız. Biz ayağa kalmadıkça, bu bombalar şehirlerimizde patlamaya devam edecektir. Sırasını bekleyen ve boynunu bıçağa uzatan kurbanlık koyunlar gibi beklemek yerine, her yerde başta protestolar olmak üzere, bu zalim eşkıyaya karşı onurlu bir duruş ortaya koymak durumundayız. Hiçbir kutsal tanımayan, İslam'dan ve insanlıktan nasibini almayan bu zalimlere karşı, onların anladıkları dilden konuşmalıyız. Vicdan ve merhameti olmayanlardan merhamet dilemek hatadır. Biz ayağa kalmadığımız müddetçe, birileri başkalarına mesaj vermek için şehirlerimizi harabeye çevirmede ve evlatlarımızı ellerimizden almada herhangi bir beis görmeyecektir. Bizim payımıza da kan ve gözyaşı düşecektir. Kahkahalar, İngilizce yükselirken; bizim ağıtlarımız ise Türkçe, Kürtçe ve Arapça yükselmeye devam edecektir.