İnsanın en hayati organlarından birisi kalptir.
İsmiyle, konumuyla kalbin çok özel ve sırlı bir yeri vardır.
Mesela kalp insan bedeninde sol tarafta yer alır.
Kalp neden sağda değil de solda yer alır?
Bunun tıbbi bir cevabı olmayabilir ama hikmet bunu pas geçmez.
Kalbin solda yer almasına “kalbin sol hali” diyoruz.
Oysa sağ taraf daha sağlamdır. Daha emindir, daha emniyetli ve çok güçlüdür ama ilahi bir sır olarak kalp buna rağmen sol taraftadır.
Neden kalp sağda değil de soldadır? Çünkü sol-yesar gevşek taraftır. Kalp de sürekli inkılap eder. Döner durur. Eğer kalp sağda olsaydı her zaman aynı dururdu takallüb edemezdi. Oysa adı üstünde kalp bu, inkılap etmeden, dönemeden, deveran etmeden duramaz. Kalp bazen ‘kalp’tir-düzgün ve istikrarlı değildir. Hem duygu hem de düşünce açısından bu böyledir.
İnsanlar kalplerini hep solda tutunca dönektirler. Ne ahit ne söz kalır. Duygular sürekli değişir ve ters yüz olur.
Kalp sol halde özgürlüğü esas alır. Gerçek manada âşık olmaz. Bu nedenle bu haldeyken ahdi, sadakati, vefası zayıftır. “Ey kalpleri evirip çeviren Rabbim! Kalbimi itaatin üzere sabit kıl.”(Tirmizi) hadisi bunu haber veriyor. Burada kalbin sürekli dönmesi haber veriliyor. İnsanlara tavsiyemiz bu haldeyken düşünsünler ama karar vermesinler. Bu halde eş seçmesinler. Sadece tefekkür etsinler, ölçüp biçsinler.
Bir de kalbin sağ hali de vardır,
Buna da fuat denir, gönül denir. Çünkü kalp gönül koydu mu bağlanır. Artık dönmeyi ve dönekliği bırakır. Adeta kilitlenir. Sadakat ve vefa timsali olur. Sağlam ve güçlü bir duruş sergiler. Emindir, ahit ve vefa sahibidir. Hadiste de buyrulduğu üzere itaat üzere sabitlenir. Hak Teâlâ yavrusunu sandığa koyup denize salan Hz. Musa’nın annesinin Fuat’ından haber verir. (Kasas:10) Çünkü onunki kalp değil fuat idi.
Kalp gönül oldu mu fikirle değil daha çok duyguyla hareket eder. Fevkalade mutludur, coşkuludur. Ama fikren ve zikren zayıftır.
Bir de kalbin orta hali vardır,
Bu da insanın özü ve vicdanıdır. Tam orta haldir. Aynı anda hem döner hem de sabitlenir. Duyguyu ve düşünceyi birlikte kullanır. Bu, vicdan ve öz halidir. Vasat olmak işte budur. Burada vasatlık, sıradanlık ve ortalama bir şey değil en ideal ve üstün değerdir.
Bugün dünyanın ‘kalp-azan’ bir hali var. Bu, dönek, sahte ve istikrarsız bir haldir. Halsiz desek de olur. Zira bugün dünyanın hali yok. Çünkü çok döndü, çok dolandı ve bir türlü istikrar bulamadı. Kutuplar, eksenler değişiyor.
Dünya ağırlıklı olarak ‘kalp’ haline geldiğinde gündem suni oluyor. Her şey hızla ama tatsız bir şekilde değişiyor. Sabiteler, tutarlıklar kalmıyor. Eşya hızla deforme oluyor. Dezenformasyon başköşeye oturuyor. Mücadele, savaş, gerginlik alır başını gidiyor. Sürekli birileri hep mutlu birileri hep mutsuzdur.
Kalbin sağ hali ağırlık kazanınca insanlar sükûna ve huzura eriyor. Ama bu sefer düşünce, sanat, fikir geri kalıyor. Buna rağmen bugün dünya böyle bir hale şiddetli bir özlem duyuyor. Adeta herkes “ varsın düşünce zayıf olsun ama sağlam duygular olsun yeter” diyor.
Dünya kalbin sol halinden sağ haline geçme aşamasındadır. Çünkü mutlu sınıflar tükenme sendromu yaşıyor. Öyle veya böyle tükeniyorlar.
Kalbin sağ hali bir sükûnet halidir. İşte Suriye, Yemen, Libya, Irak… Artık eskisi gibi insanlar savaş ve mücadelede zinde değiller. Ama esas olan kalbin orta ve öz halidir. İdeal ve üstün olan budur.
Ama kalbin sağ hali de buna bir müjde olarak görülebilir.