BİTLİS-Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Bitlis İl Başkanı Celal Gül, vahşice yapılan katliamların faillerinin hala bulunmamasına tepki göstererek, ‘Eğer kamu düzeni sağlanacaksa failler neden yakalanmıyor?’ sorarak çelişkilere dikkat çekti.
“Eğer süreç varsa, failler neden yakalanmıyor?”
HÜDA PAR Bitlis İl Başkanı Gül 6-8 Ekim olaylarını değerlendirdi. Gül partilerine ve partilerine yakınlığıyla bilinen İslami derneklere yönelik yapılan saldırıların ve katliamlarının hiçbir faillinin bulunmadığını hatırlatarak, “Bugüne kadar partimize ve partimize yakınlığıyla bilinen derneklere 300’e yakın saldırı düzenlendi. Yüksekova’da bir dernek başkan yardımcısı polislerin gözleri önünde katledildi. Hala failleri bulunmadı. 6-8 Ekim olaylarında kurban etini dağıtırken vahşice katledilen kardeşlerimizin, Karlıova’da evlerinin önünde silahla taranarak şehit edilen iki üyemizin ve İslami kimliğinden dolayı öldürülen diğer kardeşlerimizin failleri hala bulunmadı. Bulunmak içinde adım atılmıyor. Fakat kolluk kuvvetlerine yönelik yapılan saldırıların failleri aynı gün veya ertesi gün ölü veya yaralı olarak yakalanıyor.” Dedi.
Sivil halka yönelik yapılan saldırıların faillerinin bulunmamasının akıllarda her zaman soru işaretleri bıraktığını ifada eden Gül, “Devletin can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü olduğu vatandaşı, kendi haline terk etmesi endişelerimizi daha da artırmaktadır. Nitekim Diyarbakır Valisi’nin akıllara zarar açıklamaları, devletin bölge halkının can ve mal güvenliğini sağlamakta aciz kaldığını gözler önüne sermektedir.” İfadelerini kullandı.
“PKK ve devlet çözüm sürecinde samimi değiller”
Çözüm sürecinde her iki tarafından kendilerini korumak ve güçlendirmek adına çalışmalar yürüttüğünü belirten Gül, süreci ise şöyle değerlendirdi: “PKK ve HDP ile barış süreci adı altında ‘Analar ağlamasın, insanlar ölmesin’ diye bir süreç başlattı. Barış süreci başladığı günden sonra ne hikmetse PKK dağa insanları kaçırdı. Halkı vergi adı altında haraca bağladı. Yolları keserek, kimlik kontrolleri yaptı. Kurduğu çadırlara halkı çağırarak sorguladı.
Buna karşı devlette kendi güvenliğini biraz daha sağlamlaştırmak için birçok yerde karakol yapımını artırdı. Her ikisinin güçlenme sürecinde, en büyük zararı mazlum halk gördü. Halk bir yandan PKK’ye vergi verirken öte yandan devlete verdi. Bir yanda devlet mahkemelerinde yargılanarak cezaya çarptırılırken, öte yanda PKK tarafından yargılanarak cezalara çarptırıldı.
Her iki tarafta süreci yürütmekte samimi davranmayınca, bunun en ağır bedelini bölge halkı çekti ve çekiyor. 6-7 Ekim olaylarında 50’ye yakın insanlarımız hayatını kaybetti. Bunlardan 13’ü İslami kimliklerinden dolayı vahşice katledildiler.”
“Hedef İslam ve müslümanlardır”
Gül, 6-8 Ekim olaylarında PKK/HDP cenahının saldırı düzenlediği ve hedefe koyduğu yerlere ve kesimlere bakılıp analiz edildiğinde gerçek amaçlarını ne olduğu anlaşılacağını sözlerine ekleyen Gül, “Camilere, medreselere, hayır derneklerine, okullara, Kur’an Kurslarına saldırı düzenlendi. Camiler kundaklandı. Kur’anlar yakıldı. Medreseler yakıldı. İslami dernekler ateşe verildi. İslam adına hangi şiar varsa saldırıldı. Bunlar tamamen devletin gözleri önünde cereyan etti. Birçok yerde halk buna karşı kendisini ve şiarlarını savunmak zorunda kaldı.” Vurgusunda bulundu.
“Çözüm sürecinde tüm kesimler muhatap alınmalıdır”
Tüm kesimlerin muhatap alınmadığı bir sürecin başarılı olamayacağını ve sürecin yanlış mecrada yürütüldüğüne de değinen Gül, “Her iki tarafın söylem ve eylemleri bu sürecin yürüyemeyeceğini gösteriyor. Eğer bir barış süreci varsa neden hala insanlar katlediliyor. Yollar kesilerek, insanlar kaçırılıyor. Birbirini tehdit eder nitelikteki açıklamalar sürecide barışı da sekteye uğratmaktadır. Kendileriyle süreç yürütülenler ‘Biz hukukumuzu uygulayacağız’ diyerek 35 yıldır yaptıkları katliamları devam ettirmeye çalışacaklarını belirtiyor. Devlete Kürtlerin haklarını PKK’nin silah bırakma şartına bağlayarak halkı oyalamaya çalışıyor. Devlet ile PKK arasındaki bu samimiyetsiz bütün faturaları mazlum halkımıza kesiliyor. Artık halk, kan ve gözyaşı istemediğini belirtiyor. Her iki tarafta halkın bu isteğini görmesi gerekiyor. Bu olaylardan sonra devlet bölgenin gerçeklerini görmesi lazım. Bu bölgenin gerçeği olan HÜDA PAR’ı muhatap almak zorundadır.” İfadelerini kullandı.
“Halk, HÜDA PAR’ı kendisine temsilci olarak gördü”
6-8 olayları ile bölgeye yatırım yapmak isteyen iş adamlarının bölgeye yatırım yapmamaya başladığının altını çizen Gül, var olan iş adamları da bölgeyi terk ettiğini, yatırımın yapılmaması nedeniyle işsizliğin artarak, bölge ekonomisinin darbe aldığını sözlerine ekledi.
Gül değerlendirmesinin sonunda, “6-7 Ekim olaylarıyla birlikte genelde Türkiye halkı özelde de bölge halkı, HÜDA PAR’ın sağduyulu davranması, halkın zararına olabilecek her türlü çatışma ortamında uzak durması, fikirlerine bakılmaksızın tüm kesimlere sahip çıkarak kucaklamasını gördü. Kim halkın menfaatine çalışıyor, kim halkın zararına çalıştığını gördü. Halk şunu da gördü ki, HÜDA PAR herkese ve her kesime yapılan saldırıyı kendisine yapılmış gibi kabul ederek tüm halka sahip çıktı.” İfadelerini kaydetti.(Şükrü Tontaş-İLKHA)