İSTANBUL – Bahçelievler Nurettin Topçu Konferans salonunda düzenlenen ‘Ben Özgürüm’ (Ene Hürrün) etkinliğini Filistin, Mısır ve Suriye’den davetliler katıldı. Etkinlikte İslam dünyasından kadınların maruz kaldığı sıkıntılar anlatıldı.
Etkinlik küçük bir kız çocuğunun Kur’an-ı Kerim okumasıyla başladı. Kur’an’dan sonra Irak, Suriye, Mısır, Filistin ve tüm dünyada bulunan Müslüman kadınların özgürce yaşayamadıklarını vurgulayan program sunucusu, “Dünya’nın herhangi bir yerinde bir kadın ve bir çocuk zor durumda kalındığında bütün dünya kuruluşları devreye girerler. Ancak Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Mısır’da ve diğer İslam ülkelerinde Müslümanların kanı oluk oluk akmasına rağmen kimseden ses çıkmıyor” dedi.
Kardeşim sen özgürsün
Ardından yine beyaz gelinlikli bir kız çocuğu, kadın ve İslam ümmetinin saygınlığının nasıl olması gerektiğini gözler önüne seren duygu yüklü Arapça bir şiir okudu. Şiirden sonra sahneye Mısırlı küçük bir erkek çocuk çıkarak, Şehid Seyid Kutub’un zindandaki arkadaşına yazdığı, ‘Kardeşim sen özgürsün’ şiirini okudu. Daha sonra İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, Kadın Aile ve Gençlik Komisyonu Eşbaşkanı Rabia Yılmaz bir konuşma yaptı. Yılmaz, İslam coğrafyasında yaşanan zulüm ve haksızlıklardan en çok kadınların ve çocukların etkilendiğini söyledi. Yılmaz, Mısır, Suriye, Filistin, Orta Afrika ve İslam dünyasının farklı coğrafyalarındaki annelere ve kadınların maruz kaldığı haksızlıklara dikkati çekmek ve tepkilerini dile getirmek istediklerini belirtti.
Savaşların yükü kadının omuzunda
“Biz Müslümanların acılarını yakinen hissediyor ve onların sorunlarını çözmek istiyoruz” diyen Rabia Yılmaz, “Müslümanlar olarak, insanların temel şahsi haklarına saygılıyız. Irkı ve cinsi ne olursa olsun bu temel hakların ihlal edilmesini insanlık suçu olarak görüyoruz” diye konuştu. Savaşlardan en fazla zararı en korunmasız kesimlerin gördüğüne işaret eden Yılmaz, "Çocuklardan sonra savaşın en çok etkilediği ikinci kesim kadınlar. Sanki kadın vücudu, savaş meydanlarının devamı gibi, saldırılara maruz kalıyor. Cinsel istismar, tecavüz ve hamile kadınlara yönelik şiddet gibi zulümlerin hepsi, maalesef bir savaş objesi gibi görülen kadın vücudu üzerinde gerçekleşiyor" şeklinde konuştu.
Zulme Dur demeliyiz
Suriye ve Mısır'da devam eden haksızlıklara da değinen Yılmaz, "Kısa ve uzun vadeli çıkar beklentilerini bir kenara iterek, zulme karşı gür sesle, 'dur' demeliyiz. Vicdan sahibi tüm insanları, İslam dünyasında gizli açık yaşanan zulümleri ve islamofobik refleksleri elbirliğiyle engellemeye çağırıyoruz. İslam ülkeleri ve teşkilatları olarak basiretli davranmalı ve İslam dünyasına musallat olan bu zulüm bulutlarını dağıtmaya çalışmalıyız. İslam dünyasının alnına kara bir leke gibi yapışan dahili savaşları ve hak ihlallerini, öncelikle kendi dinamiklerimizle silip yok etmeliyiz" değerlendirmesinde bulundu.
Cezaevlerinde kadınlar var
Ardından bir şehid annesinin, çocuğu üzerine yazdığı duygulu bir şiiri okudu. Bu şiirden sonra küçük bir çocuk, şehidleri temsilen annesine kendisinin ölmediğini ve nimetler içinde olduğunu belirten bir şiir okudu. Daha sonra Filistin, Suriye ve Mısır’da kadınların durumunu ortaya koyan bir istatistik yayınladı. Bu istatistiğe göre, Filistin’de intifadadan bu güne 460 kadının şehid olduğu, 150 bin kadının da tutuklandığı, yine Suriye’de 12 bin 813 kadının şehid olduğu, Mısır’da da bin 500 kadının tutuklandığı, 50 kadın şehid oldu. Ayrıca 4 kadın hakkında da idam kararı verildiği açıklandı.
Ardından Filistinli bir kız çocuğu cihad, Suriyeli acı ve Mısırlı meydanlar başlığıyla duygusal birer şiir okudu. Bu şiirler okunurken dinleyiciler duygusal anlar yaşadı. Ardından Lübnan Necatu İçtimaiye Derneği ve Iraklı kadınların programa gönderdiği mesajlar okundu. Program toplu olarak fotoğraf çekilmesinin ardından sona erdi. (Mücahid Temel / İLKHA)