Müslüman ülkelerde tek değişmeyen gündem maalesef ölüm, patlama ve saldırı haberleri. Bunun böyle olmasındaki en büyük etken, batının içimize müdahalesi ve içimizdeki batıcı satılık kafaların onlara hizmet etmeleri…
Eski bir CIA ajanının ‘kanları kurutana kadar Şii-Sünni savaşının gerekliliği'ne vurgu yapması nasıl kan emici vampirlerin hedefinde olduğumuzu bir kez daha gösterdi.
Kanlarımızı kurutmak için de bütün silah tedariki konusunda da var güçleriyle yardımcı(!) olmaya çalışıyorlar.
Patlamalarda kullanılan bütün silahların, Batı veya Rus menşeli olduğu neredeyse şüphe götürmez bir gerçek.
Birbirimizin kanını kurutmak için silahlara ulaşım o kadar kolaylaştırılmış ki, vahşet sergilemek isteyen herkes maalesef artık bu emelini yerine getirecek imkânı bulma konusunda hiç zorluk çekmiyor.
ABD kongresinde hazırlanan bir rapora göre, sadece 2007-2014 yılları arasında ABD, silah satışından 250 milyar dolar, Rusya ise 85 milyar dolar gelir elde etti. Ve bunun neredeyse tamamı Müslüman ülkelere satıldı.
Raporda paylaşılan dikkat çekici bilgiye göre, 2007-2014 yılları arasında Suudi Arabistan'ın 86,6 milyar dolar ile "en fazla silah alım anlaşması yapan ülke" olduğu ve bu rakamın yaklaşık 60 milyar doları sadece ABD ile yapılan anlaşmaları kapsadığı belirtildi.
Aynı dönemde Hindistan 38,1 milyar dolarlık silah anlaşması ile ikinci sırada gelirken, Irak 27,3 milyar dolarla üçüncü, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 22,6 milyar dolarla dördüncü, Güney Kore ise 20,4 milyar dolarla beşinci oldu.
Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) son iki ayda 40,8 milyar dolarlık silah satışını onayladığı belirtiliyor. ABD Savunma ve Güvenlik İşbirliği Ajansının verilerinden edinilen bilgilere göre, Katar 21 milyar 881 milyon dolarla kasım ve aralık aylarında ABD'den en fazla silah satın alan ülke oldu. Katar'ı 11 milyar 837 milyon dolarla Kuveyt takip etti. Verilere göre Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin yaklaşık değerlerde silah aldıkları belirtildi.
Peki, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Kuveyt veya Katar bugün bu kadar silaha niye ihtiyaç duyuyor?
Irak'ta veya başka bir İslam memleketinde insanlar açlıktan ölürken bu ülkelerin kaynaklarını zalim emperyalistlere silah veya kurşun karşılığı peşkeş çekmenin bir anlamı veya izahı olabilir mi?
Bugün Yemen'de insanlar açıktan ölürken Halep ve Suriye'den kaçan insanlar soğuk ortasında göz göre göre donarken, bütün bu silahlanmanın mantıksal bir izahı olabilir mi?
İslam ülkelerini birbirlerine karşı tehditmiş gibi göstermek suretiyle bütün var yoklarını hortumlayan müstekbirlere amade duran zalimlerin gerek halkları nezdinde gerek divan-ı Rabbani 'de bir mazeretleri olabilir mi?
Köşe başları ve sokaklarda patlayan veya patlatılan cisimlerin ABD veya Rus menşeli olduğunu bilmeyenimiz kaldı mı?
Bu kadar yoğun bir silahlanmanın ölüm getirdiğini buna bağlı olarak da düşmanları güçlendirdiğini artık ne zaman kavrayabileceğiz.
Kendilerine karşı kullanacağımızı bilseler size bu silahları hiç verirler mi? O zaman İslam ülkeleri olarak daha ne diye ‘silahlanıyoruz' bilen var mı?
Tek bildiğimiz ve pratikte gördüğümüz bütün bu donanım(!)ın bizim hayrımıza olmadığı gerçeğidir…
Selam ve dua ile…