HABER MRK- Son yıllarda dünyada ve özellikle ülkemizde sık rastlanan kanser vakalarındaki artışa paralel olarak uzmanlar, artan sağlıksız beslenme alışkanlıklarını en büyük faktör olarak değerlendirirken, kanserden koruyucu 10 altın tavsiyede bulunuyorlar.
Uzmanlar, önerilerini şöyle sıralıyor;
1. Kanserden koruyucu diyet diye tarif edilen beslenme tarzı, Akdeniz diyetidir. Kanserden korunmak için Akdeniz diyeti kurallarını uygulamak gerekir. Bol miktarda meyve, sebze, balık, zeytinyağlı tüketmek önemlidir. Yağ olarak doymuş yağları değil zeytinyağının tercih edilmesi gerekir.
2. Sigaranın kanser yapıcı etkisi artık tartışılmaz bir gerçektir! Sigara sadece akciğer kanserine değil, baş-boyun, mide ve mesane kanserlerine de yol açar. Akdeniz diyetinin kötü yanlarından biri mangal alışkanlığıdır.
3. Mangal yapılırken özellikle etin yüksek ısıya maruz kalması, etin etrafında “nitrozamin” maddelerinin oluşmasına neden olur. Bu maddeler, sindirim sistemi kanserlerine, mide kanserlerine yol açabilecek zararlı etkilere sahiptir.
4. Herkesin hayatı boyunca ideal kilosunu koruması gerekir. Ancak özellikle de gençlerde obezite görülme sıklığı her geçen yıl artarken. Gençken obez olanların, hayatının geri kalanını da obez olarak sürdürme ihtimali fazladır. Bu nedenle gençlikte zayıflamaya çalışmak yerine, daha çocukluktan fazla kiloların önüne geçerek, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmak önem taşır. Zira obezite ile meme, kalınbağırsak, prostat kanserleri arasında birebir ilişki vardır.
5. Düzenli egzersiz kanser riskini azalttığı bilinir. En az günde 30-40 dakika tempolu olarak, kalp hızını artıracak şekilde, spor ayakkabılarla yürüyüş yapılması önem taşır. Haftada en az 1-2 gün daha yüksek tempolu egzersiz de yapılmasında fayda vardır.
6. Türkiye güneş kuşağı ülkesidir. Kış hariç neredeyse üç mevsim güneş vardır. Ama özellikle de yazın güneş ışınları daha dik gelir. Dik gelen ışınların zararları daha yüksektir. Bu nedenle hepimizin özellikle de çocukların güneşten korunması gerekir. Çünkü çocukken oluşan güneş yanıkları gelecekte melanomların yani cilt kanserinin oluşmasına zemin hazırlar.
7. Rafine (işlem görmüş) şekerden uzak durulması gerektiği gibi, işlenmiş, paketteki ürünlerden de uzak durmakta yarar vardır. Aşırı derecede hayvansal yağ tüketimi de kanser riskini artırdığından tüketilmemesi gerekenler arasında yer alır.
8. Alkol de sigara gibi keyif veren ama zararlı bir maddedir. Aşırı miktarda alkol tüketmek, baş-boyun kanserleri, yemek borusu, pankreas kanseri türlerini artırdığı araştırmalarla ispatlanmış bir gerçektir.
9. Salamura, turşu gibi yüksek tuz oranındaki gıdalardan uzak durmak gerekir. Özellikle tuzlanmış gıdalarla mide kanseri arasında ilişki vardır. Tütsülenmiş gıdaların da çok miktarda kullanılması kanser riskini artırır. Türkiye’de füme gıdaların kullanım oranı genel olarak çok düşük olsa bile, füme et sevenlerin tüketimde dikkatli olmasında yarar vardır.
10. Günümüzde bazı kanser türlerine karşı geliştirilmiş testler ve tarama programları vardır.
Ailesinde hiçbir risk faktörü taşımayan, kendisinde hiçbir şikayet olmayan tamamıyla sağlıklı insanların; belli yaşlardan itibaren bu testleri belli sıklıklarda yaptırması gerekir.
-Mamografi: Kadınlar 40 yaşından itibaren mamografi takiplerini yaptırmalıdır.
-Smear Testi: Aktif cinsel yaşamı olan kadınların jinekolojik muayenelerini düzenli yaptırmalarının yanı sıra, rahim ağzı kanseri açısından da düzenli olarak pap-smear testini ihmal etmemesi gerekir.
-PSA Testi: Erkeklerin ise prostat kanserine karşı 40 yaşında PSA baktırması gerekir. Eğer PSA seviyesi 1’in altındaysa 45 yaşında bir kere daha baktırması önemlidir. Bu testin sonucu 1’in altındaysa 50 yaşından itibaren baktırmak gerekir. Eğer PSA seviyesi 40 ve 45 yaşında bakıldığında 1’in üzerindeyse daha sık aralıklarla PSA takibinin yapılmasında fayda vardır. Çünkü bir kan belirteciyle teşhis konulabilen tek tümör, prostat kanserleridir.
-Kolonoskopi: Kalınbağırsak kanserine karşı 50 yaşından itibaren kolonoskopi yaptırılması gerekir. Eğer bir polip bulunamazsa 10 yılda bir tekrarlanması önerilir.
-Ben Takibi: Özellikle sarışın, kızıl saçlı ve çok açık tenli olup da, vücudunda çok fazla sayıda ben bulunanların, dermatoloji uzmanlarına başvurması ve düzenli olarak benlerini takip ettirmesi gerekir. (İLKHA)