Eğitim sisteminin büyük paydaşlarından olan ve okul aile birliklerine ödedikleri kiralar nedeniyle de okulların büyük bir gelir kaynağını oluşturan kantinciler, mağduriyetlerinin giderilmesini ve açıklanan paketlerde kendilerine yönelik bir çözüm önerisinin olması gerektiğini söylüyor.
Salgın sürecinde eğitim öğretime ara verilmesi nedeniyle 7 aydır iş yapamayan kantinciler, birikmiş iş yeri ve ev kirası, elektrik, su, ısınma, vergi ve işçi ücreti, BAĞ-KUR, SGK ve diğer borçlarını ödeyemez duruma geldiklerini belirterek devletten destek bekliyor.
"AVM, sokaklar her yer yer sağlıklı da bir kantinler mi sağlıksız?"
Kantinciler olarak çok büyük sıkıntıları olduğunu ve Türkiye'de genelde kantincilerin günah geçişi olarak gösterildiğini dile getiren Kantin İş- Sen Siirt Şubesi Başkan Yardımcısı Ali Kılıçvuran, "her yer sağlıklı da bir kantinler mi sağlıksız" serzenişinde bulundu.
Ali Kılıçvuran
"Biz 7 aydır kapalıyız, çok mağduruz, Siirt'te 80, ilçelerle birlikte 150'ye yakın kantinci 7 aydır evine ekmek götüremiyor.” diyen Kılıçvuran, “Ortada bir belirsizlik var, sokaklar serbest, okullar yasak, Türkiye'de en sağlıklı yerler bence okullardır çünkü ayda 4 sefer denetleniyoruz. Milli Eğitim, Sağlık Bakanlığı, Okul Aile Birliği ve biz kendi kendimizi denetliyoruz ve ona rağmen biz sağlıklı değiliz. Sokaklar, caddeler, AVM'ler neden sağlıklı? Sistem de bir yanlışlık var. Türkiye'de bir yasak geldiğinde bütün basın direk kantincilerin üzerine geliyor ve işin iç yüzünü göstermiyorlar. Biz kendi çocuklarımıza yedirmediğimiz bir şeyi başkasının çocuğuna yedirmeyiz ve biz çocukların dert ortağıyız. Ağlayan çocuk, aç olan çocuk, sıkıntısı olan çocuk önce bize gelir. Biz aynı zamanda psikoloğuz çocukların gözünde çünkü onların dertlerini en iyi dinleyen biziz. Öğrenciler öğretmenlerine anlatamadıkları şeyleri bizlere anlatır.” şeklinde konuştu.
"Dünyadaki en zor iki şey işsizlik ve belirsizliktir"
Elektriği kesilen, evine ekmek götüremeyen, işportacılık yapıp zabıtalar tarafından kovalanan kantincilerin olduğuna dikkat çeken Kılıçvuran, “Dünyadaki en zor şey işsizlik ve belirsizliktir." dedi.
"Biz de devletten en azından bir vatandaşı olarak destek verilmesini bekliyoruz. Okullar açılmayacaksa bizlere en azından İŞKUR üzerinden kantincilere bir iş imkânı sağlayabilirlerdi.” diyen Kılıçvuran, "Kantinciler ne yapacaklarını bilmiyor. Kantinler yarın mı, öbür gün mü açılacak bilinmiyor. Evlerinin kiralarını, yakıt paraları, elektrik ücreti üst üste birikiyor ve aynı zamanda bankadan aldığı kredilerle geçinmeye çalışıyorlar. Herkesin evinde huzursuzluk var çünkü dünyanın en zor şeyi belirsizliktir. Her kantinciyi kendi okuluna verip çalıştırarak geçimini sağlayacağı bir iş ortamı oluşturulabilirdi. Çoğu arkadaşımız BAĞ-KUR'unu yatıramadığı için sağlık sigortasından da yararlanamıyor. Hastaneye gitmeye korkuyor, bugün çocuğuna mama alamayan çok arkadaşımız var, her bir kantincinin en az 3-4 çocuğu var.” diye konuştu.
"Evlerine ekmek götüremeyecek durumda olan kantinci arkadaşlarımız var"
Kantin işletmecilerinin zor durumda kaldıklarını ve evlerine ekmek götüren insanlar oldukları için hem kendi hem de çalışanlarının mağduriyet yaşadığını dile getiren Siirt Kantinciler Esnafı Dernek Başkanı Alican Başkurt, ellerinde kalan ürünlerin yüzde 80'inini çöpe attıklarını söyledi.
7 aydır kirasını ödeyemeyen kantincilerin olduğunu ve en son bir kantincinin neredeyse Valiliğin önüne gidip çocuklarını oraya atacak duruma düştüğünü ifade eden Başkurt, “13 Marttan bu yana kantinlerin kapalı olmasından dolayı mağduruz, büyük bir ihtimalle kantinler açılmazsa geriye kalan ürünleri de çöpe atacağız. Biz vergi mükellefiyiz, BAĞ-KUR'umuz çalışıyor. Kirada olan arkadaşlarımız var, evlerine ekmek götüremeyecek durumda olan kantinci arkadaşlarımız var.” dedi.
"Devletin en azından destek vermesi gerekiyor"
Devletin okulların açılmasıyla ilgili net bir karar veremediğini dile getiren Başkurt, “Bir belirsizlik var, arkadaşlarımız başka bir iş yapamıyor, kantinler ha bugün ha yarın açılacak diye 10 günde bir kantine gelip temizliğimizi yapıyoruz. Başka iş de yapamıyoruz, mağduruz, dayanacak gücümüz kalmadı. Ailevi sorunlarımız var, geçim sıkıntısı çekiyoruz. Dayanacak gücümüz kalmadı. Devletimiz en azından bir destek vermesi gerekiyor. Biz işvereniz, benim kantinde 6 kişi çalışıyordu, şimdi hepsi boşta, sesimizi duyurmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Artık sesimizi duysunlar bıçak kemiğe dayandı"
14 yıldır kantin işletmeciliği yaptığını belirten Kantin İş-Sen Kadın Kolları İl Temsilcisi Ayşe Kılıçvuran, yaşadıkları mağduriyeti şu şekilde dile getirdi:
"Mağduriyetimizi dile getirmek istiyoruz. Devletimizden rica ediyoruz, duysunlar bizi. Artık bıçak kemiğe dayanmış bir durumdayız, birçok arkadaşımız çok mağdur bir durumda, evine ekmek götüremeyen arkadaşlarımız var. Kantinciler İŞKUR'a başvurmak istiyor ama kantinler her an açılabilir endişesiyle başvuramıyorlar. Devletimiz bize net bir bilgi versin, kantinler bu tarihte açılacak diye, en azından başımızın çaresine bakalım. Kantinlerimiz kapalı olmasına rağmen vergilerimiz, BAĞKUR, işliyor. Devletin bize destek olmasını istiyoruz, lütfen kantincilerin sesini duysunlar artık, psikolojimiz hiç iyi değil, pandemi döneminde hem canımızı hem de malımızı kaybettik.”