Futbol çok ilginç bir oyun. Bu nedenle futbol, dünyada geniş bir kesimin ilgisini çekiyor.
Pandemiyle birlikte Futbol Ligi Maçları ertelendi.
Yeni normalleşme adımlarıyla birlikte lig maçları yeniden başladı. Ancak maçlar seyircisiz oynanıyor.
Statlarda seyirci olmayınca oyuncular konsantre olamıyor. Bunun için birçok ünlü kulüp “karton seyirci” adı verilen bir uygulama başlattı.
Karton seyirci uygulamasıyla, seyircisiz oynanan karşılaşmalarda "Orada ol" sloganıyla yeni bir proje hayata geçirildi.
Bunun için belli bir para karşılığında isteyen taraftarın fotoğrafı bir levhaya basılarak statta koltuğa yerleştirilecek.
Karton seyirci uygulamasının gerek seyirci, gerek oyuncular için tahlil edilecek çok yönü vardır.
Bilindiği üzere seyircilerin tuttuğu takım oyuncularını motive etmek için bağırıp slogan atmalarına “tezahürat” adı verilir.
Tezahürat, zahirden gelir ve açığa çıkarmak demektir.
Tezahüratın iki yönü vardır:
İlki, seyirci-taraftar yönüdür. Taraftar, içindeki duyguyu sözle, sesle, davranışla açığa vuruyor.
Diğer yönü de bunu yakından hisseden, gören oyuncu da tezahürata karşılık olarak potansiyel enerjisini hareket enerjisine çeviriyor. O da tezahürata, tezahüratla karşılık veriyor.
Oyuncu yaptığı güzel bir harekete karşı seyirci sessiz kaldığında üzülür.
Aynı şekilde seyirci de kendi tezahüratına duyarsız kalan oyuncuya tepkisini ortaya koyar.
Tezahürat o kadar önemli bir role sahiptir ki seyircinin kartonu bile bir yerde iş görür. Çünkü insan kendi kendine oynamayı sevmez. Kendi gayretine tezahürat yapacak ve buna şahitlik edecek bir cumhura, bir kitleye ihtiyaç duyar.
Bunlar olmadan insan mücadele etmeyi pek sevmez. Kabiliyetlerini ortaya koymaya hevesli olmaz.
İnsanın içindeki kabiliyetlerin zahir olması, açığa çıkması için iki türlü tezahürata ihtiyacı vardır ve bu, sadece futbolda değil sanatta, bilimde, sporda her alanda böyledir.
Tezahürat, açığa çıkarmaktır. Seyirci-taraftar, kendi meylini, desteğini, tarafını açığa çıkarır.
Taraftar kendi tezahüratını hal ve tavrıyla ortaya çıkarınca oyuncu da kendi kabiliyetini tezahür eder. Kartondan da olsa taraftarı yanında hissetmek onu motive ediyor. Ona güç ve azim veriyor. Çünkü futbolcu seyirciyi kartondan da görse bunun kalpten desteğin nişanı olduğuna inanıyor.
İslam âlemi uzun zamandır tezahürat yapıyor. Dünyanın değişik yerlerinde mazlumların mücadelesine tezahüratta bulunuyor. Duygularını, tavırlarını birçok araçla, farklı şekilde izhar ediyor. Bu manada her türlü protesto, basın bildirisi yürüyüş aslında bir tür tezahürattır. Hem kendisi hem de sahadaki kardeşleri için bir tezahürattır.
Sahada kartondan taraftarın etkisi oluyor da insanın içten içe tezahüratı bir şey ifade etmiyor mu?
Elbette ediyor hem de fazlasıyla… Yeter ki tezahürat içten ve kalpten olsun. Batında yer alan hararetin, enerjinin ve ruhun dışavurumu olsun.
İslam âleminde son zamanlarda “bundan bir şey çıkmaz” diye tezahürata içten içe eleştiriler yapılıyordu. Şimdi futbolda karton seyirci gerçeğini görenler konuyu bu açıdan da düşünsün.
İslam âlemi sahada mücadele edenler için iyi tezahüratta bulunuyor. Umulur ki bu tezahürat dünyada farklı sahalarda mücadele edenlere bir ruh ve güç olur.
İslam âleminin bu noktada azimle ve kararlılıkla yaptığı tezahürat takdire şayandır. Ancak İslam âleminin aynı tezahüratı sanat, fen, bilim, edebiyat ve fikir erbabı için yaptığını söyleyemeyiz. Bu konuda Müslümanların geleneği tezahürata pek alışık değil. İşte tezahürat insanın nefsini kabartır. Onda kendini beğenme ve kibir duygusu oluşturur gibi gerekçe veya bahanelerle bu konuda cimri davranılıyor. Bu da kabiliyetlerin, üretimin ve üretkenliğin ortaya çıkmasına engel oluyor.
Tezahürat, Allah’ın “Ez-Zahir” isminin tecellisidir. Hak Teâlâ “El-Batın” ismiyle insanların bilmediği, farkına varmadığı güzellikler ve sürprizler saklar. Bunları da “Ez-Zahir” ismiyle açığa çıkarır. Bu da Hakkın kulları için tezahüratıdır.
İnsanlar kalpten taraf oldu mu kartondan da olsa bunu gösterirler. Ve kartondan da olsa bu tezahürat iş görüyor.
Burada bütün iş tezahürat cimrisi olmamaktır.