Kur'an'ın bilge kralı Zülkarneyn'dir. Kıssası Kehf sûresinde(83-98) zikredilen Zülkarneyn “iki boynuz sahibi” manasındadır.
Bilge krala “iki karn” yani “iki boynuz sahibi” denilmesinin hikmeti nedir?
Çünkü iki boynuz dengeyi ifade eder. Hayatta birbirine akran şeyler olmak zorundadır. Hayatta ikili bir denge vardır. Madde ile mana, dünya ile ahiret, zahir ile batın hâsılı hayattaki her şey mutlaka bir akrana(düalist) sahiptir. Bu nedenle Peygamber(sav) “Dünya öküzün boynuzları üzerindedir.” Buyurmuştur. Yani dünyada denge, boynuzun tek değil iki olmasına bağlıdır. Burada hadis, dünyadaki bu iki boynuzun teke inmesi tehlikesine dikkati çekmektedir. Böyle olduğunda dünyada sarsıntılar, toplumsal sorunlar, ekonomik krizler ortaya çıkar.
Boynuzlar iki tane yani Zülkarneyn olmak zorundadır. Aksi takdirde dünyada düzeltme hareketleri ortaya çıkar ki bu da savaşlar, sarsıntılar, çalkantılar şeklinde tezahür eder. Bahsi geçen hadis de bu tehlikeye dikkati çekmektedir.
Dünya iki boynuz üzerindedir. Yani Zülkarneyn'in üzerindedir. Her şey akranıyla birbirini dengeler. Denge bozulduğunda Zülkarneyn “İki boynuz sahibi” harekete geçerek vaziyete çekidüzen verir.
Karun ise herkesin bildiği zenginliğiyle azan kişidir. Karun birçok anlama gelebilir. Ama bir manası Zülkarneynin zıddı olarak tek boynuzlu olmasıdır. Zülkarneyn'in bilge krallığı, memleketinde tek boynuzlu olmaya kalkışan Karun'a izin vermemesine bağlıdır. Çünkü Karun lafzı bir yönüyle tek karine tek boynuz sahibi demektir. Bunun sosyal hayattaki anlamı kendine akran kimse kabul etmemektir. Ekonomide tekel olmaktır. Malum; yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlar birbirine akrandır. Bu da toplumda sosyal dengeyi adil ekonomik pazarı oluşturur. Ama Karun bunu kabul etmiyor. Kendisine akran kimse istemiyor. Siyasette tek kutup, ekonomide tekel olmak istiyor.
Akranı olunca en azından der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi." (Kaf:27) Ama kişi Karun olunca akranı olmayınca kim ona bunu diyecek?
Kendi şahsında da hem dünya hem ahiret hesabı yapmıyor. Ona "Allah'ın sana verdiğinden ahiret yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma” (Kasas:77) denildiğinde buna kulak asmıyor. Yani hem dünya hem de ahiret dengesini koruyan Zülkarneyn gibi olmak istemiyor.
Karun, “malımı özel beceriyle elde ettim, şu ürünün bu ürünün gizli formülü bendedir.”(Kasas:78) Dedi. Tabiri caizse bunu serbest piyasa şartlarıyla izah etmeye kalkıştı.
Bugün kimse alenen Karun ismini taşımak istemiyor. Ama dünyada ve yerelde birçok kişi, bir kesim vasıf olarak Karun olmak istiyor. Akranı olmasın istiyor. Gergedan gibi tek boynuzlu olmak istiyor.
Hem makro hem de mikro düzeyde Karun gibi, gergedan gibi tek boynuzlu olmak isteyenler vardır. siyasi olarak ekonomik olarak tek kutup tek boynuz sahibi olmak isteyenler vardır. Bugün Venezüella'daki darbe girişimi, ticaret savaşları bunun sonucudur. Ama unutmamak gerekir ki gergedanın boynuzu tam burnunun üzerindedir. Kim ikili dengeye dikkat etmez burnunun dikine giderse, burnunun üzerindeki tek boynuz ona dert olur.
Gergedanın çok kalın derisi hassasiyetini yitirmiştir. Okşanmaktan anlamaz. Derisi parazitlerin, sinek ve kenelerin istilasına maruz kalır. Gergedan bu kenelerden kurtulmak için bataklıkta çamurun içinde debelenir. İşte Karun da böyle oldu. Kendisi ve evi yerin dibine geçti.
Gergedanın boynuzu öbür hayvanlarınki gibi kemikten değil, sertleşmiş saç, kıl ve liften ibarettir. Yani öyle mücadeleye gelmez. Kimseyi de caydırmaz. İş ciddiye bindiğinde o boynuz şak diye yerinden düşer. Ve tek kutup olmak tekel olmak hayali suya düşer.
Bizden söylemesi…