Mustazaflar Cemiyeti Van Şubesi, düzenlediği "Mustazaflar Haftası" etkinliğiyle Halepçe katliamı ve yeryüzündeki Mustazafların uğradıkları zulüm ve katliamlara dikkat çekti.
Programda konuşan İttihadu-l Ulema Üyesi Molla Cemal Çınar, 16 Mart 1988'de kimyasal silahlarla kadın, çoluk, çocuk demeden tarihte eşine rastlanmamış bir vahşete imza atıldığını kaydetti.
Halepçe'de kimyasal ve biyolojik silahlar kullanarak gerçekleştirilen katliama, Yeni Zelanda ve İslam ülkelerinde Müslüman ve Mustazaf halka reva görülen cinayetlere dikkat çeken Çınar, Batı dünyasından Müslümanlara karşı yapılan yanlış algılara dikkati çekti.
Çınar, "İnsan haklarından bizden daha fazla bahsedenlerin, Müslümanlara acımadan ve bir toplumu adeta imha etmek üzere bir katliam işlediklerini görüyoruz. Yeryüzünde Mümin nerede varsa orada mazlumiyet ve mağduriyet var. İslam âleminin başındaki hain insanlar Müminlerin fotoğraflarını çok kötü göstermeye çalışıyor. Bu çalışmayı halen devam ettirmektedirler." dedi.
"Bu zillet başımıza neden bela olmuş?' diye düşünmemiz lazım"
Çınar, "Yeni Zelanda'da gördünüz Müslümanlar sadece namazda, ellerini Allah’u Teâlâ açık Cuma saatinde namaz esnasında Müslümanlara hunharca saldırarak bir eylemi gerçekleştirerek bir katliam işleniliyor. Ama bir devletin bütün güvenlik güçlerine rağmen, bugün uzayda yeri takip eden navigasyonların oluşturulduğu, uzay aletlerinin çok olduğu sokaklara bile kameraların konulduğu bir zamanda saatlerce o Müslümanlar orada katledilecekte hiç kimse bunu görmemiş olacak niçin orada polis görmemişti. Devletin güvenlik güçleri şimdi birkaç kişiyi gözaltına aldılar diye böyle geçiştirmeye çalışıyorlar, insan bunları dinlerken kendinde utanıyor. Bu asırda insan olmak ne kadar büyük bir dert, insan olmak ne kadar büyük bir keder olmuş. Maalesef o hale gelmişiz. Müslümanın bulunduğu yerde izzetten cesaretten, üstünlükten, direnişten bahsedilmesi lazım ama bugün nerde Müslüman varsa orada perişanlık, katliam, canların pehimal edilmesi hep bizimle beraber zikreder oldu. İslam dini izzet dinidir. Müslüman, aziz insandır. 'Bu zillet başımıza neden bela olmuş?' diye düşünmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
"Bir toplum ya bir nasihatle ya da bir musibetle uyanmak mecburiyetinde"
Bir toplum ya bir nasihatle ya da bir musibetle uyanmak mecburiyetinde olduğunu belirten Çınar, "Nasihatle uyanmayan bu ümmete musibet de yağdıkça yağıyor, bunlarla da mı uyanmayacağız? Bu dert ve musibetler, bela ve sıkıntılar Müslümanların başına bela olmuş cemiyet, parti başkanı, bilmem meshep liderleri utanmazlar mı? Biz ağlıyoruz, bizde sorun yok ama kendi cemaatin selameti için başka cemaati imha etmeyi ibadet bilecek kadar şaşırmış, rotasını kaybetmiş bu insanlar ellerini yakalarımızda bıraksalar biz diriyiz, Müslümanlar diridirler." ifadelerini kullandı
“Bizden Yeteri Kadar Ses Çıkmadığından Dolayı Müslümanların Kanı Çok Ucuza Akıtılıyor”
Çınar, son olarak şunları kaydetti:
"Yüreğim kan ağlıyor. Suriye zindanları ve Suriye sokakları, mülteci kampları, Mısır zindanları, Cezayir, Tunus, Libya, Türkiye, Irak… Neresi öyle değil ki! Müslümanların bulunduğu her yerde Müslüman kanı çok ucuza akıtılıyor. Bizden yeteri kadar ses çıkmıyor. Sizler gibi bilinçli ve şuurlu kitleler, hamdolsun Allah'a, sesin çıkabildiği kadarıyla sesimizi çıkarmaya çalışıyoruz ama biz ümmetin genelini konuşuyoruz. Allah, inşallah çok kısa bir zaman da hain zalim yöneticileri başımızdan def eder de Hak namına iman ve İslam namına, Müslümanların Müslümanlarca idare edilir. Kâfirlerin şu an da her yerde bize saldırmaları tıpkı firavunun, tıpkı nemrudun kötü gördüğü rüyalar neticesinde; çılgına döndükleri zaman nemrudun da firavunun da en çok azgınlaştığı katliamlarını sıklaştırdıkları zaman… Kötü rüya gördüklerinden sonra bunu yaptılar. İnşallah onlar da kötü rüya görmüşler. Rabbim yeryüzünü mümin ve muvahhit insanlara yuva ve yurt eylesin. Zalimleri, fasıkları, facirleri yerle bir eylesin. Şu an da yoldan çıkmış, yolunu şaşırmış ne kadar insanımız varsa Allah onlara hidayet nasip eylesin."
İLKHA