15 Temmuz ABD destekli darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY’ye üye olduğu gerekçesiyle tutuklanan Denizli Pamukkale İlçe Kaymakamı Veysel Beyru, Silvan Kaymakamlığı görevini yürüttüğü dönemde, yaşlı ve yüzde 70 engelli raporu olan Basri Seyitnur’un (71), 18 dönümlük arazisinin 12,5 dönümüne cami ve okul yapacağını söyleyerek, Özel İhsan Arslan Kolejini yaptırdığı ileri sürüldü.
Olağanüstü Hali kapsayan Kanun Hükmünde Kararnameyle, FETÖ/PDY’le bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatılan Özel İhsan Arslan Koleji’nin kurulduğu arazinin kendisinden kaymakam tarafından dolandırılarak alındığını dile getiren mağdur Basri Seyitnur, Kaymakam Veysel Beyru’nun kendisini devlet adına aldattığını iddia etti.
Kendisinden alınan arazinin dönümünün 100 bin TL değerinde olduğunu belirten Seyitnur, “2007 yılında Silvan İlçe Kaymakamı Veysel Beyru arazime devlet okulu yapmak için yanıma geldi. Ben de tarlamı verme karşısında kendisinden okulun yanında cami ve her çocuğuma bir ev yapmasını istedim. Ayrıca çocuklarımı işe almasını ve torunlarımın bu okulda okuması şartını da koştum. Kaymakamdan bütün bunları resmiyete döküp imzalamasını istedim. Kaymakam, benim bu isteklerime karşı ‘Hacı dayı çok ayıp. Ben devlet adamıyım. Bu sana resmiyet olarak yetmez mi? Devlet adamına güvenmiyor musun? Hâlâ resmiyete dökmemizi mi istiyorsun? Sen gel imzanı at, biz okul yapmaya başlayalım. Senin isteklerini de yerine getireceğim. Sen ne istiyorsan öyle olsun. Yeter ki elini çabuk tut ve hemen okul yapmak için imzanı at.’ dedi. Ben de devlet adamıdır diye o kadar kaymakama güvendim ki hiç kimseyi karıştırmadan, kimseye sormadan, hatta oğullarımı geri çekip alelacele arazimin tapusunu onlara teslim ettim.” dedi.
“Bana getirdiği evrakları içeriğinin ne olduğunu sormadan imzalattı”
Kaymakamın arazisinin sadece 10 dönümünü aldığını ifade ettiğini ama resmiyette 12,5 dönüm arazisini kendisinden aldığını söyleyen Seyitnur, “Ben imzayı attıktan sonra kaymakam arazimin tapusunu resmiyette başkalarının üzerine geçirip aldı. Bana getirdiği evrakları içeriğinin ne olduğunu sormadan imzalattı. Her ne kadar bunun neyin nesi olduğunu sordumsa da kaymakam bana bunların okulun yapılması için olduğunu söylüyordu. Ardından okul inşaatı başladı ve öğrendim ki okul devlet okulu değil, özel okulmuş.” ifadelerini kullandı.
“Kaymakam beni devlet adına bilinçli bir şekilde kandırarak, tarlamı paralel yapıya teslim etti”
Kendisinin yüzde 70 engelli olduğunu aktaran Seyitnur sözlerine şöyle devam etti: “1992 yılında çok zor şartlarda topladığım para ile bu araziyi aldım. Şimdi bu okula kapatma kararı verilmiş. İşin aslını daha yeni öğrendim. Kaymakam Veysel Beyru beni devlet adına bilinçli bir şekilde kandırarak, tarlamı benden alıp paralel yapıya teslim etti. Ben Veysel Beyru’dan hileyle tarlamı benden aldığı için ve hileyle sahtekârlıkla imzamı aldıkları için davacıyım. Allah lanetini; yalancı, dolandırıcı insanların üzerine yağdırsın. Yetkililerden de bu mağduriyetimin giderilmesini istiyorum.”
Sabri Seyitnur’un oğlu Mirzeydin Seyitnur ise kaymakamın paralel yapıyla ilişkili olduğunu bilmediklerini, bilmeleri halinde arazilerini vermeyeceklerini söyledi.
Mirzeydin Seyitnur, “Kaymakam köyde evimize geldi. Babama, ‘Arazinizi bize verin. Devlet okulu yapacağız ve çocuklarınızı da okula alacağız. Ayrıca size cami ve ev yaptıracağız’ dedi. 3-4 defa kaymakam evimize gidip geldi. Babam da kaymakama güvenerek bize, ‘Oğlum verin, devlet adamıdır’ dedi. Kaymakam sonra bizden tapuyu istedi, tapuyu verdik. Sonra imza istedi, imza da verdik. Kaymakamın işi bizle bittikten sonra yüzümüze bile bakmadı. Söz verdiği evleri de yarıda bırakıp gitti. Arazimize cami de yapmadı.” diye konuştu.
“Bizi devlet adına dolandırdılar”
18 dönüm arazisinin 12,5 dönümün kendilerinden alındığını aktaran Seyitnur, “Bizim tarlamız tapuda 18-19 dönüm arasıdır. Kaymakam bize, ‘Size 6 dönüm vereceğiz, diğerlerini de okul yaptıracağız’ dedi. Yaşadığımız mağduriyetimizi yıllarca anlatamadık. Okul okumadığımız için kendimizi de ifade edemedik. Hangi kapıya gitmişsek bizimle ilgilenen olmadı. Bizi devlet adına dolandırdılar. Babamın yaşlı ve işitme engelli olmasından faydalanarak kandırdılar. Şimdi de böyle ortada kaldık.” dedi.
“Yetkililere sesleniyoruz derdimize bir çare bulsunlar”
Kaymakamdan ısrarla yazılı, imzalı sözleşme istediklerini söyleyen Seyitnur, “Bizi kaymakam kandırdı. Bize ‘Devlet adamıyım’ dedi. Sözleşme istedik onu da vermedi. Bize, ‘Siz devlete güvenmiyor musunuz?’ dedi. Babam da ‘devlet adamıdır, çocuklarımızı okula alacak, bize cami yaptıracak, evimizi burada yaptıracak’ diyerek getirdikleri bütün kâğıtları imzaladı. Kaymakam, okul bittikten sonra evimizi yarıda bıraktı. Kaymakam bizi aldattı ve mağdur etti. Biz bilmiyorduk devlet içinde başka bir devlet var. Biz bunların Fethullahçı olduğunu da bilmiyorduk, bilseydik arazimizi vermezdik. Bizi kandırdıklarını daha sonra anladık. Şimdi darbe girişiminde bulundular, biz onların ne olduğunu yeni fark ettik. Yetkililere sesleniyoruz derdimize bir çare bulsunlar.” diyerek mağduriyetlerini dile getirdi.
Öte yandan Kaymakam Veysel Beyru’nun araziyi Sadullah Sezgin adında birinin üzerine aldığı ve ardından Güldeste Eğitim Kurumlarına devrettiği bilgisine ulaşıldı. Ayrıca Beyru’nun, aileye kendisinin yazmış olduğu nota da ulaşıldı. Notta, aileyle yapılan anlaşmaya dair maddeler yer alıyor. Beyru’nun aile ve evleri yapan müteahhit ile yapılan sözleşmede şahit olarak imzası da görülüyor. (M. Hüseyin Temel, Mehmet Bozdaş – İLKHA)