Türkiye’de üretimi yaygın olan keçiboynuzunu akademik açıdan ele alan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Eti, bu bitkinin yüksek düzeyde antioksidan maddeler içerdiğini bu sebeple bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirtti.
Keçiboynuzunun yetiştirme ve kullanım alanlarının yanısıra faydaları konusunda bilgi paylaşan Prof. Dr. Sinan Eti, besin değeri yüksek olan keçiboynuzunun çerez şeklinde tüketilebildiği gibi pekmez yapımında da yaygın olarak kullanıldığını belirtti.
Bu bitkinin aynı zamanda hayvan yemi olarak da kullanılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Eti, “Öğütülmüş keçiboynuzu meyvesinden elde edilen un, kakao yerine içilebildiği gibi pasta ve keklerde yine kakao yerine kullanılabilir. Zengin besin içeriği yanında yüksek düzeyde antioksidan maddeler içeren keçiboynuzu, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından büyük öneme sahiptir.” şeklinde konuştu.
“Akciğer kanseri, nefes darlığı, kemik erimesine kadar birçok hastalığa şifa”
Keçiboynuzunun astım, alerjik bronşit ve nefes darlığına karşı etkili olduğu ve eczacılıkta öksürük şurubu yapımında kullanıldığını söyleyen Prof. Eti, ayrıca sindirimi düzenleyici ve bağırsakları rahatlatıcı özelliğinden ötürü bebek mamalarına da katıldığını ifade etti. Keçiboynuzu bitkisinin yüksek düzeyde kalsiyum içerdiği için çocukların kemik gelişiminde olumlu etkileri olduğunun bilindiğini hatırlatan Eti, “Yaşlılarda kemik erimesine karşı önemli katkıları var. Bunun yanında, akciğer kanserini önlemede ve iktidarsızlığa karşı da etkili olduğu ifade ediliyor.” dedi.
“Sağlık alanının yanı sıra gıda sanayinde de kullanılıyor”
Sağlık alanında etkileri kanıtlanan keçiboynuzunun, gıda sanayinde de oldukça yaygın kullanıldığını dile getiren Prof. Dr. Sinan Eti, “Tohumlarından Tragasol adı verilen güçlü bir zamk elde ediliyor. Bu zamkın türevleri kıvam arttırıcı, jelleştirici ve su bağlayıcı olarak birçok işlenmiş gıda maddesinde kullanılıyor. Endüstride ‘Keçiboynuzu Gamı’, ‘Keçiboynuzu zamkı’ veya ‘Keçiboynuzu Sakızı’ olarak da ifade edilen bu madde (E410); dondurma, yoğurt, puding, krema ve peynir gibi süt ürünleri yanında çikolata, şekerleme, jöle, bisküvi, ketçap, mayonez, salça ve soslar, meyve konsantreleri ile işlenmiş et ürünleri, hazır yemekler ve konservelerde yaygın olarak kullanılıyor.” Diye belirtti.
“Keçiboynuzu kozmetik sanayinin vazgeçilmezi”
Keçiboynuzu sakızının gıda endüstrisi dışında yaygın kullanım alanlarının bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Eti, “Krem, losyon ve diş macunu yapımında yoğunlaştırıcı olarak, ayrıca boya, matbaa mürekkebi üretiminde, kağıt üretiminde, pamuklu tekstil ürünlerinde kumaşlara eşit geçirgenlik ve düzgün yüzey elde etmek için ve petrol sondajlarında delme işlemini kolaylaştırmak amacıyla da keçiboynuzu kullanılıyor.” ifadelerini kullandı.
Keçiboynuzu bitkisinin pek fazla sulama, gübreleme, budama ve tarımsal savaş gibi bakım işlemlerini gerektirmediğini, kolaylıkla yetiştirilebildiğini belirten Prof. Dr. Eti, her zaman yeşil özelliğinden ötürü çevre kirliliğine, derin köklü olmasından dolayı da erozyona karşı etkin olarak kullanılabilecek bir bitki olduğunu söyledi.
İLKHA