Bir mekânda ısı kaybının önlenmesi ve dengelenmesi için yalıtım yapılır. Bu, Termodinamiğin 2. Yasasının bir sonucudur. Zira bu yasaya göre ısı daha sıcak alandan daha soğuk alana akar. Bu aynı zamanda bir aşk yasasıdır. İçi, kalbi soğuk olan kimse başkasına ısı ve enerji transfer edemez. Bunun için kendisinin mutlaka daha yüksek bir ısıya sahip olması gerekir.
Hak Teâlâ kalpleri “telif” eder, ısındırır. (Enfal:63). Çünkü O’nun aşkı ve muhabbeti sonsuzdur. Onun muhabbeti her soğumuş kalbe akar. Ve o kalbi telif eder.
Zekât sınıfı arasında Müellefe-i Kulüb-kalpleri ısınmaya muhtaç bir sınıf vardır. (Tevbe:60) Hak Teâlâ, sıcak kalpli olanların soğuk kalplere ısı transfer etmesini istiyor. Varlıkta vazettiği termodinamik yasasının işletilmesini emrediyor.
Kalbin ısınması Hakka yönelik aşkla olur. Bu şekilde ısı ve enerji transferi yapılarak içi soğumuş, enerjisini kaybetmiş kimselere ruhi ilim, basiret verilir. Davet, tebliğ, talim, terbiye, irşat hepsi bu amaçla yapılır.
Evler, ülkeler, bireyler, toplumlar hepsi bu manada ısı dengesine muhtaçtır.
Eğer bir ülkede, bir evde sevgi varsa ısı dengesi vardır demektir. Aksi takdirde memleketler, evler, kalpler soğumaya başlar.
Bilgi ve ilim enerji sağlar. İman moral bir enerjidir. Sevgi bir ruhtur. Isı ve enerji transferiyle zayıf ve soğuk bireyler hayat ve moral bulur.
Isının korunmasının, ısı ve enerji transferinin uzun bir sistemi ve de serüveni vardır. Bunlardan biri de ısı yalıtım sistemidir. Isının koruması için konutlara izolasyon sistemleri yapılır.
Isı yalıtımının, cephe mantolamanın faydaları şunlardır;
-Isı kaybını minimuma indirerek evimizin yazın soğuk, kışın sıcak kalmasını sağlar.
-Evimizde bakteri, küf ve mantar oluşumuna engel olur
-Evimize estetik bir görüntü verir.
-Evimizi dış etkenlerden koruyarak; onarım masraflarını düşürür.
-Dışarıdan gelen rahatsız edici sesleri azaltır, gürültü kirliliğinin olumsuzluklarını minimize eder.
Ve daha birçok faydası vardır.
Bugün ABD, Batı ve diğerleri kendilerine karşı dik bir duruş sergileyenleri izole etmekle tehdit ediyor. Aslında bizim onlara karşı kendimizi izole etmemiz gerekir. Onlardan gelecek soğuk rüzgârlara, küf mantar oluşturan esintilerine karşı kendimizi korumamız lazımdır. Çünkü onların halleri soğuktur. Ülfet ve telif vasıfları yoktur. Dolayısıyla onlardan gelen her esinti enerjimizi alır, hanelerimizde, kalplerimizde ısı kayıplarına yol açar. İçimizde küf ve bakteri oluşmasına yol açar.
Kültürel istilalara, fesada, kötü enerjiye karşı her evin izole edilmesi gerekir. Bugün memlekette evler soğuktur. Çünkü ısı ve enerji kayıpları hat safhadır. Sevgiler, aşklar anlık olmuş. İlişkiler zayıf ve tatsız. Bunun en önemli sebebi ısı dengesizliğidir. Çünkü dışarısı soğuktur. Evlerin de izolasyonu olmayınca bütün o soğuk içeriye doluyor ve ta kalplere, iliklere kadar işliyor.
Siyasi, sosyolojik, ekonomik, kültürel izolasyona muhtacız. Kendi kaynaklarımızla ruh ve enerjimizle ayakta kalmayı becermeliyiz. “Dışarıdan para gelecekmiş, yok turist gelir getiriyormuş.” Geçin bunları beyler! Bizim enerjimiz, sıcaklığımız, bizim değerlimiz katma değeri yüksek ürünler, değerler meydana getirmeye ziyadesiyle muktedirdir. Yeter ki kısır, soğuk, uğursuz rüzgârlardan kendimizi koruyalım. Kendi enerji reaktörlerimizi sağlıklı bir şekilde çalıştırmayı başaralım.
Ramazanın son on gününde sünnet olan itikâf da bir tür yalıtım halidir. Bu da ısı ve enerji dengesinin sağlanması için pratik bir yoldur.
Ve aslında kimse bizi izolasyonla tehdit edemez. Çünkü zaten izolasyona muhtacız. Üstelik bu, bizim sistemimizdir. Binaenaleyh izolasyon bizi zayıflatmaz aksine güçlendirir. Enerjimizin boşa gitmesini engeller. Yeter ki içte ülfetimiz, enerjimiz, muhabbetimiz birliğimiz tam olsun.