Doğuştan göz damarları kuru olarak dünyaya gelen, o günden bu yana ise ışığı hiç göremeyen görme engelli özel eğitim öğretmeni Hasan Yanarateş, görememeyi kendine engel saymayarak eğitimini hiç aksatmayarak Ağrı Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun oldu.
Gaziantep GAP Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu öğretmenlerinden olan özel eğitim öğretmeni Yanarateş, 16 yıldır karanlık dünyasını eğitime ve öğrencilerine olan sevgisiyle aydınlatmayı başarıyor.
Çocukluğundan beri hayalini kurduğu öğretmenliğe 16 yıl önce başladığını belirten Yanarateş, kendisi gibi görme engelli öğrencilerini de kendisi gibi öğretmen yapmayı ve aydınlık geleceğe kavuşturmayı hedeflediğini söyledi.
Doğuştan görme engelli olduğu için bugünlere öyle kolay gelmediğini ifade eden Yanarateş, engeliyle yaşamayı öğrendiğini, öğrencilerinin yanında kendini çok mutlu hissettiğini ve öğrencilerinin hayatına anlam kattığını belirtti.
Çocukluğundan beri öğretmen olmak istediğini belirten Yanarateş, “Ben yaklaşık 16 yıldır öğretmenlik yapıyorum. Özel eğitim öğretmeniyim. Daha çocukluğumda annem ya avukat ya da öğretmen olmamı isterdi. İlkokuldaki sınıf öğretmenim de benim gibi görme engelliydi. Onun bilgi birikimini ve eğitimini çok beğeniyordum. Çevremde görme engelli öğretmenleri de görünce ben de öğretmenliğin daha iyi olduğunu düşünmeye başladım. Bu sebeple annemin bu isteğinden de yola çıkarak öğretmen olmaya karar verdim. Bende hep bunun için uğraştım ve eğitimi sürdürdüm. 2003 yılından beri öğretmenlik yapmaktayım.”dedi.
“Çocukları seviyorum”
Öğrencilik yıllarında kendisi gibi görme engelli öğretmenleri örnek aldığını belirten Yanarateş, “Çünkü etrafımda görme engelli öğretmenler görünce ben de demek öğretmen olabilirim diye bende de bir heves ve istek oluyordu. Biraz çocukları da seviyorum. Onunda etkisi olunca öğretmen olmaya karar verdim. İlk öğretmenliğime normal okulda başladı. Burada tabi ki ilk sınıfa girdiğimde heyecanlandım. Çünkü öğrencileri tanımıyorum. 35 tane öğrencim vardı. Gerçekten çok heyecanlandım. Bir an ben ne yapacağımı bilemedim. Daha sonra görme engelliler okuluna geçince bura benim için çok daha farklı oldu. Çünkü benim gibi engelli çocuklara bir şeyler öğretme gayreti ve heyecanı oluyor.”ifadelerini kullandı.
“Kendim gibi görme engelli öğrencilere öğretmenlik yapmak beni mutlu ediyor”
Okula her gün heyecanla geldiğini belirten Yanarateş, zamanının büyük bir kısmını okulda öğrencileri ile geçirdiğini, derslerinin olmadığı zamanlarda da okuldan ayrılmak istemediğini belirterek, şunları dile getirdi:
“İlk günün heyecanı tabi ki ben de halen var. Engellilik sürecini de sürekli yaşadığım için hem ben hem öğrencilerim engelli olunca bu heyecan ve o istek tabi ki bitmiyor. Öğrencilerim de benim gibi görme engelli oldukları için onların engelleri aşması konusunda yardımcı olmak ve onlar için bir şey yapmak tabi ki beni çok mutlu ediyor. Kendim gibi görme engelli olan öğrencilere öğretmenlik yapmak beni çok mutlu ediyor.”
Öğretmenliği sevdiği gibi öğrencilerini de çok sevdiğini belirten Yanarateş, “Şimdi tabi severek yapılan işler insanlara mutluluk verir. Ülkemizde gerçekten her insanın mesleğini severek yapması gerektiğini düşünüyorum. Ben de öğretmenlik mesleğini ve aynı şekilde öğrencilerimi de seviyorum. Gerçekten masum ve temiz çocuklar oldukları için onlarla vakit geçirmekten mutlu oluyorum. Öğrencilerim için bir şeyler yapmak, bir şeyler verebilmek ya da ileride onların kendi hayatlarını kurtardığını görmek gerçekten güzel duygu. Bu beni mutlu ediyor.”şeklinde konuştu.
“Eğitim engelliler için çok önemlidir”
Eğitimin engelliler için daha çok önemli olduğunun altını çizen Yanarateş, “Çünkü aileler çocuklarının engelli olduğunu anladıkları an neye uğradıklarını şaşırıyor. Ne yapacaklarını ve nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. Çocuklarına hep iyi niyetli ve koruyucu yaklaşıyorlar. Ama maalesef hem iyi niyet hem de koruyucu yaklaşma iyi sonuçlar vermeyebiliyor. Engellilerin eğitiminde yerinde müdahaleler çok ama çok önemlidir. O yüzden kesinlikle engelli çocuğu olan aileler çocuk doğduğundan itibaren mümkünse en erken bu tür okullara başvurmaları ya da bu tür eğitim veren diğer kuruluşlara, rehberlik araştırma merkezlerine başvurarak çocuklarını bir an önce de eğitime başlatsınlar. Engelli bireylerde eğitim ne kadar erken başlarsa o kadar iyi oluyor. Çünkü engelli bireylerde eğitime erken başlatmak çok önemli. Çünkü engelli çocuklar için eğer iyi bir eğitim olmazsa maalesef çok büyük sıkıntılar yaşanıyor.”diye konuştu.
“Öğrencilerimle arkadaş gibiyim”
Yanarateş, “Bu çocukları diğer çocuklar gibi düşünemeyiz. Diğer çocuklar parkta, bahçede daha rahat oynuyorlar. Kendini daha rahat bir şekilde ifade edebiliyorlar. Ama engelli çocuklar da bu durum biraz sıkıntılı oluyor. Bu nedenle onları hem eğitmek hem de bir arkadaş gibi eğitimlerine katkıda bulunmak daha kolay ve daha iyi oluyor. Bundan dolayı biz öğrencilerimizle normal okulların aksine daha yakın iletişim içerisinde olup onlarla böyle arkadaş gibi gezmek, dolaşmak ve onlarla sohbet ederek onların durumunu anlamak onlara yardımcı olmak için gayret gösteriyoruz. Ben de diğer öğretmenlerim gibi aynı şekilde büyük bir gayretle öğrencilerime arkadaş gibi yaklaşıp onların sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyorum.”dedi.
İLKHA