ABD Başkanı Barack Obama, resmi olarak ABD senatörü John Kerry'yi Dışişleri Bakanı olarak atadı. Netanyahu'nun 2009'daki ABD ziyareti sırasında İsrail'in yerleşim politikalarına karşı çıkan Kerry'nin İsrail'e karşı selefi kadar yakın olmayacağı belirtiliyordu.
Ancak Kerry'nin iki dedesinin de Yahudi olduğu, abisi Cameron Kerry'nin de sonradan Yahudi olmaya karar verdiği ortaya çıktı. İsrailli yetkililer, Kerry'nin seçilmesinin kendileri için bir dezavantaj olduğunu söylemişti.
DEDESİ YAHUDİYDİ
John F. Kerry'nin büyükbabası sonradan Hıristiyanlığı seçen bir Yahudi. Kerry'nin baba tarafından büyükbabası olan Frederick Kerry, Çek Cumhuriyeti'ndeki bir kasabada Yahudi bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Gerçek adı Fritz Kohn olan büyükbaba 1902 yılında Hıristiyanlığı seçti. 1905 yılında ABD'ye göç etmeden önce soyadını da "Kerry" olarak değiştirdi.
Kerry'nin baba tarafından büyükannesinin ise büyükbabasıyla evlendiği sırada Hıristiyanlığı kabul eden bir Yahudi olduğu biliniyor.
KARDEŞİ DE YAHUDİ OLDU
John F. Kerry'nin 53 yaşındaki kardeşi Cameron Kerry de 1983'te Kathy Weinman ile evlenmeden önce Yahudiliğe geçti. Cameron Kerry, 2009'da ABD Ticaret Bakanlığı Hukuk Müşaviri görevine getirilmişti.
HAYATI
Kerry, 11 Aralık 1943 yılında Colorado'da doğdu, ancak ailesi Kerry'nin doğumundan kısa süre sonra Massachusetts'e taşındı. Babası diplomat olan Kerry, çocukluğunun önemli bir kısmını deniz aşırı ülkelerde geçirdi, bu süre zarfında Berlin ve İsviçre'de bulundu.
Yale Üniversitesi'nde okuyan Kerry, burada siyaset bilimi üzerine çalıştı. Üniversitenin hemen ardından ABD Deniz Kuvvetlerine katılan Kerry, 1968-1969 yılları arasında iki kez Vietnam'a gitti. Kerry, Vietnam Savaşı karşıtı konuşmalarıyla dikkati çekti.
Daha sonra Boston College Hukuk Okulu'ndan mezun olan Kerry, bölge başsavcısının yardımcısı olarak görev yaptı ve özel bir şirketin ortağı oldu.
Bunun ardından, 1983 yılında Massachusetts vali yardımcılığına getirilen Kerry, 1984 yılında da aynı eyaletten ABD Senatosu'na seçildi ve 1985 Ocak ayında görevine başladı. Senato'nun Dış İlişkiler Komitesi'nde 1987-1989 yılları arasında İran-Kontra skandalına ilişkin birçok oturuma öncülük etti. 2003 yılındaki Irak işgalini önce destekleyen Kerry, daha sona bu işgalin güçlü karşıtlarından biri haline geldi.
Kerry, 2004 başkanlık seçimi kampanyasını da Irak savaşına muhalefetine üzerine temellendirdi. O dönemden bu yana senatörlüğünü sürdüren Kerry'nin bu beşinci dönemiydi. Kerry, en zengin senatör olarak biliniyor.
"ORTADOĞU'YLA İLGİLENMİYOR"
Lehigh Üniversitesi öğretim üyesi Henri Barkey, Kerry'nin Dışişleri Bakanlığı döneminde ABD'nin Ortadoğu ve Türkiye politikasında değişim görüleceğini sanmadığını belirtti.
Kerry'nin Ortadoğu konusunda çok deneyimi olduğunu da sanmadığını ifade eden Barkey, ''Ortadoğu'ya yaklaşımda bir değişim gelecekse bunun Obama'dan gelmesi lazım. Kerry'nin Ortadoğu'da en çok ilgilendiği ülkelerden biri Suriye ve Esad'dı. Esad'a bir açılım yapmayı denedi ama onun nereye kadar gittiğini görüyoruz şu anda. Ama Obama Ortadoğu barış görüşmelerine ivme vermeye karar verirse, bunun üzerine açılımda bulunursa o başka bir mesele. Kerry orada yardımcı olabilir ama yine de Clinton daha iyi bir müzakereci olurdu'' dedi.
SURİYE VE TÜRKİYE-İSRAİL
ABD'deki düşünce kuruluşu Brookings Entitüsü'nün Türkiye Programı Direktörü Ömer Taşpınar da ''Suriye meselesindeki sorunlar son derece zor sorunlar, dışişleri bakanının değişmesine göre dinamiklerde bir değişiklik olmayacaktır. Dolayısıyla, Suriye odaklı olarak konuşacak olursak, Kerry'nin dışişleri bakanı olması, Suriye endeksinde Türkiye-Amerikan ilişkilerine yeni bir dinamik getirmeyecektir'' diye konuştu.
Ancak Taşpınar, Kerry'nin Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri düzeltmeye çalışabileceğini dile getirerek,''Kerry'nin önündeki önemli 10 tane meseleden bir tanesi muhtemelen Türkiye-İsrail arasında arabuluculuk rolü oynamak olabilir'' dedi.
Taşpınar, Kerry'nin 1915 yılı olaylarına yönelik bakışıyla ilgili soru üzerine de ''Kerry'nin artık siyasi kaderi açısından tekrar seçilme ve Massachusetts'ten aday olma durumu olmayacağından, bana göre Ermeni meselesinde de Türkiye'nin jeostratejik ilişkileri gibi, mesela İncirlik gibi bir hava üssünü kaybetme risklerini, yasamadaki gruplara hatırlatacaktır. Dolayısıyla, ben bu konuda Türkiye'nin Kerry ile bir sorun yaşayacağını sanmıyorum'' cevabını verdi. Dünyabülteni