Amerika'daki katliamı duymayanımız kalmadı. Cani, Allah'a şükür Müslüman veya Ortadoğu kökenli değildi. Şayet böyle biri olsaydı Amerika'daki Müslümanlar açısından elbette düşündürücü bir akıbet yaşanabilirdi. Bu katliamda beyaz birinin hele hele Hıristiyan birinin olması birilerinin işine pek gelmedi galiba. Mesela silah politikasına karşı yapılan açıklamalar Trump'ın pek işine gelmiyor. Zira geçen seçimde halefi Obama'nın zıddına halkın silahlanmasına karşı olmadı/olamadı.
Amerika'daki silah lobisinin gerek seçimlerde gerek politikadaki etkinliği inkar edilemeyecek boyuttadır. Öyleki gelen hiçbir Amerika Başkanı, bu lobiye karşı duracak cesareti gösterememiş. Obama, halkın silahlanmasını nisbeten kısıtlamaya çalışan girişimlerde bulunduysa da Trump gelir gelmez çıkardığı kanun hükmündeki kararnameyle bunu iptal etti. Çünkü silah lobisi bu istek karşısında Trump'a destek verdi.
Mantıkta, önermeler konusunda bir kural öğrenmiştik: Mesela; tebeşir beyazdır. Yoğurt da beyazdır. Öyleyse yoğurt tebeşirdir.
Bu önerme mantıksal olarak doğru, netice olarak yanlıştır. Acaba; katliam silahla oldu. Silah satışına izin veren Trump'tır. ÖyleyseTramp katildir. Yani katliamı yapandır, demek mantıksal önerme ve netice olarak doğrudur. Olaya doğru önerme yanlış sonuç diyemeyiz.
Marketlerden leblebi alır gibi Teksas terörü estirircesine kovboyluk içgüdüleriyle herkesin silahlandırıldığı bir ülkede, olacağı buydu. Abarttığımı düşünenler olabilir. Gerçekten de bu ülkede kimliği veya ehliyetiyle her yetişkin marketlerden silah alabiliyor. Bizdeki gibi tonlarca evrak yahut onlarca gün ve uğraş sonucu değil. Ne de olsa Amerikalıların genlerinde kovboy ruhu var.
Katliamı yapan caninin otel odası ve evindeki aramalarda söylediklerimizi doğrulayan 18 silah, binlerce mermi, patlayıcılar ve bomba yapımında kullanılan amonyum nitratın bulunması bir facia. Öyleki adeta bir cephanelik oluşturmuş ve tek başına bir ordu gibi donanmış.
Amerika'daki bu olay yaşanmış terör olaylarının en büyüğü. Yaşanmış diyoruz, çünkü okulları basıp öğretmenlerini, arkadaşlarını yahut festival gibi etkinlikleri kana bulayan, adeta cinnet geçirircesine katliamlar yapan birçok olay yaşandı Amerikada. Dünyanın birçok yerinde birçok katliamın sebebi olsa da yaşanan bu katliam, Amerika'nın bağrında oldu. Acı ve yürek yakan bir kisvesi olsa da sorumlusu silah lobisinin satışlarına evet diyen Trump'tır. Hatta geçenlerde olan fırtına ve kasırgaların da sebebi Trump'tır. Abarttığımı düşünmüyorum. Çünkü gezegenimizi korumaya yönelik olan dünya ülkelerinin katılımcısı olduğu uluslar arası anlaşmaları tek taraflı fesh eden ve bundan çekilen de Trump'tı. Sonucunu Beyaz Saray değil de her zamanki gibi halk çekti. Binlerce ev ve insan tahliye edildi/öldü/kayboldu.
Müslümanlara olan kin ve düşmanlığını anlıyorum da kendi halkına bu denli düşman olan başka bir yönetici var mı yeryüzünde?
Bu sebeple iki yüzlülük politikasını devreye sokanlar, halkına karşı da artık bu maskelerden birini takmak zorunda kalıyor. Fakat anlaşılan Trump'ı silah lobisi yönetiyor. Dolayısıyla “Derin Amerika” silah satışının uluslar arası yönü dışında iç piyasadan da vazgeçmeyen ısrarını sürdürüyor. Hal böyle olunca dünyaya silah satışı sonucu bıraktıkları “Terör belası”, dönüp halkına yani kendisine de zarar veriyor. Eh, ne demiş eskiler: “Keser döner sap döner; bir gün bu hesap döner.”