Zeynep Der Başkanı ve Araştırmacı Yazar Sabiha Ateş Alpat, tesettürün önemine dikkat çekti. Alpat, “Keşke başörtüsü mücadelesi vermeseydik, tesettür mücadelesi verseydik.” ifadesini kullandı.
Muş Üniversitesi İlim ve Fikir Topluluğunun düzenlediği programa katılmak amacıyla Muş’a gelen Alpat, başörtüsü ile tesettürün farklı olduğunu ifade etti. Tesettürün önemine vurgu yapan Alpat, başörtüsünün serbest bırakılmasının bir takım yozlaşmayı da beraberinde getirdiğini dile getirdi.
Birçok ülkede kadınların erkekler karşısında haklarını alma mücadelesi verdiğini ifade eden Alpat, bunun sebebinin İslam’i kimlik bilincinin olmamasından kaynaklandığını söyledi. Alpat, kadının İslam ile birlikte değer gördüğünü ve cennetin onların ayakları altına serildiğini belirtti.
İslam’ın kadına verdiği değerlerden bahseden Alpat, “Değer verme açısından kadın ve erkeğin bir ayrımı yoktur. Sadece görevleri farklıdır. İslam kadına kul olma, anne olma, eş olma değerini vermiş ve Cenneti annelerin ayakları altına sermiştir. İslam karşıtları bu noktada, İslam’ın kadını ezdiğini ifade edebilmek veya bunu empoze için çeşitli oyunlar oynasa da bizi yaratan Allah, toplumda, ailede ve iş yerinde kadına biçtiği değer kesinlikle saygın bir konumdur.” dedi
“Kadın erkeğin çalıştığı her alanda çalışamaz”
Kadının erkeğin çalıştığı her yerde çalışamayacağını belirten Alpat, “Karma çalışma şartlarında özellikle fıkhi özelliklere dikkat edilmesi gerekir. Allah’ın fıkhi ölçülerine uyduğu zaman ve kadın fıtratına aykırı olmadığı yerlerde aynı zamanda zarureti olduğu zaman sadece çalışabilir.” ifadelerini kullandı.
Allah’ın kadına da erkeğe de haklarını verdiğini ve bunların sınırlarını çizdiğini vurgulayan Alpat sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben iman ettim diyen bir kadının Allah’ın verdiği hakları göz ardı ederek ne idüğü belirsiz olan Batı’nın dayattığı hakların peşine düşmesi en azından kendisiyle düştüğü handikaptır. Müslüman kadın Allah’ın kendisine verdiği hakları bilerek Batı’nın dayattığı haklara tenezzül etmez. Allah’ın kadına verdiği haklar onun dünyasını devam ettirmesi için yeterlidir. Allah’ın kadına verdiği haklar ne azdır ne de çoktur.”
Başörtüsü takan bazı bayanların yaptığı hareketler İslam’a yakışmıyor
Başörtüsü takan bazı bayanların yaptıkları hareketlerin İslam’a yakışmadığının altını çizen Alpat, “Bugün başörtüsü takan kızları görünce ‘Keşke başörtüsü mücadelesi vermeseydik, tesettür mücadelesi verseydik.’ diyorum. İslam’daki örtünme sadece başörtüsü değildir. Yürümek, oturmak, konuşmak hepsi tesettürün birer parçasıdır. Giyinmek de tesettürün sadece bir parçasıdır. Başörtüsünün serbest bırakılması bir takım yozlaşmayı da beraberinde getirdi. Genç kızlara bir tavsiyem olacaktır: Allah’ın bizden istediği tesettür, saç kıllarının kapatılacak şekilde olan başörtüsünden ibaret bir örtünme değildir. Ölçüleri bellidir. O ölçülere uygun hal ve davranışlar içerisinde de bulunmak gerekir. Sadece ölçüleri belli olan; geniş, kalın, uzun, içi göstermeyecek, cazibesi olmayacak şekilde olan kıyafettin olması gerekir. Ama sadece kıyafet yeterli değildir. Biz toplumda var olurken; konuşmamıza, yürümemize ve takıp takıştırdığımız süslere de dikkat etmemiz gerekir.” dedi. (Mustafa Bikeç - İLKHA)