Hindistan işgali altındaki Keşmir’de Müslümanların yaşadığı sıkıntılar her geçen gün artarak devam ediyor. Hindistan tarafından uygulanan kısıtlamalardan dolayı birçok bölgede Cuma namazı bile kılınamıyor.
Keşmir’de yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Avukat Emin Güneş, Keşmir halkının uluslararası hukuka uygun haklarına bir an önce kavuşması gerektiğini ifade etti.
Keşmir’deki sorunun uzun yıllardır devam ettiğini belirten Güneş, “Keşmir meselesi aslında Asya’nın Filistin’i gibidir. Filistin’in başına gelenlerin aynısı, tarihsel olarak Keşmir’de yaşanıyor. Eskiden Filistin toprakları İngilizlerin elindeydi. Uzun yıllar Filistin’de İngiliz tahakkümü devam etti. 1948 Yılında Filistin’de israil melun devleti kuruldu. Aynen bunun gibi İngilizlerin hâkimiyeti altında olan Hindistan’da 1947 yılında bağımsızlık ilan edilince, Filistin’deki tuzağın aynısı burada da yapıldı. Filistin’i israil’e bıraktılar. Büyük çoğunluk olan Filistinliler, israil’in zulmü altında bırakıldı. Yani çoğunluk azınlıklara terk edildi.” diye konuştu.
Birleşmiş Milletlerin bu gibi sorunları çözme yöntemine değinen Güneş, “ BM bu konuda, ‘Ülkelerin kaderini ülke hakları belirler’ diyor. Bu da referandumlarla, halk oylamalarıyla olur. Hindistan ve Pakistan ayrıldıktan sonra şöyle bir karara varıldı. İngilizler, Gandi’nin bağımsızlık mücadelesi sırasında bir takım tavizler vermişlerdi. İngiliz valiler yerine bölgede halkın seçtiği valiler eyaletleri yöneteceklerdi. Eyalet valileri, Müslüman ya da Hindulardan oluşuyordu. İngilizler oradan çekildikten sonra eyaletler, Hindistan ya da Pakistan’a katılacakları konusunda şöyle bir karara vardılar. ‘Halk kimi isterse oraya bağlanacaktı’ Ancak eyaletin başındaki valinin imzasıyla hangi tarafa geçileceği belli olacaktı. Orada ilginç eyaletler var. Örneğin, Haydarabad eyaletinde çoğunluk Hindu olmasına rağmen baştaki vali Müslümandı. Vali, Pakistan’a bağlanmak istedi. Hindistan buna izin vermedi. Bu şekilde Hinduların çoğunlukta olduğu yerler, valiler Müslüman olsalar bile Hindistan’a bağlandı, ama Keşmir’de çoğunluk yüzde 90 oranında Müslüman olmasına rağmen vali Hindu olduğundan buna izin verilmedi.” ifadelerini kullandı.
“Keşmir’de Müslüman halk çoğunluktadır”
Yüzde 90’ı Müslüman olmasına rağmen Hindu valinin Keşmir’in Pakistan’a bağlanmasına izin vermediğini belirten Güneş, “Vali direk bağlanmak yerine ortada kalmayı tercih etti. Normal şartlarda referandum yapılarak, Keşmir’in Pakistan’a bağlanması gerekiyordu. Ancak buna valinin onayı gerektiği için, vali bu imzayı atmaya yanaşmadı. Bu sebeple mesele ortada kaldı. Taraflar sıkıştırdıklarında savaşların önlenebilmesi için Birleşmiş Milletler devreye giriyordu. BM; ‘Eninde sonunda referandum ile buna karar verilecek. Halk kimi istiyorsa o tarafa verilecek’ demesine rağmen referandum kararı bugüne kadar yürürlüğe konmadı. Niye? Çünkü Hindistan çok iyi biliyor ki, Hindular, nispeten artmış olsalar bile Müslüman halk halen çoğunluktadır ve ne zaman referandum olsa halk Pakistan tarafında olacaktır.” dedi.
“Hindistan Başbakanı Keşmir’de katliamlarla yargılanmıştır”
Hindistan Meclisi’nin aldığı kararla Keşmir’i ilhak ettiğini hatırlatan Güneş, “Bu konular Hindistan Anayasasının 370’inci maddesinde düzenlenmişti. Bu maddeye göre Hindistan Meclisi, herhangi bir eyaletin ayrılması ve katılmasına karar verebilirdi. Fakat bu kararın uygulanabilmesi için ilgili eyaletin yerel meclisinin de onayı gerekliydi. Hindistan Meclisi işi oldubittiye getirerek 370’inci maddeye dayanarak Keşmir’i ilhak ettiğini açıkladı. Ancak yerel meclis bunu onaylamadığı için bu karar hukuken tamamlanmamış ve geçerli hale gelmemiştir. Bu nedenle Pakistan ve Hindistan yine bu sürtüşmeden dolayı karşı karşıya gelmek zorunda kalmıştır. Hindistan’ın şu an başında bulunan kişi aslında geçmişte Keşmir olaylarında Müslümanlara karşı katliamları kışkırtmaktan yargılanmış ve suçu sabit görüldüğünden dünyanın birçok ülkesinde girişi yasaklanan kişidir.” ifadelerini kullandı.
“Keşmir halkı uluslararası hukuka uygun haklarına kavuşmalıdır”
Keşmir halkının uluslararası haklarının iade edilmesi gerektiğini belirten Güneş, “Sonuç olarak çözümün olması için uluslararası hukukun dikkate alınarak gücün dilediğini yapmaması ya da bunun önüne geçilmesi lazım. Hindistan, Çin’den cesaret alıyor. Hindistan, Çin’in gücünü dayanarak atağa geçti. Hindistan, İslam dünyasının iç çekişmeler, kargaşalar ve çatışmalardan dolayı zayıf olacağını düşünüyor. Fakat biz inanıyoruz ki Birleşmiş Milletlerde Cumhurbaşkanımızın konuştuğu gibi dünyadaki Müslüman yöneticileri, bunu Birleşmiş Milletler ve benzeri uluslararası alanda yüksek sesle dile getirmeleri lazım. Keşmir halkının, hem uluslararası hukuka uygun hem de orada yürürlükteki kanunlara uygun haklarına kavuşmaları sağlanabilir.” şeklinde konuştu.
“İslam Ordusu kurulmalıdır”
Hindistan’ın, Keşmir halkına uyguladığı baskıları artırdığına vurgu yapan Güneş, “Hindistan şu an halkın tepkisini bastırmak için 50 gündür sokağa çıkma yasağı uyguluyor. Böyle uzun yasakların, dünya tarafından kabul edilemeyeceğini biliyoruz. Umarım Hindistan’ın taşkınlığı, ümmetin Filistin meselesi gibi yalnızlığa itilmemesine; ümmetin tevhidine, vahdetine ve birleşmesine vesile olur. Kendi aralarındaki ihtilafları bir tarafa bırakırlar. Bu durum Hinduların Müslümanları tacizidir ve tecavüzüdür. Bunun önüne geçmek içinde ciddi bir birlik lazım. Bu ne ile sonuçlanabilir? Beklentimiz İslam ordusunun kurulmasıdır. İslam ordusunun bütün silah ve malzeme ihtiyacını kendisinin üretmesidir. Tam bir bağımsızlık yolunun bu şekilde açılması gerekir.” dedi.
İLKHA