Müslümanlar meselelerini çözmede asli kaynaklarına inme yerine sorunu dışarıdan tedavi usulleri ile çözme yoluna başvurma hastalığından kurtulmayacaklar sanırım.
Günümüzün gündem konusu kadın meselesine sözü getireceğim ama önce tarihten bir örnekle meselelerde yöntemin nasıl olması gerektiği hakkında birkaç kelam etmek istiyorum.
Müslümanlar Mekke'de iken açıktan ibadet edebilecek bir potansiyele sahip olamadıkları ve Şirk Devletinin baskısından dolayı ezan gibi bir çağrı mekanizmasına ihtiyaç hissedilmemişti ama Medine'ye hicret ettiklerinde Müslümanları camiye davet edecek bir araca ihtiyaç duyulduğu ortaya çıktı.
Sahabeler farklı fikirler sundular.
Kimisi boru öttürelim dedi, kimisi çan çalalım dedi, kimisi ise namaz vakitlerinde ateş yakıp yüksek bir yere ateşi koymayı teklif etti.
Ortada 3 farklı fikir var gibi görünse de aslında ortada orijinal tek bir fikir yoktu. Verilen boru öttürelim örneği Yahudi Kültürünün baskınlığına, çan örneği Hristiyanlığın Arap kültürü karşısındaki üstünlüğüne, ateş fikri ise Mecusi Sasani'nin etkisine işaret ediyordu.
Ne kadar da benziyor ABD/Batı medeniyeti ile Rus/Çin aklı arasında sıkışmış günümüz Müslümanlığının çaresizliğine…
Oysa vahiy yeni bir toplum inşa ederken tahrif olmuş bir medeniyetin ürünlerini araçsallaştırmazdı.
Bir müddet Medine sokaklarında “essela essela” sesleri yükseldi. 3 medeniyetten bağımsız bir akıl olan Hz Ömer'in teklifi oydu ve uygulandı. Ta ki Abdullah Bin Zeyd rüyasında bugünkü ezanı gördü. Aynı rüyayı Hz Ömer de görmüştü. Ve nitekim ezan bu şekilde vücuda geldi.
Gelelim günümüze ve kadın mevzusuna…
İktidar bu meselede Batı medeniyetinin (ki onlarda da aile darmadağın oldu) ürünlerine ve diline sarılarak bu problemi çözebileceğini sanmakta.
Ne kadını hepleştiren batı medeniyeti ne de kadını hiçleştiren doğu medeniyeti çözüm değildir. (Bu arada biz doğu medeniyeti değil; İslam Medeniyetiyiz)
Ezan örneğini meselelerde çözümü kendi tarihsel ve toplumsal yapımızdan çözümler üretmeye çalışırsak, başaramazsak bile Allah bize bir kapı açar(Bize bir rüya) diye verdim.
Kadın erkeğin şiddetine mi maruz kalıyor. Bakın bu konuda peygamber (sav) ne diyor:
“Sizin en hayırlınız, ehline (eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır. Ve ben de ehline karşı en hayırlı olanınızım.”
“Mü'minlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır.”
“Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara çirkin demeyin, fenâ söz söylemeyin!”
“Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir."
Kadın ve erkeği birbirlerinin rakipleriymiş gibi telakki eden Batı Medeniyetinin tarihsel çöplüğünden bu halka azık devşirmeye kalkışmak, bütün bir toplumu zehirlemekten başka bir şey değildir.
Çözüm bizde