Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü yılına girerken, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nnn helalleşeceklerini söylemesi CHP tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu demektir ki, CHP de kimi uygulamalarının yanlış olduğunu itiraf etmek noktasına gelmiştir. Ben de kendi adıma Kılıçdaroğlu’nun helalleşmesini destekliyorum. Desteklemekle kalmıyor, herkesi desteklemeye de çağırıyorum. Çünkü bir iyiliğe vesile oluyoruz…
Helalleşmek; kişinin kendisine şu veya bu şekilde hakkını gasp ettiği kişiden özür dilemesi, gasp ettiği haklarını iade etmesi ve bundan sonra kendisine bir daha haksızlık yapmayacağını samimi bir şekilde ifade etmesidir.
Helalleşmek, helallik dilemek aynı zamanda bir erdemdir. Hak yiyen taraf olarak CHP eğer samimi bir şekilde helalleşirse, Anadolu insanı da bunu karşılıksız bırakmayacak kadar yüce bir erdeme sahiptir!
CHP, Kılıçdaroğlu’nun şahsında bu erdemi gösterebilir mi? Tabii ki, gösterebilir. Çünkü bugünkü hiçbir CHP’li’nin geçmiş olaylarda, yani geçmiş katliamlarda, cinayetlerde, işkencelerde, suikastlarda, inkâr politikalarında ve kimisini “mürteci”, kimisini de “bölücü” diye itham kanlarına girmekte fiilen bir bağları yoktur! Hakeza Kamalizm din olarak dayatıldığında da bugünkü CHP’liler yoktu. CHP’nin bir de Mustafa Kemal Atatürk’ün hala bilinçli bir şekilde belirsiz bırakılan konumuna bir açıklık getirmesi gerekir. Belirsiz olan bu konum, Atatürk’ün bir tanrı mı veya bir insan mı yahut hem tanrı ve hem de insan mı olduğudur! Çünkü Atatürk kendisini tanrı olarak ilan etmediği ve CHP de Atatürk’ü tanrı olarak gördüğünü belirtmediği halde Atatürk’ün ilkelerini ve Anayasanın ilk dört maddesini dokunulamaz, tartışılamaz ve değiştirilemez olarak görmeleri ve hatta dayatmaları onların Atatürk’ü zımnen tanrı olarak gördükleri anlamına da gelmektedir. Nitekim bu ilkelerin ve yasaların yol açtığı haksızlıklar da az değildir. Dolayısıyla CHP’liler o zulümlerin hiçbirini artık tasvip etmediklerini, o zalimlerden beri olduklarını ve bundan sonra da kendilerine nasıl muamele edilmesini bekliyorlarsa, başkalarına da öyle muamele edeceklerini ilan edip gereğini yapmaları yeterlidir.
Helalleşmek, yeni bir Türkiye’ye talip olmak demektir. Helalleşmek, müstemlekeleştirdiği Türkiye’ye özgürlüğe doğru ilk adımı attırmak demektir! Helalleşmek, ülkeyi yüz yıldır soktuğu karanlıklardan, yaptığı katliamlardan ve kısaca bütün zulümlerden pişmanlık duymak ve bir daha yapmamaya söz vermektir! Bu durumda bizlere düşen görev, CHP’nin zulümlerini yüzlerine vurmak yerine bir an önce helalleşmelerine yardımcı olmaktır.
Hepimizin zihninde oluşan soru şu; Kılıçdaroğlu ve dolayısıyla CHP helalleşebilir mi? Buna cevabımız şu: Tabii ki helalleşebilir! Peki, CHP helalleşir mi? İşte hiçbirimiz bu sorunun cevabını bilmiyoruz! Ama CHP helalleşirlerse, affedileceği şüphesizdir. Çünkü bizim onları yapmadıkları zulümlerden dolayı hesaba çekmeye hakkımız yoktur! Bu nedenledir ki, dualarımız ve arzumuz da CHP’lilerin helalleşmeleri ve dolayısıyla arınmalarıdır. Fakat helalleşme söylemi eğer bir tuzak ise, bunu bilmek hiç de zor olmayacaktır! Bunun göstergesi de bundan sonra İslam’a ve Müslümanlara karşı kullanacakları dil ile sergileyecekleri tutum ve davranışlardır.
Dualarımız ve arzumuz CHP’nin bu helalleşmede samimi olmasıdır! Seleflerinin yaptıkları vahşetler hala tazeliğini koruyorken, CHP bu kez de helalleşmek adı ile yeni bir tuzağın peşinde ise, CHP’yi rejimiyle birlikte tarihin çöplüğüne gömmek bir farzdır!
Şimdi söz ve eylem CHP’de…