1991 genel seçimlerinde Refah Partisi, MÇP (şimdiki MHP) ve IDP (Islahatçı Demokrasi Partisi) ittifakla seçimlere girmişler ve % 17'ye yakın bir oy almışlardı.
Refah partisinin aslında seçim barajını aşacak seviyede bir oy oranına sahip olduğu, ancak birilerinin oyununa gelip ülkücüleri ve Milli Mücadelecileri meclise taşıdığı konusunda güçlü bir kanaat vardı o dönemlerde.
Partide ufak çapta bir sarsılma oldu.
Refah Partisinin teşkilat yapısından dolayı ileri tırmanma imkânı bulamayacağını anlayan dönemin “Güneydoğu müfettişi” Altan Tan, MÇP ile ittifak gerekçesiyle partiden istifa ettiğini söyledi.
Bazıları Refah Partisinin MÇP ile ittifak yapmasının PKK'nin siyasi uzantılarını güçlendirdiğini iddia ettiler. İddiaya göre Kürtler bu seçimden sonra Milli Görüş partilerine sırt çevirdi.
Bu iddia şu açıdan problemli idi. Tamam, diyelim ki, RP ve MÇP ittifakı problemli idi, peki yine aynı seçimde PKK'nin siyasi uzantısı olan partinin (HEP), dönemin Kemalist partisi olan SHP ile ittifak yapması neden Kürtlerin tepkisini çekmedi? Öyle ya Kürtler asıl darbeleri ırkçı ve asimilasyoncu politikalarıyla bilinen Kemalist zihniyetten yemedi mi?
Bu iddialar halen tartışılır; ama kesin bir çözüme ulaşılamaz, çünkü herkes olaya farklı pencereden bakar. Bununla birlikte ittifakların parti ilkelerini gevşettiği ve partileri tavanda ve tabanda birbirine yaklaştırdığı gerçeği var ki, üzerinde durulmayı hak ediyor.
AK Parti ile MHP arasındaki ittifaktan dolayı hükümet üyelerinin, hükümet medyasının daha milliyetçi bir dile yöneldiği apaçık bir şekilde ortada. Keza MHP tarafından da benzer bir tutum söz konusu.
Referanduma doğru gidilirken “Evet” ve “Hayır” etrafında kümeleşenlerin içte ve dışta benzer bir siyasi çizgide durdukları da gözden kaçmıyor.
Meseleyi Kürdistan Başkanı Mesud Barzani'nin ziyareti ile tartışılan “bayrak” konusunda somutlaştıralım.
MHP'nin son derece hassas olduğu böyle bir konuda hükümete yakın ve “devlet ciddiyetiyle” davranmasının ve tepki göstermemesinin elbette AK Parti hükümetiyle olan ittifakıyla bir ilgisi vardır. Aksi takdirde Oktay Vural'ın basının önüne çıkıp neler anlatabileceğini hemen herkes gözünde canlandırabilir. (Bu arada eski grup başkanvekili olan Oktay Vural'ın şu an MHP yönetiminde olmadığını biliyorum)
Buna karşılık sosyal demokrat olduğunu söyleyen CHP'nin konuya eleştirel yaklaşması ve MHP'nin neden sessiz kaldığını gündemine taşımasının sadece klasik muhalefet mantığıyla bir ilgisi vardır, ilke ve dürüstlükle değil. Nitekim bu ve buna benzer sözler üzerine Devlet Bahçeli de açıklama yaptı ve şunu söyledi: “Sayın başbakan Çankaya'da arkasına dönüp de "nedir bu bayrak, kim koydu bunu buraya"
Merhum Erbakan'ın vefat yıldönümündeki etkinlikte Milli Görüşün önde gelenleri CHP ile sıcak pozlar verirken Milli Görüş'ün gazetesinin olaya bakışı da ittifakların partileri birbirine yaklaştırmasına örnek olarak gösterilebilir. Milli Gazete, Barzani'nin ziyaretini şu ifadeyle haberleştirdi: "İstanbul Atatürk Havalimanı'nda ilk kez sözde Kürdistan Bayrağı göndere çekildi."
Uluslararası alanda tanınan bir bayrağa sırf “Kürdistan bayrağı” olduğu için tepki göstermek… Üstelik Mesud Barzani'nin temsil ettiği Kürtlerin Türkiye ile herhangi bir problemi yokken… Daha da ilginci Milli Görüşün merhum lideri Erbakan, Kürt meselesine ırkçı yaklaşımlara tepki gösterdiği için yargılanmış ve “siyasi yasaklı” hale gelmişti. Merhum Erbakan'a göre “Meselenin ortaya çıkmasının sebebi, ‘asimilasyoncu', ‘materyalist', ‘Irkçı politikalar', ‘taklitçi zihniyetler', ‘yabancılaştırma hareketi', ‘sömürü düzeni' ve tahakküm düzenidir.”
Merhum Erbakan'ın 1994'te Bingöl mitinginde sarf ettiği şu sözler ceza almasına gerekçe olarak gösterilmişti: “Bu ülkenin evlatları asırlar boyu, mektebe başlarken besmeleyle başlar. Siz geldiniz, bu besmeleyi kaldırdınız. Ne koydunuz yerine? ‘Türküm doğruyum çalışkanım‘.
Ee sen bunu söyleyince, öbür taraftan da, Kürt kökenli bir Müslüman evladı, “Ya öyle mi, ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım” deme hakkını kazandı.
Ve böylece, siz bu ülkenin insanlarını birbirine yabancılaştırdınız.”
Şimdi bu bakış açısına sahip bir lideri ve partisinin görüşlerini yan yana koyun. Bir uyum görebiliyor musunuz?
Tüm bunları aynı yerde kümelenmenin bazen etkileşimlere neden olabileceğini izah etmek için yazdım.
Dikkatli olmak, arada bir kendini kontrol etmek ve her zaman Allah'tan yardım dilemek gerekir.