Batıda Geber olarak bilinen Cabir bin Hayyan (721–815), başta kimya olmak üzere, tıp, eczacılık, metalürji, astronomi, felsefe, fizik gibi ilim dallarına katkılarıyla bilim tarihçileri tarafından tanınan Müslüman bir âlimdir. Kûfe'de eczacı bir babanın çocuğu olarak doğmuştur. Maddelerin altına dönüştürülmesi (transmutasyon) için metotlar geliştirmeyi hedefleyen simya ilminin babası olarak bilinen Cabir bin Hayyan, geliştirdiği element anlayışı, denge teorisi yaklaşımı, tatbikatları, icat ettiği âlet ve düzeneklerle kimyanın babası kabul edilmektedir.
Ünlü Fransız bilim tarihçisi M. Berthelot'in onun hakkındaki düşünceleri şöyledir: "Aristo'nun mantık ilmindeki yeri neyse, Câbir bin Hayyân'ın kimya ilmindeki yeri de odur. Aristo, mantığın kurucusu ve üstadı olarak kabul edildiği gibi, Cabir bin Hayyan da kimyanın kurucusu ve üstadıdır." Julius Ruska, Lâtin kimyasının temellerini Yunanca değil, bilakis Arapça orijinal eserlerin tercümelerinin sağladığını belirtmektedir.1 Yaşayan ilim tarihçimiz Fuat Sezgin de, tıp, fizik, astronomi, felsefe alanında birçok eser kaleme alan, âlemde görülebilen veya görülemeyen her şeyin belli bir düzenin neticesi olduğunu belirten Cabir bin Hayyan'ın, genetik ilmine işaret eden şu sözlerini nakletmektedir. "Allah bize fizikî kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hattâ insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki, beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir."
Eserleri:
Cabir bin Hayyan; uygulamalı fizik-kimya, teorik fizik-kimya, madenler fizik-kimyası, matematik, astronomi, felsefe ve dinler tarihi gibi çok değişik alanlarda sayıları yüzlerle ifade edilen eser kaleme almıştır. İlim tarihçisi İbn Nedim, Cabir'in çalışmalarını şu şekilde tasnif eder: Gökyüzü, Yerküre, Ay, Güneş, Taşlar, Tuzlar, Mürekkep (Bileşik), Hayvanlar, Bitkiler, Gizli Mineraller, Kırmızı Boya, Mayalanmış Sıvılar (Büyük ve Küçük Kitap), İç Amalgamlar, Dış Amalgamlar, Civa Ruhu, Yumurtalar, Kan, İdrar, Mayalanmış Sıvıların Kalıntıları, Mürekkep (ikinci kitap), Cevherler (kıymetli taşlar), Boyalar, Parfümler, Kokular, Çamur, Yaradılışın Unsurları (1 ve 2), Mükemmellik, Tek (İlâhî birlik hakikatini ele alan büyük ve küçük olmak üzere iki kitap), el-Rükn, Açıklama, Nizam, Işık, Akıl Yürütme Üzerine Temellenmiş Süreçler, Kabaran Deniz, İcra Etme, Müdafaa Edilmiş Akıl, Mücerretler (Cismanî olamayanlar mânâsında).1
Batılı âlimlerin Cabir'in birçok eserini tercüme ederek sahiplendiği bir gerçektir. Meselâ Summa Perfectionis adıyla yayımlanan eserin büyük ölçüde Cabir'in Yetmişlik Kitabına dayanılarak yazıldığı ortaya çıkmıştır.2 Bu eser, Avrupa'da kimya ile ilgilenenler tarafından el kitabı olarak kullanılmıştır.
Cabir'in Batı'daki tesiri daha 14. yüzyılda başlamakla birlikte, asıl kıymeti Kitabu's-seb'ûn (Yetmiş Kitap) adlı eserinin Book of Seventy adıyla İngilizceye çevrilmesiyle anlaşılacaktır. Ayrıca, Kitab el-Usûl isimli eserin Liber radicum Rasis de alkimia adıyla Lâtince tercümesi günümüze ulaşmıştır.2
Geliştirdiği âletler, yöntemler ve kimyevî maddeler
Teorisiz pratiğin hiçbir yere varamayacağını belirten2, Doğu ve Batı ilmine önemli ölçüde tesir eden ve Roger Bacon tarafından ustaların ustası olarak da anılan Cabir bin Hayyan'ın ilk defa elde ettiği birçok kimyevî bileşik ve madde vardır. Bunlardan bazıları, saf kükürt tuzları, nişadır (NH4Cl), üstübeç [2PbCO3.Pb(OH)2], cehennem taşı (AgNO3), kezzap (nitrik asit, HNO3), zaç yağı (sülfürik asit, H2SO4), güherçile (hint) (KNO3), sirke asidi (CH3COOH), süblime (HgCl2) ve kurşun şekeri [Pb(CH3COO)2], sülügen (civa oksit), arsenik oksit, şap ve hidroklorik asittir (HCl).1,2,3 Cabir ayrıca nitrik asitle hidroklorik asidi birleştirerek o gün için altın ve platini çözen tek madde durumundaki yeşilimsi bileşiği (kral suyu) elde etmiştir. Paslanmayı önleyen madde geliştirmiş, Razi'ye etanolü bulması yolunda ipucu vermiştir.4 Batılı bazı bilim adamları optik ve mercekler kanununun keşfini de Cabir bin Hayyan'a dayandırır.
Organik maddelerin distilasyonuna büyük önem veren2 ve dünya üzerindeki ilk kimya lâboratuvarını kuran Cabir bin Hayyan, tabiattaki maddelerin saf olmadığını belirtmiş ve bunları saflaştırarak saf elementler elde etmeye çalışmıştır. Meselâ suyu tekrar tekrar damıtarak saflaştırmıştır. Cabir, kimyevî işlemlerde kullanmak üzere tasarlamış olduğu âletlerle kimyaya büyük katkılarda bulunmuştur. Bunlar arasında en dikkat çekenlerden biri, damıtmayı kolaylaştıran, daha verimli ve güvenli bir şekilde yapılmasını sağlayan imbiktir.
İmbik: Arapça El-inbik kelimesiyle ifade edilen bu araç, içine konulan maddelerin ısıtılarak damıtılmasını veya ayrıştırılmasını sağlar.
Still Damıtıcı: Bu damıtıcı, karışabilen veya karıştırılamaz sıvıların karışımının ısıtılarak buharlaştırılıp yoğunlaşmasını sağlayan bir sistemdir. Parfüm, ilâç vb. üretiminde kullanılır.
Cabir bin Hayyan oksidasyon (metallerin yüksek sıcaklıkta ısıtılarak oksitlerine ayrıştırılması), bunun tersi olan redüksiyon, buharlaştırma, süblimleştirme (saflaştırma-tasfiye), eritme, süzme, damıtma, kristalleştirme (billurlaştırma) gibi yöntemler geliştirmiştir. Çeşitli metal ve çelik üretim usûllerinin geliştirilmesi, deri ve bez boyalarının hazırlanması, kükürtlü bileşiklerden arsenik ve antimuan, bitkilerden yağ elde edilmesi, metallerin saflaştırılması, kumaşın boyanması, su geçirmez elbiselerin cilâlanması, manganez dioksitin cam yapımında kullanılması ve günümüzde hâlâ kullanılan camın renklendirilmesi gibi buluşları da gerçekleştirmiştir.1,3,4,5 Cabir bin Hayyan ve diğer İslâm âlimleri vasıtasıyla Avrupa dillerine geçmiş kimya ile ilgili bazı tâbirler de vardır. Alkol (el-Kuhl, Alcohol), üstün tasfiye âleti (el-İnbik, Alembic), alkali (al-kali, alkali), ismid (Antimony), aludel (kap-kacak), çinko asidi (tutti), mağara tuzu (Rec-ül-gar, realgar) bunlardan bazılarıdır.5 Bu tâbirler ve yöntemler günümüz kimyasında hâlen kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları kireçleştirme (calcination), kristallendirme, filtreleme, sıvılaştırma ve arıtma olarak, modern kimyanın hâlen kullandığı ve vazgeçemediği tekniklerdir.
Atomun bölünebilirliği konusundaki fikri
Cabir, atomun parçalanabilirliği konusunda şunları söylemiştir: "Madde yoğun enerjidir. Bu yüzden Yunan fizikçilerinin maddenin bölüne bölüne parçalanamaz en küçük bir parçayla son bulduğuna ve maddenin bu sayısız parçalanamayan kısımlardan meydana geldiğine dâir iddiaları yanlıştır. Onların parçalanamaz en küçük parça, yani atom olarak tâbir ettikleri bu nesne parçalanabilir ve bu parçalanma neticesi büyük bir enerji hâsıl olur. Bu öyle bir enerjidir ki, bir habbeciğin (taneciğin) bir şekilde parçalanması, Allah saklasın, Bağdat gibi büyük bir şehri yok edebilir." Bu da gösteriyor ki Cabir bin Hayyan başta Niels Bohr, Albert Einstein ve John Dalton olmak üzere Batılı bilim adamlarından 1.000 yıl önce atomla ilgilenmiş ve bu konuda fikirler ileri sürmüştür.
Eğitim felsefesiyle de ilgilenen Cabir bin Hayyan, kişiye kabiliyetine uygun bir eğitim verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Fuat Sezgin; Cabir bin Hayyan ve onu takip eden er-Râzi gibi İslâm âlimleri tarafından yüz yıllar boyunca geliştirilmiş kimya ilmine bu ölçüde katkıda bulunmuş hiçbir âlimin olmadığını belirtmektedir.2
Dipnotlar:
1. Modern Kimyanın Kurucusu Cabir b. Hayyan, Prof. Dr. Esin Kahya, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları No:183, Ankara, 1995.
2. Prof. Dr. Fuat Sezgin, "İslâm'da Bilim ve Teknik", Sayfa 97–108, Çev. Abdurrahman Aliy, TÜBA Yay., Ankara, 2007.
3. Bilim Tarihi, Colin A.Ronan, Tübitak Yayınları, Editör Prof. Dr. Ergün Türkcan.
4. Müsbet İlimde Müslüman Âlimler, Mahmut Karakaş, Kültür Bakanlığı Yayınları No:1289.
5. Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi Sayfa 64–71.