Avrupa Parlamentosu Başkanı yine üst perdeden konuşmaya başladı. Kırmızıçizgilerinden bahsetti. ‘Bu çizginin aşılması durumunda' diye başlayan üstü kapalı tehditlerini, daha doğrusu her zaman yaptıkları açık tehditlerini dillendirmeye başladı.
Zannedersiniz ki 15 Temmuz darbesinden dolayı, darbeci ihanet çetesinin, tanklar altında ezdiği insanımızı gündeme alıp böyle bir açıklama yapma gereğini duymuştur. Yâda darbe esnasında öldürülen 247 vatandaşımızın acısından dolayı hissettikleri acıyı paylaşmak için böyle bir açıklama yapmıştır.
Veya Suriye'de, Irak'ta her gün öldürülen onlarca insanın, bombalı saldırılarda yaralanan yüzlerce mazlumun, annesiz-babasız kalan yetim çocukların dramından duydukları aşırı ızdırabın oluşturduğu bir hassasiyetten bu açıklama gelmiştir. Belki de Avrupa'ya ulaşmış mülteci çocuklarından on binlercesinin kayboluşundan duydukları vicdan azabından dolayı kırmızı görmüş boğa gibi, kırmızıçizgilerinden bahsetmektedir.
Elbette bütün bu saydıklarımız ve belki de bunlardan daha fazla önem arz eden konulardan dolayı Avrupalının aklına kırmızıçizgi gelmez. Akıllarına kırmızıçizgi gelmesi şöyle dursun yaşanan olayların dallanıp budaklanması, kontrolden çıkıp bütün ümmetin dehşet bir kaosun içine düşmesi için de her türlü insanlık dışı entrikayı çevirmekten geri durmazlar.
Ancak kendilerinin besleyip büyüttükleri ve kendi çıkarları doğrultusunda yayın yapan bir medya grubuna yönelik bir soruşturma başlatıldığında, adeta kendi borazanlarının sesi kesileceği endişesinden dolayı kırmızı görmüş boğa gibi böğürmeye başladılar. Kırmızıçizgilerinin aşıldığı şeklinde açıkça tehdit etme yoluna gidiyorlar.
Aynı sertlikte cevap verilmesine verildi. Kendilerinin büyük bir kibir içerisinde konuşma hakkına sahip olduklarına ilişkin vehimleri, insanlıktan ne kadar da uzaklaştıklarının bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Malum medya yıllardır, Müslüman halkın inancına yönelik saldırılardan geri durmadı. Kutsal değerlere saygısızlıkta her türlü pespayeliği ortaya koydu. Dindar halkı incitici kepazelikleri adeta yayın politikası haline getirdi. Halka yönelik bütün bu olumsuzluklar birer saldırı olarak gerçekleştiği halde, bir gün olsun kırmızıçizgi hatırlarına gelmedi.
Ama bu yayın grubunun terör örgütleriyle bağlantılı olduğu iddiasıyla soruşturmaya alınması kendilerini çok rahatsız etmiş görünmektedir. Acaba bu rahatsızlığın sebebi nedir? Bu adam kendi şahsi görüşünü mü dile getirmektedir, yoksa Avrupalıların endişesini mi dillendirmektedir?
Avrupalının tek bir endişesi vardır. Çıkarı zedelenmesin ve kendisine hizmet edenlerin çalışmaları engellenmesin, sesleri kesilmesin. Gerisi mi? Geride kalan ne varsa sadece teferruattır. Ülkede darbe mi oluyor, insanlar meczup birilerinin ihtirası uğruna hunharca öldürülüyor mu? Bunların hiç önemi yoktur.İslam dünyası tamamen işgal mi edilmiş? Her beldesi ateş altına mı alınmış? Her gün vahşi saldırılarda insanların kanı mı akıtılmakta? Bunun asla bir önemi yoktur. Akıtılan bunca kan boğaların gözüne kırmızı gözükmemektedir. Dedik ya bütün bunlar birer teferruattır. Esas olan boğaların kendi kırmızıçizgilerini görmeleridir.
İşte bunca katliam, kan ve gözyaşı, mülteciler, işgaller küçücük bir kırmızıçizgi şeklinde Avrupa parlamentosu başkanının gözüne ilişmiyor. Ama 2-3 tane ‘belli medya' mensubunun soruşturmalık olması kalın kırmızıçizgi gibi görülmekte ve kocaman bir mertek gibi gözlerine saplanmaktadır.